They know that tradutor Turco
11,365 parallel translation
- Do they know that?
- Haberleri var mı?
How am I supposed to ask them out, if they know that I clean the cans?
Benim çöp kovası temizlediğimi bilirlerse onlara nasıl çıkma teklif edebilirdim?
I just want to make sure that they're okay, that they know that I'm okay.
Sadece iyi olduklarını bilmek ve benim de iyi olduğumu bilmelerini istiyorum.
Uh... They know that blacks like Ross more!
- Siyahilerin Ross'u daha çok sevdiğini biliyorlar.
I beg your pardon, my lady, but they know that a Stark beheaded their father.
Kusuruma bakmayın leydim ama bir Stark'ın babalarının kellesini aldığını biliyorlar.
They know that more than half of you are women and children.
Yarınızdan çoğunuzun kadın ve çocuklardan oluştuğunu biliyorlar.
Don't you know that's why they call this place "the departure lounge"?
Bu yüzden buraya "kalkış alanı" dediklerini bilmiyor musun?
You know, you could tell that they were really friends with each other.
Çok iyi arkadaş oldukları hemen belli oluyor.
We were on the road in Spain, and I noticed that the people there pronounce the letter S with, like, a T-H "th" sound, so instead of saying Spain, they say Thpain, you know,
İspanya'da turnedeydik, insanların S harfini "th" sesi gibi telaffuz ettiklerini fark ettim. Yani, İspanya demek yerine İthpanya diyorlar.
You know they all think that I did it.
Benim yaptığımı sanıyorlar.
And I know what they are trying to say that happened, really didn't happen.
Nasıl olduğunu söylemek isteseler de, aslında öyle olmadı.
That's exactly what they want and I know it.
Bu tam yapmak istedikleri ve ben de bunu biliyorum.
But... only five Fraser officers, and four of them have their names memorialized on a plaque in the church in Beauly, so... we know for certain that they were killed.
Ancak yalnızca beş Fraser subayı ve Beauly'deki kilisedeki plakette dördünün ismi anılmış bu yüzden onların öldürüldüğünü kesin olarak biliyoruz.
and that's why, on average, males have shorter life spans, because they... you know. "
Anladın işte. "
- you know how they do that.
- Nasıl olduğunu bilirsin işte.
You know how much bare feet, if you had that privilege in your cell, and they didn't notice you wasn't wearing your shower flip-flops in your downtime, all you felt was that cold concrete with boogers and jizz on it.
Yalın ayak olmanın bedelini bilirsiniz,... eğer hücrende imtiyazın varsa tabii ve boş zamanlarında giymediğin duş terliklerine dikkat eden olmaz tüm hissettiğin soğuk betonun koca meme ve üzerine boşaldığındır.
You know, people that know how to push your buttons and shit, and then there's special people that just know, they just fuckin'know how to take ya to that place where you're fuckin way over the line, and she just does that, man, and it's like she...
Biliyorsun, hani senin bam telini bilen insanlar vardır ve sonra onun özel biri olduğunu bilirsin seni kahrolası bir yolun kenarından kendilerine nasıl çekeceklerini bilirler ve o da öyle yaptı, adamım o öyle- -
Did you know that in 1979, they found the bodies of nine people that have been cryonized?
1979'da donmuş dokuz insan bedeni bulduklarını biliyor muydun?
I also know that most of those other magistrates you visited, they were corrupt men, dishonest men.
Ayrıca sizin ziyaret ettiğiniz çoğu yargıç yozlaşmış, saktekâr adamlardı.
And when the day comes when that foundation shifts, when civilization returns, do you know what they will call me then?
Gün geldiğinde kurumlar değiştiğinde medeniyet döndüğünde bana ne diyecekler biliyor musun?
They don't know that now.
Bunu şu an da bilmiyorlar.
So, you will be be pleased to know... That I have all truck load of these gorgeous dolls, just outside... and they all looking for dance partners..
Bu muhteşem bebeklerden dışarıda bir kamyon dolusu olduğunu bilmek hoşunuza gidecektir.
Tell AFRICOM you're calling from that classified base they didn't know existed until an hour ago.
Africom'u ara da, bir saat önceye kadar haberdar bile olmadıkları üsse yardım iste.
You know, the... the day they brought ye back after you'd been thrown by that horse.
Hani şu at üzerinden attıktan sonra seni geri getirdikleri günü.
You know that Russian kid they drafted? He better be good.
Seçtikleri o Rus basketçi bir işe yarasa bari.
And my guess is that's Domingo and them, hollering at Cottonmouth to let him know they ain't happy.
Tahminimce Domingo, Cottonmouth'a hoşnutsuzluğunu belirtmek için yaptı bunu.
All they know outside is that Cage lost his mind, shots were fired, and it's a standoff.
