Thoroughly tradutor Turco
1,320 parallel translation
We thoroughly enjoyed it.
Büyük bir zevk aldık.
He's eccentric and odd... in a thoroughly uninteresting way.
Tamamen kötü anlamda.
Women who dye their hair thoroughly?
Peki, saçlarını güzelce boyayan kadınlar?
Maribelle stood there with her chin up and her knees shaking and Mother was looking her over very thoroughly.
Maribelle, çenesi havada, dizleri titreyerek orada otururken annem onu dikkatlice süzüyordu.
We intend to do our work thoroughly and completely.
Görevimizi tam anlamıyla yerine getirmeye çalışıyoruz.
Well, this is a dog who gets bus-ay consistently and thoroughly.
Ama bu köpek, "kopuyor." Devamlı ve tamamen.
That was thoroughly unpleasant.
Bu gerçekten hiç hoş değildi.
The Doctor has examined me thoroughly and pronounced me physically fit, but I'll admit that it will take a little longer to work through the emotional impact of my experience.
Doktor beni, tamamen kontrol etti ve sağlığımın yerinde olduğunu söyledi, ama itiraf etmeliyim ki, yaşadığım şeylerden dolayı içinde bulunduğum duygusal durum daha fazla dinlenmemi gerektiriyor.
But when it does occur, we like to investigate thoroughly.
Ama şimdi meydana geldi, tam olarak nedenlerini araştırmamız lazım.
It was thoroughly pleasurable, of course, but to continue would be a waste of time.
Elbette, eksiksiz olması daha iyi olurdu, ama devam etmek sadece zaman sarfiyatı.
I thoroughly enjoy this peanut butter. And I thoroughly enjoyed meeting you all.
Bu fıstık ezmesini gerçekten çok sevdim ve sizlerle tanışmaktan çok memnun oldum.
I'll let you betray your wife thoroughly.
Ona ihanet etmeni sağlayacağım.
Dean Walcott seems thoroughly committed to your not ever becoming a doctor.
Walcott senin doktor olmamanı sağlamaya kararlı görünüyor.
... enjoy our hot springs....... the instructor will teach you thoroughly....
... Kaplıcalarımızın tadını çıkarın Eğitmenimiz size nasıl yapıldığını gösterecek...
- They should be thoroughly soaked
- Kuru yerleri kalmasın abi. - Var mı böyle bir şey ya?
Beyond that, I've thoroughly researched Babylon 5's operational procedures... personnel records. I'm pretty much up to speed on all the reports.
Bunun haricindeki her şeyi Babil 5 yönetmeliklerinden personel kayıtlarından ve raporlardan kadar öğrendim.
I know it sounds lame, Inspector, but the Master really was a thoroughly nice man.
Kulağa garip gelecek Dedektif Bey ama Efendimiz gerçekten çok iyi bir insandı.
Every piece of mail that comes into Oz gets opened and thoroughly examined.
Oz'a gelen her posta parçası açılır ve detaylıca incelenir.
I have reviewed the transcript of Mr. Hill's trial thoroughly.
Bay Hill'in mahkeme tutanaklarını baştan aşağıya gözden geçirdim.
He's our Chief Medical Officer, and he is thoroughly grounded in Starfleet protocols.
Bizim baş tıbbi subayımızdır, ve Yıdız Filosu protokollerine tamamen uyar.
Thoroughly intimidated by the commotion, the raven retreats.
Kargaşadan korkan kuzgun geri çekiliyor.
Thoroughly cowed, the raven retreats.
Tümüyle korkmuş kuzgunlar geri çekiliyor.
Since I last adressed the House on this subject... I have had the opportunity to investigate this scheme... more thoroughly... and to grasp fully the ramifications of our lending it support.
Meclis'te bu konuda yaptığım son konuşmadan bu yana,..... planı daha iyi..... inceleme ve plana destek vermemiz durumunda..... olacakları tamamen kavrama şansına sahip oldum.
