To dispatch tradutor Turco
539 parallel translation
I want you to dispatch a unit over there immediately.
Oraya hemen bir ekip göndermenizi istiyorum.
"Your Imperial Highness, you are urgently needed to dispatch instructions!"
Ekselansları, yeni direktiflerin dağıtımı için acilen bekleniyorsunuz.
Are you now going to dispatch this thing?
İşi bitirmeye hazır mısınız?
He requested the use of our forecourt to dispatch himself with honor.
Onurlu bir şekilde intihar etmek için ön avlumuzu kullanma isteğinde bulunmuştu.
Scott had to dispatch Colonel Broderick all the way from El Paso on a job that any investigator could've done.
Scott, başka herhangi bir araştırmacı subayın kolayca yapabileceği... bu iş için, Broderick'i taa El Paso'dan buraya kadar sevk etmek zorunda kalmış.
And while here in Virginia City, we're preparing to dispatch the last of our contestants.
Ve burada Virginia City'de iken, son yarışmacılarımızı göndermeye hazırlanıyoruz.
I have to dispatch this demon forever.
Bu şeytanı sonsuzluğa göndermek zorundayım.
Would you find Billy, please, and tell him to dispatch these telegrams without delay.
Lütfen Billy'i bulun biran önce telgrafı göndersin.
Cameron to Dispatch.
Cameron yolda.
We use these to dispatch the animals we consume.
Bunları tükettiğimiz hayvanları öldürmek için kullanıyoruz.
I'll dispatch a convoy to meet him.
Onu karşılamaya bir konvoy göndereceğim.
You will dispatch whatever luggage you intend to take by a trusted messenger unaddressed at the Victoria Station tonight.
Bu gece hangi valizleri almak istiyorsan Victoria istasyonu'na güvenilir bir mesajcı ile üzerlerine adres yazmadan gönder.
Mr. Bush here are the keys to my dispatch box containing the Admiralty's orders.
bay Bush. deniz kuvvetlerinin emirlerini içeren evraklar ve anahtarlar burada.
Dispatch a car to st. Anne's Church.
St. Anne kilisesine derhâl bir araç gönderin ve Babe Lazick'i tutuklayın.
Get this dispatch off to Whitehall at once.
Bu mesajı derhal Whitehall'a ulaştır.
Last week you photographed a dispatch from London to the Ambassador.
Bilgin olsun diye söylüyorum, geçen hafta Londra'dan Büyükelçi'ye gelen bir mesajı fotoğrafladın.
You've got another "no delivery" dispatch to send to Washington.
Washington'a yeni bir "gönderi ulaşmadı" telgrafı çekmen gerekiyor.
Riding dispatch, I have the right to give U.S. script.
Götürüyorum, U.S. belgelerini teslim etmeye gidiyorum.
I rode dispatch some after that, then came to Seddon.
Sedon'a şu görev için mesaj götürdükten sonra.
I happen to own a dispatch box which is very similar to Mr. Chelm's.
Bay Chelm'inkine çok benzer bir evrak çantam vardı.
Three days ago, this ship received a dispatch addressed to us for action.
Üç gün önce bu gemiye savaşla ilgili bir emir gelmiş.
Dispatch a courier to Kyoto.
Kyoto'ya haberci gönderin.
KMA-628 to 5W, location previously reported by 301 - A will dispatch ambulance.
KMA-628'den 5W'ye, 301-A'nın daha önce bildirdiği yere... bir ambulans gönderiliyor.
This War Department dispatch... came addressed to Lt. Clark.
Savaş Bakanlığı görev emrinde Teğmen Clark olarak belirtilmiş.
Send a dispatch rider to the fort.
Kaleye bir atlı yolla.
Send this emergency dispatch to Operations.
Şu mesajı karargaha geç.
Harvest and Heaven to La Panne, with all dispatch.
La Panne'deki herkesi son hızla toplayın.
- A dispatch to the commander!
- Komutana bir mesaj var!
I can only exhort the police to apprehend this individual with the utmost dispatch.
Ben sadece polisi... ... bu sahsı bir an evvel tutuklamaya teşvik edebilirim.
And to Thy charge, Beloved Lord, we dispatch the immortal soul of Matthew Wallace Thompson.
... ve Senin yargına, Yüce Rabbim, Matthew Wallace Thompson'un ölümsüz ruhunu gönderiyoruz.
- To the publisher of the Times-Dispatch.
- Times-DisPatch'ın editörüne.
Learning how to handle the pack animals with sureness and dispatch.
Yük hayvanlarιna hakim olup onlarι yönlendirmeyi öğrenmeye çalιştιk.
Special Dispatch gave it to me.
- Karargahtan gönderildi.
Dispatch all suspects to headquarters.
Tüm şüphelileri merkeze sevkedin.
According to this dispatch I just received, our team of agents has them cornered.
Henüz aldığım bu rapora göre, bir grup ajanımız onları köşeye sıkıştırdı!
You'll carry a dispatch to Colonel Foster at Fort Concho.
Concho Kalesi'ndeki Albay Foster'a bir mesaj götüreceksin.
I decided to send a dispatch to Starfleet, warning them.
Yıldız Filosuna mesaj göndererek, onları uyarmaya karar verdim.
I'm going to flight dispatch.
Uçuş haberleşme merkezine gidiyorum.
We must dispatch aid to Bristol with all possible speed for as long as Rupert holds Bristol, this war be not lost.
En hızlı şekilde Bristol'a yardım göndermeliyiz. Rupert, Bristol'ı elinde tuttukça savaşı kaybetmeyiz.
This dispatch is to be considered a war warning. "
Bu mesaj, bir savaş uyarısı olarak düşünülmektedir. "
Dispatch all the trains to transport those troops to transport those troops
Tüm trenleri nakil için kullanın! Peki efendim! hemen yola çıkacağız!
I regret to inform you that I have received the following dispatch from Samuel Gummere, United States general consul, Tangier, Morocco.
Tanca'daki ABD Konsolosundan üzücü bir haber aldım.
Patch me in to Comtron truck dispatch.
Beni Comtron nakliye bölümünde bekleyin.
" Dispatch telegrams to commence army mobilization.
Ordunun harekete hazır olması için telgraflar çekildi.
DISPATCHER : Dispatch all available units to assist in the apprehension of the A-Team.
Uygun olan bütün ekipleri A Takımı'nın tutuklanmasına destek için gönderin.
Dispatch to Sheriff Bannerman.
Şerif Bannermann, orada mısınız?
My instructions are to track down a specimen of Canis lupus, dispatch it with a rifle and examine the contents of its stomach.
Talimatlarıma göre bir Canis Lupus'u izleyip tüfekle öldürmem ve midesindekileri incelemem gerekiyor.
I would recommend you immediately dispatch a courier to Switzerland and deposit this money in a secret numbered account.
İsviçreye bir kurye göndermeni tavsiye ediyorum. .. ve bu parayı gizli bir hesaba yatır.
Comes to dispatch, Ginnie.
Çabuk biraz.
It was of such importance that I never left it in my safe, but I have taken each evening from my office, back to my house in Whitehall Terrace, and kept it in my bedroom, locked in my dispatch box.
Kasamda saklayamayacağım kadar önemli bir mektuptu. Fakat her akşam büromdan, Whitehall Terrace'deki evimin yatak odasında, kendi evrak kutumda kilitli tutmak için geri götürmekteydim.
[Woman, on radio] Dispatch to Unit 28.
Birim 28'e sevk. Lütfen cevap verin.