To arms tradutor Turco
3,719 parallel translation
To arms!
Kılıçlarınızı çekin!
Lotta cops got dinosaur arms when it comes to pulling their gun.
Birçok polis, iş silah kullanmaya gelince çuvallar.
You want to buy Russian arms?
Rus silahları mı almak istiyorsun?
He'll send civil army to the arms deal to stop us.
Bizi durdurmak için silah anlaşmasına sivil ordusunu gönderecek.
He sought a mother... arms that would open to him... warm and without complications.
O ise zorluklar olmadan ona sıcak kollarını açacak bir anne arıyordu.
I wanted to open my arms and embrace it all... but because my fear that it would never be mine was so great... it never became mine.
Kollarımı açıp tümünü kucaklamak istedim fakat benim olamayacağından çok korktuğumdan dolayı hiçbir zaman benim olamadı.
I'm gonna get to hold a new life in my arms.
Kollarımda yeni bir hayat tutacağım.
"I pledge to kiss you slowly, to be food for your soul, " to sleep in your arms, to comfort you with my body, " just as you promise to comfort me with yours,
Seni yavaşça öperek ruhunun gıdası olacağıma, kollarında uyuyacağıma bedenimde huzuru bulacağına, senin de söz verdiğin gibi bedeninde huzur bulacağıma ant içiyorum.
Raise your arms, and ask the holy host to look upon us as he has in the past, and by his gaze, strengthen our faith.
Kolunu kaldır ve Kutsal Sahip'ten tüm hayatımıza yukarıdan bakıp bakışlarıyla inançımızı güçlendirmesini dile.
We need to get you into the recovery position. - Pen!
Duke's Arms... age.
I got to stop an arms deal.
Durdurmam gereken bir silah dağıtımı var.
And the only reason men do push-ups is to have their arms look big for women.
Bir erkeğin şınav çekmesinin tek sebebi kızlara güzel görünmek istemesidir.
With toes suited to gripping branches and very long arms and hands, it suggests that this was a dinosaur well suited to living in the trees.
Dalları kavramak için uygun ayak parmakları çok uzun elleri ve bacakları onun ağaçlarda yaşamaya uygun bir dinozor olduğunu düşündürüyor.
We had good intel that an al-Qaeda cell was trying to acquire automatic rifles from a Russian arms deal.
Bir El-Kaide'linin Rus bir silah tüccarından otomatik silah almak istediğine dair sağlam bir bilgi vardı.
And he's going to kiss me and hold me in his arms.
Ve beni öpecek ve kollarına alıp saracak.
Or maybe you were looking for an excuse for me to put my arms around you.
Ya da kollarımın arasında olmak için bir bahane arıyordun.
When it was over, I went to say my farewells and good-byes to the family, and I went to put my arms around Michael, and I felt that he froze in my arms, that he was uncomfortable with that.
Tören bittiğinde veda etmek için ailenin yanına uğradım. Michael'ı ellerimle sardım. Bu esnada kollarımın arasında donup kaldığını hissettim.
We wave our arms around, we giggle a lot, and then we realized that we could talk our heads off for hours and hours and hours and hours and never run out of things to say.
Kollarımızı savuruyoruz, çok kıkırdıyoruz ve fark ettik ki saatlerce hiç ama hiç durmadan çene çalabiliyoruz ve söyleyeceklerimiz de hiç bitmiyor.
Something happened between those two, Bobby, and whatever it was sent Christopher running off to Asia into Rebecca's arms.
İkisinin arasında birşeyler oldu, Bobby, ve her ne ise Christopher Asya'ya kaçıp Rebecca'nın kollarına sığındı.
I will deal with anyone, and in its work from Algeria to Zimbabwe, the Conrad Knox foundation will deal with anyone, however unpopular they may be, in the cause of food aid, agricultural development, the decommissioning of arms.
Conrad Fonu ne kadar popüler olmasa da yiyecek yardımı tarımsal gelişim ve silahsızlandırmayla ilgili herkesle görüşür.
These are our brothers in arms, sent now to kill us.
Bunlar silah arkadaşlarımız ama şimdi bizi öldürmek için gönderildiler.
For a moment he looked like fainting, then prison officers moved forward to take his arms and help him down to the cells.
Bir an bayılacakmış gibi oldu ve memurlar kolundan destekleyerek hücresine kadar götürdüler.
When I look at them, I can't help but think... I used to hold this person in my arms, kiss her.
Gözlerine bakınca tek düşünebildiğim onu kollarımın arasına aldığım, öptüğüm oluyor.
To grab, like, grab the arms or something.
- Kollarını falan tutmaya çalışmıyordum.
You tried to grab her arms?
Kollarını tutmaya çalıştın mı?
The Prince of Peace opens his arms to you.
Barış Prensi, sana kollarını açıyor.
