English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ T ] / Think of that

Think of that tradutor Turco

21,208 parallel translation
There's only one name I can think of that's fitting.
Aklıma uygun tek bir isim geliyor.
I think I read somewhere that the color red evokes a sense of anxiety in the spectator.
Sanırım bir yerde, kırmızı renginin seyircide endişeye neden olduğunu okumuştum.
That's a bit of a travesty, don't you think? - I don't know.
Bu gülünç değil mi sence?
I mean, we could wait for the inevitable outbreak of hepatitis A, but I think the detective might want to act sooner than that.
Yani, kaçınılmaz bir hepatit A salgını bekleyebiliriz ama sanırım dedektif daha erken harekete geçmek isteyecektir.
That's a strategy only a Saiyan could devise. What sort of fool do you think I am?
684 ) \ fs36 } Şu anda geri çekilmeli ve bunu yüksek bir notla sona erdirmelisin.
And you think, with all that, do you think I'd just throw that into the garbage... if I had even a scintilla of doubt about what he did?
Yapmadığına dair en ufak bir şüphem olsa bunca şeyi çöpe atar mıyım sence?
Well, I think it's a safe bet that if one of these seven killed Bardot, it was their first murder.
Bahse varım eğer bu yediliden biri Bardot'u öldürdüyse onun ilk cinayetidir.
Wow, that was bigger than I thought. You know, you never told me you were a member of Women for Change. I didn't think I had to.
düşündüğümden de büyükmüş bana hiç bir zaman kadınlar için değişikliğe üye olduğunu söylemedin söylemek zorunda olduğunu düşünmedim son 20 yıldır onların aylık bültenlerini alıyorum kim tahmin ederdi bi feministle evli olduğumu?
I think, Mr. Grant, that you misunderstand Must understand the nature of our dealings.
Bence, Bay Grant ilişkimizin doğasını yanlış anladınız.
It's possible Nieves knows the identity of Lily Cooper's murderer, but I think it's more likely that he intuitively understood where Trager found his second killer.
Nieves'in, Lily'nin katilini biliyor olması muhtemel ama büyük ihtimalle sezgisel olarak Trager'ın ikinci katili nereden bulduğunu anlayabiliyordu.
I think that there should be regular check-ups of all Powers Division personnel.
Bence Power Birimi personeline düzenli olarak check-up yapılmalı.
The more I think about it, the more I think that everything that happened to you, everything that happened to all of us, happened for a reason.
Bunun hakkında düşününce, başına gelen her şey başımıza gelen her şey bir nedenden ötürü oldu.
Who did you think could believe it with that half-wit son of yours burbling on the stand?
Yarım akılllı oğluna mahkemede arka çıkalacağına inanırlar mı sandın?
And you think that a roaring fireplace is going to take the sting out of it?
Bu harika bir fikir.
There's no sign of the Empire, but there's a small habitable moon, one that I think will provide everything you need.
İmparatorluk'tan hiç iz yok ve yaşanabilir bir ay bulunuyor size ihtiyacınız olan şeylerin hepsini karşılayabileceğini düşünüyorum.
You can think all the moves you want, but at the end of the day, the moves that I'm making are the ones you're telling me to make.
İstediğin kadar hamle düşünebilirsin ama nihayetinde yaptığım hamleler senin bana yapmamı söylediklerin.
It's just that... some of us think that, you know, they as a... as a known malevolent hacker group might have...
Sadece bazılarımız düşündü de adı kötüye çıkmış bir hacker grubu olarak...
Not that it matters, but I hope you don't think I do this kind of shit a lot.
Önemli olduğundan değil de böyle şeyleri sık yaptığımı düşünmüyorsundur umarım.
Well, whatever the case may be, I think we can all agree that Launa Cruz is having a far worse Valentine's Day than any of us.
Her ne olduysa, Launa Cruz'un Sevgililer Günü'nü hepimizden daha kötü geçirdiği konusunda hemfikiriz sanırım.
Really? I think I'll be the judge of that.
Ona ben karar vereyim bence.
I can see your integrity, and on top of that, I think you're an outstanding cop.
Dürüstlüğünü ve en önemlisi de olağanüstü bir polis olduğunu görebiliyorum.
That you're out of your damn mind if you think I'm jumping in these heels, okay?
Senin üzerine atlayacağımı düşünüyorsan bunu aklından çıkarsan iyi olur, tamam mı?
♪ I think we all know the kind of people that are going ♪
# Hepimiz oraya hangi insanların gideceğini biliyoruz tabii #
Of course I'm proud that this bar breaks even, but I think that you can do better than that.
Tabii ki bu barın ne kâr ne de zarar etmesinden gurur duyuyorum, ama bence daha iyisini yapabilirsin.
And I know that you probably think that I take some degree of pleasure in that, I don't.
Muhtemelen bundan az olsa zevk aldığımı düşünüyorsun. Almıyorum.
You really think that someone killed Charles because of the work we were doing?
Charles'ı öldüren kişinin bizim işte yaptığımız şeyden dolayı öldürüldüğünü mü düşünüyorsunuz gerçekten?
All right, I think that's the last of it.
Pekâlâ, sanırım bu sonuncusuydu.
I think it's probably best that we take your name out of consideration for the position at the clinic. Wouldn't you agree?
Sanırım muhtemelen kliniğimizdeki pozisyon için listemizden çıkarmayı düşünmemiz en iyisi, değil mi?