This is going to be a thoroughly comprehensive audit.
Bu oldukça... geniş bir araştırma olacak.
All I know is I plan to get thoroughly laid.
Tek istediğim şey iyice düzülmek.
I'm thoroughly depressed.
Bunalıma giriyorum.
Thoroughly unscrupulous.
Kesinlikle vicdansızsın!
If you don't answer thoroughly, things are going to get tougher, and you know what I'm saying.
Şu anda tutuklusun. Eğer sorularıma... cevap vermezsen işin zorlaşır.
Search through everything thoroughly.
- Her yere dikkatle bak.
Make sure all the ingredients are cooked thoroughly.
Tüm malzemelerin iyi pişmesini sağlayın.
Thoroughly understand you.
Çok iyi anladım.
I wasn't as moved as that, but the one who drove me over there excused himself so excessively that I thoroughly lashed out at him.
Bundan öyle fazla etkilenmedim, ama | beni oraya sürükleyen, o kadar aşırı özür diledi ki onu | sert biçimde azarladım.
But every time I got there, they'll search me thoroughly.
Ama her oraya gidişimde üstümü arıyorlar.
No, Mr Giles has checked my credentials, rather thoroughly, and phoned the Council.
Hayır, Bay Giles belgelerimi dikkatlice inceledi ve konseyi aradı.
And I thoroughly enjoyed myself.
Eksiksiz bir şekilde eğlendim.
I assure you, Mr. Thorpe, our mainframe has been thoroughly Y2K-inspected.
Sizi temin ederim ki, sistemimiz 2000 yılı için etraflıca denetlendi.
I haven't read it thoroughly.
Tam okuyacak zamanım olmadı.
Clean living, chewing thoroughly... and a daily dose of vitamin church.
Temiz yaşa, tamamen çiğne günde bir kez Tanrı'ya ibadet.
If I could take a few hours to examine the creature more thoroughly...
Yaratığı adam akılı incelemek için bir kaç saatim daha olsaydı...
Was this basement thoroughly searched?
- Bodrum katı iyice aradın mı? - Hayır.
Well, I, for one, am thoroughly grateful.
Pekâlâ, tamamıyla müteşekkirim.
Carefully planned and thoroughly carried out.
Dikkatlice planlayıp uygulamıştı.
... McNally, who's been thoroughly in command.
McNally maça damgasını vurmaya başladı.
Eudora from out of Greenwood, doin'a little number... with her cousin Tom-Tom... which I predict you gonna enjoy thoroughly.
Greenwood'dan geliyor ve kuzeni Tom-Tom ile bir şarkı yapıyor. Kesinlikle, eğleneceğinizi tahmin ediyorum.
Every detail is thoroughly discussed and studied.
Her ayrıntı, iyice tartışılıp, çalışılır.
I thought about it thoroughly and didn't find a solution.
Bunu etraflıca düşündüm ve bir çıkış noktası bulamadım.
I put it to you that the reason you were searched so thoroughly... is because you have a history of violent behaviour in courtrooms.
Ben sizin neden arandiginiz uzerinde duruyorum, cunku davada saldirgan olarak biliniyorsunuz.
He doesn't have the time to check them thoroughly.
Onları tam olarak kontrol ettirecek kadar zamanı yok.
As his art is about personal growth, he feels he must come to know each student thoroughly in order to assist the student in developing the skills and confidence required to free him from the chains of limitation whether of physical or psychological origin.
Onun sanatı şahsi gelişimle ilgili olduğu için, her öğrencisini tam olarak tanıması gerektiğini, böylece öğrencinin fiziksel ve psikolojik yapısındaki sınırlamalardan kurtulması için gereken beceri ve özgüveni geliştirmesine yardım edebileceğini hisseder.
- Thoroughly.
Baştan sona.
A growing collection of thoroughly unnecessary medication... that her primary psychiatric caregiver wants to shove down her throat.
Burada ne kadar kaldı? - Tüm bunları yapacak kadar. Şuna bak.