They can't be far tradutor Turco
72 parallel translation
They can't be far away.
Fazla uzakta olamazlar.
Yeah, they can't be far away.
- Çok uzakta değiller.
They can't be too far away.
Çok uzağa gitmiş olamazlar.
They can't be far away.
Çok uzaklaşmış olamazlar
They can't be far.
Çok uzakta değillerdir.
They can't be far.
Çok ilerlemiş olamazlar.
White and colored... they can't be together, as far as that's concerned.
Beyazlar ve siyahlar... birlikte olamazlar.
They can't be far away!
Fazla uzakta olamazlar! Gidin!
They can't be far.
Çok uzaklaşamazlar.
They can't be far away.
Uzaklaşmış olamazlar.
There are so many and so far away that they can't be counted.
O kadar çok ve o kadar uzaktalar ki sayılamıyorlar.
If they're here, Superman can't be far behind.
Eğer onlar buradaysa, Süpermen uzakta olamaz.
They can't be far now.
Çok uzakta olamazlar.
We'll be far enough from our parents so we don't have to see them but close enough that they can baby-sit.
Ebeveynlerimizden yeterince uzak olacağımızdan onları sürekli görmeyeceğiz ama istediğimizde gelip bebeklere bakabilecek kadar da yakında olacaklar.
They can't be far. Chief!
Çok uzağa gitmiş olamazlar.
Well, I'll tell ya, Joey, it might be all right for geese to grow up thinkin'they're aeroplanes... but horses, as far as I can tell, can't fly.
- Eee, sana anlatayım, Joey. Ufak hayvan annelerini düşünmeleri normal, ama atlar, şunu söylemeliyim ki, atlar uçamazlar.
Well, then strategies and tactics can't be far behind, can they?
Peki öyleyse, stratejiler ve taktikler çok uzakta olamazlar, değil mi?
They can't be that far out.
O kadar uzakta olamazlar.
They can't be far.
Uzakta olamazlar.
Well, with the rainstorm last night, they can't be too far away
Dünkü fırtınasından sonra kamp fazla uzağa gitmiş olamaz.
They can't be far.
Fazla uzakta olamazlar.
If they've heard about this in Berlin, Muncie can't be far behind.
Tanrım. Eğer bunu Berlindekiler duyduysa, Singapur ve Muncie de yakında duyar.
Let's find them. They can't be far away.
Bulalım onları, fazla uzağa gitmiş olamazlar.
- But they can't go too far... if they gotta be here to pick up the ransom tomorrow morning.
- Ama çok fazla gidemezler..... eğer fidyeyi yarın sabah almak istiyorlarsa.
They can't be far!
Uzakta olamazlar!
They can't be far away.
Uzakta olamazlar.
I know they can't be far but the area's hot and there's a dead body in the car I should get rid of.
Uzakta olamazlar ama durum kızıştı. Kurtulmam gereken bir ölü var.
They can't be too far ahead.
- Çok uzakta olamazlar.
They can't be too far away.
Fazla uzaklaşmış olamazlar.
Yeah. They can't be too far from the hospital. Is he okay?
Hastaneden çok uzaklaşmış olamazlar.
Poseidon's ship and their emissary have already left, but they can't be far.
Poseidon elçisiyle refakat gemisi çoktan ayrıldı ; fakat çok uzaklaşmış olamazlar.
But no one's so far gone that they can't be forgiven, don't have a role to play In this new world of Jordan Collier's.
Ama Jordan Collier'ın bu yeni dünyasında hiç kimse bir rol oynayamayacak kadar veya affedilmeyecek kadar ileri gitmedi.
They can't be too far ahead.
Çok uzaklaşmış olamazlar.
They can't be that far, actually.
Gerçekten, çok uzakta olamazlar.
If they're carrying the rest of this, they can't be far.
Geri kalanını taşıyorlarsa uzakta olamazlar.
They can't be far.
Uzağa gitmiş olamazlar.
I thought it was you. They can't be far.
Sen olduğunu sanıyordum.
Sheriff : it was started Less than an hour ago, So they can't be far.
Bir saatten az olmuş, uzaklaşmış olamazlar.
Which means they can't be that far.
Yani fazla uzakta olamazlar.
Which means wherever they're hiding Connor can't be far from the diner.
Bu da demektir ki, Connor'u sakladıkları yer her neresi ise, lokantadan uzak olamaz.
They can't be far.
Çok uzakta olamazlar.
They can't be too far.
Fazla uzağa gidemezler.
They can't be far behind.
Çok uzakta olamazlar.
They can't be far...
Çok uzağa gitmiş..
- They... they can't be far.
Onlar uzakta olamazlar.
They can't be that far away.
Daha uzakta olamazlar.
But move fast ; They can't be too far.
Ama acele edin ; çok uzakta olamazlar.
They can't be that far away.
Buraya o kadar uzak olamaz.
They can't be far.
Çok uzaklaşmış olamazlar. Hadi gidelim.
They can't be that far.
Uzakta olamazlar.
Whoever they were, they can't be far.
Her kimseler artık, çok uzağa gitmiş olamazlar.
they can't see you 17
they can't 247
they can't hear you 32
they can't hurt you 17
they can't hear us 20
they can't do that 90
they can't do this 23
they can't be 20
they are 1447
they aren't 58
they can't 247
they can't hear you 32
they can't hurt you 17
they can't hear us 20
they can't do that 90
they can't do this 23
they can't be 20
they are 1447
they aren't 58
they are coming 72
they are my friends 21
they have 241
they said 545
they come 53
they don't 727
they are cute 16
they are beautiful 39
they are everywhere 27
they are my family 17
they are my friends 21
they have 241
they said 545
they come 53
they don't 727
they are cute 16
they are beautiful 39
they are everywhere 27
they are my family 17