Do you want to meet for lunch tomorrow in the Grantham Arms?
Yarın Grantham Arms'da öğle yemeği için buluşalım mı?
I want you to take a deep breath, and I want you to relax your arms.
... derin bir nefes alacaksın ve kollarını serbest bırakacaksın.
Look, I feel like a jerk out here waving my arms at the White House like a crazy person, trying to get the President's attention.
Kollarımı deli gibi Beyaz Saray'a doğru sallayıp Başkan'ın dikkatini çekmeye çalışırken ahmak gibi hissediyorum.
The other thing I hear quite a lot of is that I will deal with anyone and in its work from Algeria to Zimbabwe the Conrad Knox Foundation will deal with anyone however unpopular they may be, in the cause of food aid agricultural development, the decommissioning of arms.
En çok duyduğum şeylerden bir diğeri de Cezayir'den Zimbabwe'ye kadar herkesle görüşmem. Conrad Fonu ne kadar popüler olmasa da yiyecek yardımı tarımsal gelişim ve silahsızlandırmayla ilgili herkesle görüşür.
The fire arms officers are saying you sent them to the wrong flat.
Memurlar onları yanlış daireye yönlendirdiğini söylüyorlar.
" This is where you're meant to be, in the arms of your father.
Senin yerin burası. Babanın kolları.
I simply felt an overwhelming need to be in a woman's arms.
Bir kadının kollarında olma ihtiyacına yenik düştüm.
I was sitting next to a man with no arms.
Kolları olmayan bir adamın yanında oturdum.
I wasn't able to hold you in my arms.
Sana dokunamadım!
The governor is also grateful for the freedom granted by the constitution in the right to bear arms, the right to protect his family and stop a rapist before he could commit further violence to his wife.
Sayın Vali ayrıca anayasada silah bulundurma hakkı olduğu için bu sayede ailesini koruyup, bir tecavüzcüyü karısına daha fazla zarar vermeden durdurabildiği için de minnettar.
One man who had come to Cameron for treatment over his grief over his mother couldn't remember that, in fact, his mother had died in his own arms.
Annesinin ölümü üzerine duyduğu acıdan Cameron'a tedavi için gelen bir adam aslında annesinin kendi kollarında öldüğünü hatırlayamadı.
Nat, I'll get you to move closer and put your arms up.
Nat, yakınlaş ve ellerini havaya kaldır.
What we must do is bind banana leaves to our arms and it will give us the additional lift that we need.
Yapmamız gereken bu muz yapraklarını kollarımıza bağlayıp, bize gereken kaldırma gücünü vermesini sağlamak.
I want you to fall backwards into my arms.
Kendini kolllarıma bırakmanı istiyorum.
Do you even have any arms to lose?
Kopacak bişey mi sanki?
Then, for at least 2 weeks, you won't be able to lift your arms and get into fights.
Böylece en azından iki haftalığına kolunuzu kaldıramayacak ve kavga dövüş edemeyeceksiniz.
Oh, please, you put on a scary movie, wait for the girl to fall in your arms.
Oh, lütfen, bir korku filmi koyup, kızların koluna düşmesini bekliyorsun.
If it did, I would not have bought tickets to the Arms and Armor exhibit at the Met today.
Öyle olsaydı Metropolitan müzesindeki Silah ve Zırhlar sergisine bilet almazdım.
Robin had managed, until now, to keep Patrice at arms length.
Robin, şu ana kadar Patrice'le arasına mesafe koymayı başarmıştı.
Uh, as I was coming out of the back room to help this couple who had come in for some guidance, and this guy had his arms around this person, and they were kissing, and then they stopped,
- Arka odadan çıkıp rehberlik için gelen çifte yardımcı olmaya gittim. Adam, kadını kollarıyla sarmıştı. Öpüşüyorlardı.
You know, I like to be reminded that he's a mammal when I'm in his arms.
Onun kollarında olduğum zaman, bir memeli olduğunu hatırlamak isterim.
Maybe I'll get to hold the baby a couple of times before my arms get chewed off by wild animals.
Belki kollarım vahşi hayvanlar tarafından kemirilmeden önce bebeğinizi birkaç kez kucaklama fırsatım olur.
Go to the arms locker, get a sidearm.
Cephaneliğe git, bir silah al.
I'm gonna scoot my weight to the end of my chair, and then I'm gonna extend my arms around you, and I'm gonna bring your body close to my body.
Ağırlığımı sandalyemin kenarına vereceğim. Sonra da kollarımı sana dolayacağım. Ve vücudunu benimkine yaklaştıracağım.
Four years ago, my old partner and I Reported this girl with cigarette burns All over her arms and legs to d.C.F.S.,
4 yıl önce eski ortağımla birlikte kızın birinin kolları ve bacaklarındaki sigara söndürme izlerini Aile ve Çocuk Servisine bildirmiştik.