To meet you tradutor Turco
36,903 parallel translation
It's nice to meet you, Jemma... Simmons.
Tanıştığımıza memnun oldum Jemma Simmons.
It's a pleasure to meet you.
Tanıştığımıza memnun oldum.
Nice to meet you.
Tanıştığıma memnun oldum.
It's very nice to meet you, Shirin.
Tanıştığıma çok memnun oldum, Shirin.
Nice to meet you.
Onlarla eve gidip sevişirim demek istiyorum.
Nice to meet you, sweetheart. Me and your mum are going to talk a wee bit of business.
Annenle biraz iş konuşacağız.
Nice to meet you.
Tanıştığımıza memnun oldum.
Nice to meet you.
Bende.
Nice to meet you. Emily used to be part of our team, and now she's the unit chief for Interpol in London.
- Emily eskiden bizim ekipteydi, ama şimdi Londra'da Interpol birim şefi.
- It's really nice to meet you.
- Seninle tanıştığıma gerçekten memnum oldum.
It's a pleasure to meet you, SVP Walters.
Sizinle tanışmaktan memnun oldum, Kıdemli Müdür Yardımcısı Walters.
It's a pleasure to meet you,
Tanıştığımıza sevindim.
Very nice to meet you.
Tanıştığımıza memnun oldum.
- Nice to meet you.
- Tanıştığıma memnun oldum.
Oscar Arguella, Padres'GM. Your teammates are excited to meet you.
Takım arkadaşların seninle tanışmak için çok heyecanlı.
Nice to meet you both.
İkinizle tanıştığıma memnum oldum.
It was so nice to meet you all, except for the girl and the dog.
Sizinle tanışmak güzeldi, köpekle kız hariç tabii.
Nice to meet you, Jeff.
Tanıştığımıza sevindim, Jeff.
It was nice to meet you.
Tanıştığımıza sevindim.
Pleased to meet you, Miss...
Sizinle tanıştığıma memnun oldum, Bayan...
It's a great pleasure to meet you.
Sizinle tanışmak büyük zevk.
- It's nice to meet you, sir.
- Tanıştığımıza memnun oldum, efendim.
It's good to meet you.
Tanıştığımıza memnun oldum.
Nice to meet you.
Memnun oldum.
Great to meet you.
Çok memnun oldum.
Nice to meet you, man.
Memnun oldum dostum.
- Nice to meet you.
- Tanıştığımıza sevindim.
Nice to meet you, Amelia.
Tanıştığımıza sevindim Amelia.
Well, unless you don't want free drinks and a chance to meet the other fighters, huh?
Tamam, bedava içki ve öbür dövüşçülerle tanışmak istemiyorsan o başka.
What a wonderful group, I can't wait to meet each and every one of you!
Ne kadar harika bir grup, her birinizle tanışmak için sabırsızlanıyorum!
So how'd you come to meet him?
Onunla nasıl tanıştınız?
Well, the glitch in that that is the wrong password, and you're a lying son of a gun who's about to meet his maker!
Arıza onun yanlış parola olması ve ve sizin biraz sonra yaratıcınızla tanışacak olan ororspu çocukları olmaız.
Then, you were ready to come out and meet the world.
Artık çıkıp dünyayla tanışmaya hazırdın.
You've been waiting to meet with her for months.
Aylardır bu buluşmayı bekliyordun.
I am supposed to meet Sloan for a date in 30 minutes. You sit tight. Don't do anything.
Bir rahip olsam sopayı nereye koyardım...
Do you really think if you'd gone to meet him, things would have been any different?
Onunla buluşsaydın bir şeylerin farklı olacağını mı sanıyorsun cidden?
I was just wondering if you wanted to meet up?
Buluşmak ister misin diye merak ediyordum?
I want you to meet my friends Casey and Martha.
Arkadaşlarım Casey ve Martha ile tanışmanı istiyorum.
Miles, I wanted you to meet Chef.
Miles, seni Şef'le tanıştırmak istiyorum.
This is why you wanted to meet?
Bu yüzden mi buluşmak istedin?
If you would like to receive the full death benefit payout, please meet our representative at the address on record tonight at... 5 : 30 p.m.
Eğer ölüm tazminatının tamamını almak istiyorsanız lütfen temsilcimizle bu akşam saat 5.30 da kayıtlı adreste buluşmaya geliniz.
It's so nice to finally meet you.
Seninle sonunda tanışabilmek sevindirici.
The ER patient I told you I didn't have time to meet.
Tanışmak için zamanım yok dediğim acildeki hasta.
Now, the real question is, how horrified were you that some desperate bloke would actually show up to a stranger's house to meet her shut-in daughter?
Şimdi, gerçek soru, Sana göre umutsuz bir adamın evde kalmış bir kızla tanışmak için bir yabancının evine gelmesi ne kadar korkutucu?
Max, he wants you to meet him at the airport.
Max, onunla havaalanında buluşmanı istiyor.
He wants you to meet him.
Buluşmanı istiyor.
But you have to go meet Randy at the airport.
Ama senin havaalanında Randy ile buluşman gerek.
Trust me, Henry. This captain is one fellow you don't want to meet.
İnan bana, Henry bu kaptan, tanışmak isteyeceğin türden biri değil.
It's a pleasure for you to meet me.
Benimle tanışman senin için büyük bir zevk.
Well, when you wrote on your profile that your favorite fairy tale is Jack the Ripper, I knew immediately that was a woman I had to meet.
Profilinde en sevdiğin hikayenin Karındeşen Jack olduğunu okuduğumda senin hemen görüşmem gereken bir kadın olduğunu anladım.
Hey, I want you to meet my friend. This is Eva.
Arkadaşımla tanışmanı istiyorum.
to meet 21
meet you there 25
you know 156049
you know what 23733
you see 13602
you got this 563
you will be 199
young 1055
you got it 4932
youtube 39
meet you there 25
you know 156049
you know what 23733
you see 13602
you got this 563
you will be 199
young 1055
you got it 4932
youtube 39
you can do it 1412
you suck 398
your 1839
you bitch 789
you okay 9168
you're cute 195
your phone 169
your honor 7894
your hat 64
yourself 387
you suck 398
your 1839
you bitch 789
you okay 9168
you're cute 195
your phone 169
your honor 7894
your hat 64
yourself 387
your own 34
yours 1007
youn 21
you know that 5741
you tell 24
younger 104
you are 6060
you're welcome 5601
you got a pen 63
your full name 16
yours 1007
youn 21
you know that 5741
you tell 24
younger 104
you are 6060
you're welcome 5601
you got a pen 63
your full name 16