Dışarıdakiler şöyle biliyor, Cage kendini kaybetti silahlar ateşlendi ve bir kapışma yaşandı.
I'll make sure that they know you're innocent.
Senin masum olduğunu onlara anlatacağım.
People gave that money so we wouldn't be in danger, but we're not in danger, so it's their money, but they don't need to know that.
Bizi kurtarasın diye para gönderdiler. ... biz tehlikede değiliz, para onların demektir ama bilmeleri gerekmiyor, yine de senin olmadığı kesin.
I think that I don't know... and neither do they.
Bilmediğimi düşünüyorum, onlar da bilmiyorlar.
If you did, you'd know that they all rebel eventually.
- Hayır. Olsaydı sonuçta hepsinin asi olduğunu bilirdin.
Stuff that they know about people.
İnsanlardan hakkında bildikleri şeyler.
Those men know it, that's why they're here!
- Adamlar da farkında.
They get cranky when they're hungry, baby, you know that.
Bebeğim, biliyorsun, bu hayvanlar aç olduklarında, huysuzlaşıyorlar.
It appears that the other guy was reacting in self-defense, but, you know, who knows what happened before they started shooting at each other in the middle of the street?
Görünüyor ki diğer adam kendini savunmak için tepki vermiş, ama kim bilir sokağın ortasında... birbirlerine ateş açmalarına ne sebep oldu?
But when they say "Mayor of Brentwood," I know what they mean when they're saying that.
Ama "Brentwood'un Başkanı" derlerken ne demeye çalıştıklarını biliyorum.
You know, after that glove thing, they should just call off the rest of this trial.
Eldiven olayından sonra bence davayı düşürseler bile olurdu.
He said that after you killed somebody... you know, if you had enough time with them. They could be whoever you wanted them to be.
"Birini öldürdükten sonra onunla yeteri kadar vakit geçirmişseniz kim olmalarını isterseniz olabilirler." demiş.
And... the thing about cardboard boxes... is that... you know they're totally boring on the outside, right?
Ve karton kutular hakkındaki şey şu : Dışarıdan çok yavan görünürler değil mi?
I've been taking these pills that... You know, they're supposed to help with...
Şu haplardan alıyorum... hani var ya, yararının dokunacağını söylüyorlar...
All I know is Rain that fall in Virginia get burned off by the sun Rise up to the clouds, and then them clouds, they drift away.
Tek bildiğim Virginia'ya düşen yağmuru güneş yakıp kül eder. Bulutlar yükselir daha sonra uzaklaşırlar.
That means they don't know who did it.
Bu, kimin yaptığını bilmediklerini gösterir.
That's why they bark. Look, I know they're a pain in the ass, but we need to figure out a way to get along.
- Bak, zorluk çıkardıklarını biliyorum ama bir orta yol bulmalıyız.
No one will know that they are in your possession.
Onların sizin elinizde olduğunu kimse bilmeyecek.
And then, here is all the men on that list, you know, who would buy the old Faberge egg even if they knew that that item was stolen.
Sonra da içlerinden hangileri Faberge yumurtasının çalıntı olduğunu bilse dahi satın alırdı diye bu listeyi yaptım.
See, Ed, the trouble with talking to projections of your psyche... and you of all people should know this... is that they know everything you know.
Bak Ed, zihninin yansımalarıyla konuşmanın sorunu şu ki heskesten çok sen bilmelisin senin bildiğin her şeyi bilirler.
The ones you and I serve? They have to know, they have to see that we're impartial, you understand?
İkimizin de hizmet ettiği insanlar tarafsız olduğumuzdan emin olmalılar.
It's obvious that they know.
- Bildikleri aşikâr.
Yeah, but they don't know that.
Evet, ama onlar bunu bilmiyor.
They wouldn't know that, though, would they?
Ama onlar bunu bilmez.
You know what they call that?
Buna ne diyorlar biliyor musun?
they know 270
they know nothing 26
they know each other 27
they know me 35
they know everything 44
they know we're here 46
they know it 24
they know you 16
they know what they're doing 42
know that 57
they know nothing 26
they know each other 27
they know me 35
they know everything 44
they know we're here 46
they know it 24
they know you 16
they know what they're doing 42
know that 57
that 10639
that's nice 2129
that's enough 4716
that's gross 203
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's nice 2129
that's enough 4716
that's gross 203
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's my best friend 28
that'll be it 25
that's great work 19
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's my best friend 28
that'll be it 25
that's great work 19
that's my sister 96
that's good to know 269
that's for sure 889
that's my baby 48
that doesn't seem fair 27
that's me 2273
that's my man 51
that is 2872
that's my line 54
that is so lame 16
that's good to know 269
that's for sure 889
that's my baby 48
that doesn't seem fair 27
that's me 2273
that's my man 51
that is 2872
that's my line 54
that is so lame 16