Thorough tradutor Turco
1,759 parallel translation
They've sealed off the area and are conducting a thorough search.
Alanı kapattılar ve ayrıntılı bir arama yapıyorlar.
We're just trying to be thorough, ma'am.
Sadece işimizi yapıyorum, efendim.
And you're not very thorough.
Sen de hiç titiz değilsin.
- I'm not signing off on anything until a thorough investigation is complete.
Soruşturma tamamen tamamlanmadan hiç bir şeye imza atmayacağım.
Our objective is to a do a thorough work-up of every suspect and figure out who had access to the holding cell.
Amacımız... Her şüpheli için derinlemesine bir çalışma yaparak,... kimlerin gözaltı hücresine erişimi olduğunu bulmak.
It is a thorough wash from outside and inside.
İçten ve dıştan tam temizlik demek oluyor.
The intern shouldn't be more thorough than you.
Bir asistan bundan daha dikkatli olmalıdır.
Well, a thorough examination takes time.
Derinlemesine inceleme zaman alır.
There's a killer out there, Dr. Edison. So be thorough and fast.
Katil dışarıda bir yerde, Dr. Edison bu yüzden titiz ve hızlı olmalıyız.
No. No. They're just being thorough.
Hayır, sadece ince eleyip sık dokuyorlar.
And from the look Of the file, The police didn't do A very thorough job Looking into it.
Görünüşe bakılırsa polis bu konuda pek bir şey yapmamış.
Very thorough. No.
- Çok ayrıntılı bir araştırma.
Your training coordinator said that you were very thorough.
Eğitmenin senin çok titiz olduğunu söyledi.
The DNA from the doctor didn't match the sample from the contact lens, and then CODIS drew a blank, so just to be thorough,
Doktorun DNA'sı lenstekiyle uyuşmadı, CODIS'te de bir şey çıkmayınca, eksiksiz olsun diye diğer davalarla da karşılaştırdım.
She's fast, but she's thorough.
Hızlı ve.. .. aynı zamanda mükemmel.
But my predecessor was not as thorough as he could have been when presenting this case.
Kötü konuşmak istemiyorum ama benden önceki meslektaşım bu davayı sunmakta gerektiği kadar başarılı değildi.
Well, your typical vigilante mob's nothing if not thorough.
Bildiğiniz çete faaliyetleri. Açık kapı bırakmazlar.
In all this time you've been operating, you've always been so careful and so thorough.
Bunca zamandır ameliyat yaparsın ve hep çok dikkatli ve hatasız olmuştun.
The authorities have not pressed any charges or revealed information about suspects since they feel a thorough investigation is needed...
Yetkililer konu hakkında derin bir soruşturma başlatma ihtiyacı hissettiklerinden beri herhangi bir suçlamada bulunmayıp şüpheliler hakkında bilgi vermiyorlar. X
I'm sure you did a very thorough job.
mükemmel bir iş çıkarttığına eminim.
I'll do a thorough exam.
Detaylı bir inceleme yapacağım.
You did a very thorough job.
Çok iyi iş çıkardın.
We do know how to be thorough when the mood takes us, sir.
Biz böyle durumları nasıl aşacağımızı biliriz, efendim.
Agent Cooper is very thorough.
Ajan Cooper çok dikkatlidir.
Oh. This is really thorough.
Bu gerçekten mükemmel.
Very thorough.
Kusursuz.
I want a thorough'search of thi's van.
Bu aracın araştırıImasını istiyorum.
How... erm... thorough.
Nasıl... Yanii.
I want you to be real thorough.
Mükemmel doğrulukta olmanı istiyorum senden.
And, Detective Mendoza, since y'all are so thorough some of your people can keep an eye on missing chauffeur's residence in case he shows up.
Dedektif Mendoza adamlarınızdan birkaçı, sürücünün ortaya çıkma ihtimaline karşı evi gözetleyebilirler mi acaba?
You know, Lieutenant, I understand the need for a thorough investigation, check all possibilities.
Teğmen, eksiksiz bir soruşturmanın bütün ihtimalleri kontrol etmenin gerekliliğini anlayabiliyorum.
We need to do a thorough check in your apartment.
Sizin dairenizi de kontrol etmemiz gerekiyor.
This is a thorough report.
Bu ayrıntılı bir rapor.
In cases like this, it's important to be as thorough as possible.
ama bu gibi davalarda, olabildiğince titiz olmak önemlidir.
You need to go to the hospital for a thorough clean-out.
Düzgünce temizlenmesi için hastaneye gitmelisin.
A thorough bred Tamil.
İyi yetiştirilmiş bir Tamil.
A good policeman always does a thorough search.
İyi bir polis her zaman kapsamlı bir arama yapar.
Nurse is being thorough.
Hemşire kusursuz olmak istiyor.
I run a very thorough background check on everyone I work with, and somehow I missed this.
Çalışanlarımın geçmişi çok detaylı bir şekilde araştırırım ve bir şekilde bu gözümden kaçmış.
We all could have be more thorough.
Hepimiz daha dikkatli olmalıyız.
Block the four main gates of the city, and do a thorough search!
Şehrin bütün çıkış kapılarını kapatın ve her yeri karış karış arayın!
Just give me a minute to plow thorough this, man.
Anlamam için bir dakika ver, adamım.
You're very thorough, hank.
Çok titizsin Hank.
FBI's very thorough, huh?
- FBI çok titiz davrandı, değil mi?
That you would pursue a charge of this magnitude without a thorough investigation is unconscionable.
Bu büyüklükdeki bir suçlama için eksiksiz bir araştırma yapmamış olman vicdansızca bir harekettir.
Goss wants to do a thorough psych eval.
Goos, tam bir psikolojik muayene yapmak istiyor.
- I can't even tell you how thorough Sal was.
Sal'in ne kadar titiz çalıştığını anlatamam.
Frankly, my presence here is just to ensure thorough communication, that we help each other on both sides of the pond.
Doğrusu, benim burada olma nedenim sadece iletişimi sağlamak. İki taraf, birbirine yardımcı olacak böylece.
Well, we're being so thorough that we can...
Biz de tam olarak...
Hey, be more thorough.
Daha dikkatli topla!
We have made a thorough search but have found no supplies or water in the canyon
Ancak kanyonda ne erzak ne de su bulamadık.