You think you're so indispensable to the fabric of modern society that you've even bought your own a police force to do your dirty work under color of law.
Kendini modern toplumun vazgeçilmez bir parçası sanıyorsun. Pis işlerini halletmesi için kendine güvenlik gücü bile satın almışsın.
- Yes, but in my experience, if you think back through all of the issues and figure which one you never kept a file on, never took a note about, never admitted to anyone... that's the one.
Evet ama tecrübelerime dayanarak söylüyorum geriye dönüp de tüm sorunları düşündüğünde hiç evrağını saklamadığın, hiç notunu tutmadığın, kimseye itiraf etmediğin aradığın sorundur.
That's why I don't think of these things.
Bu yüzden bunları düşünmüyorum.
And you really think that we can keep him off of her?
Ben'i Sam'den uzak tutabileceğimizi mi sanıyorsun?
I think that's my dad's not-so-subtle way of telling me to get back into bed.
Sanırım babam bana çaktırmamaya çalışmadan yatağa gir demeye çalışmış.
I've been having trouble sleeping lately, so I suspect that it might have something to do with leaving things so... upended between us, and I do think that a certain closure would help both of us to move on is all I'm saying.
Son zamanlarda uyku problemim var o yüzden geride yapmak zorunda olduğum bir şeyler kaldığından şüpheleniyorum, aramızda bitmeyen bir şeyler. Ve bu kesin olarak son vermenin ikimize de yolumuza devam etmek için faydalı olacağını düşünüyorum.
Well, if he was a drug dealer or a thief, don't you think he would have stolen that Rolex instead of shoving it down that guy's throat?
Uyuşturucu satıcısı ya da hırsız olsa Rolex'i adamın boğazına sokmak yerine çalmaz mıydı?
I can't think of anything to say that hasn't already been said.
Söylenenlerin üstüne diyecek bir şeyim yok.
"With a good-looking face, he goes around seducing men." Senior, is that what you think of me?
"Bebek yüzlü diye erkekleri ayartıyor." Sunbae beni böyle mi bildin?
They want the world to think that we did this... killed the generals to get out of paying them.
Dünyanın bunu bizim yaptığımızı sanmalarını istiyorlar. Onlara para vermemek için generalleri öldürdüğümüzü.
- Hey, if you don't mind my saying so, I think it's pretty brave of you, the way you handle that.
Söylememde sakıncası yoksa bunun üstesinden gelerek büyük cesaret gösteriyorsunuz.
I think that would detract from the sense of Allhallows, Gideon!
Bence gülümsemek Cadılar Bayramı'nın anlamını azaltır Gideon!
There's not a day that goes by I don't think of you.
Seni düşünmeden geçen bir günüm olmuyor.
He's real handy, Glen's not handy, so Roger would come over and tend to stuff around the little house,'cause I think he never really let go of the feeling that that was still his to care for.
Elinden her iş gelir, Glen öyle değil o yüzden Roger gelir evde bir şeylerle meşgul olurdu. Bence bunun sebebi hâlâ eve kendisinin bakması gerektiği hissinden kurtulamaması.
He has that kind of man's ego from another time, when it wasn't considered just being an asshole, when it was a virtue, you know,'cause he grew up in Michigan, and I just think
Başka bir döneme ait bir havası var. Adilik olarak düşünülmeyen, erdemli görülen bir dönemden. Çünkü Michigan'da yetişmiş ve bunu düşündüğümde birinin senden çeyrek yüzyıl daha tecrübeli olması ilginç bir şey.
And they're grateful for the cure, but that doesn't give the government a free pass for everything else, especially since people think that most of the decisions that have come out of here have been disastrous.
Tedavi için minnettar olmalarına karşın bu, hükümetin yaptığı her şeye tamam demelerini gerektirmiyor. Özellikle de halk verilen kararların felaketle sonuçlandığı kanısında iken.
It's not impossible that some group of hackers did it, but the security experts that are studying this really think this required the resource of a nation-state.
Bir çeşit hacker grubu tarafından yazılmış olması muhtemel,... ancak güvenlik uzmanlarına göre arkasında bir devlet olması oldukça yüksek ihtimal.
You think of NSA as an institution that essentially uses its abilities in cyberspace to help defend communications in that space.
NSA'i, iletişim sistemlerinin güvenliğini sanal dünyadaki,... imkanlarını ve yeteneklerini kullanarak savunan,... bit tür kuruluş olarak düşünebilirsiniz.
Do we think that this was a nation-state actor and that there are a limited number of nation-states that have such advanced capacity?
Bunun arkasında bir devlet teşkilatının olabileceğini,... ve bunu yapabilecek kapasitedeki teşkilat sayısının,... oldukça az olduğunu düşünebilir miyiz?
And I tried to think of something, some lie that would make sense, but I couldn't.
Bir şeyler uydurmaya, mantıklı bir yalan bulmaya çalıştım ama bulamadım.
But don't you think it's conceivable that those problems are the direct cause of your drop in business, not gun violence?
Yaşadığınız sıkıntıların silahlı çatışmalardan çok hizmet kalitenizden kaynaklandığını düşünmek daha akla yatkın değil mi?
But do you really think you could have gotten out of that hotel room without doing what you did?
Ama yaptığını yapmadan o otel odasından çıkabileceğini mi düşündün?
If you promise not to cry, I'll buy you a pack of hot dogs. What do you think about that, huh?
Ağlamayacağına söz verirsen sana sosisli sandviç ısmarlarım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]