Truly tradutor Turco
12,488 parallel translation
I'm truly sorry to be the one to have to tell you this, but your daughter is dead.
Bu haberi size verdiğim için gerçekten üzgünüm fakat kızınız ölmüş.
Ladies truly are the dolls of maids.
Hanımlar aslında hizmetçilerin oyuncak bebekleridir.
Miss, are you truly going to marry your uncle?
Hanımım, gerçekten eniştenizle evlenecek misiniz?
The Count, truly...
Kont gerçekten...
I fear Hideko might truly go mad.
Hideko'nun gerçekten delirmesinden korkuyorum.
Normally when you go on a date with a girl, you'd take her to the theater to watch a movie, but when you're — when you're truly comfortable with someone, you stay at home and watch Netflix.
Normalde, bir kızla buluştuğun zaman onu sinemaya, film izlemeye götürürsün ama biriyle kendini gerçekten rahat hissediyorsan....... evde kalır ve Netflix izlersiniz.
You were truly slaves to it back then.
Bir zamanlar onun tamamen kölesiydin.
Imagine being truly you.
Düşünün siz gerçekten olmak.
But the fools and the pretenders... they were never truly among us to begin with.
Lâkin aptallar ve taklitçiler başından beri aramıza ait olmamışlardır.
You two were the first people I ever truly loved, unconditionally, with every cell of my being.
Siz ikiniz gerçekten sevdiğim ilk insanlardı. Koşulsuz olarak, varlığımın her hücresi ile.
If a girl is truly no one, she has nothing to fear.
Bu kız gerçekten hiç kimseyse, korkacak bir şeyi yoktur.
If you truly love me... you'll let me sing here.
Beni gerçekten seviyorsan... Burada şarkı söylememe izin vereceksin.
Golly, the kind of unbridled optimism that truly makes me want to puke.
Bunun gibi sürekli mutlu insanları gördükçe kusasım geliyor.
Of belts. That is a truly horrible gift.
- Bu korkunç bir hediye.
That's truly horrible.
- Bu korkunç. - Hey.
Did you truly strike down the comte in front of the king himself, or was it at the king's order?
Kral'ın gözü önünde Kont'u gerçekten öldürdün mü yoksa bu Kral'ın emriyle mi oldu?
He used to tell me that... no one can cage a man if he truly wants to be free.
Bir insan gerçekten özgür olmak istiyorsa kimse onu hapsedemez, derdi.
If that's what you truly want... then you will give me all the information you have right now.
İstediğin gerçekten buysa bildiğin her şeyi hemen anlatırsın.
Truly protect us and never confuse us with those who are the real threat.
Gerçek tehditle bizi karıştırmamaları ve bizi gerçekten korumaları için.
I truly believe that.
Bundan eminim.
And for the first time... I believed that Mama was going to live forever... that she truly was a miracle.
Ve ilk kez annemin sonsuza kadar yaşayacağına inanmaya başladım.
He deserves someone who truly loves him.
Onu gerçekten seven birini hak ediyor.
But does anyone truly want that?
Ama bunu gerçekten kim istiyor?
Who can say what Evil truly is? Until we experience it first-hand.
Gerçeğin ne olduğunu onu deneyimlemeden kim söyleyebilir ki?
Truly shocking.
Gerçekten şok edici.
You will become something truly remarkable.
Tamamen olağanüstü bir şeye dönüşeceksin.
A truly American sentiment.
Amerikalılara özgü bir düşünce.
Ah, it's truly a shame.
Çok yazık.
Well, that twaddle is truly unfortunate.
Bu zırvalar gerçekten talihsiz.
Do you and each of you understand and agree that you will well and truly try the cause now pending before this court and a true verdict render according only to the evidence presented to you and to the instructions of the court, so help you God?
Hepiniz bu davada samimi ve gerçekçi olacağınıza dava muallakta kaldığında size sunlan kanıtlar ve dava talimatları ışığında doğru kararı vereceğinize Tanrı huzurunda yemin eder misiniz?
- Truly you should.
- Evet, aksi olmaz.
She's truly opened her heart to them.
Kalbini gerçek anlamda açtı onlara.
But the truly vile do stand out through the years.
Ama alçaklık yıllara rağmen dayanıyor.
You turned away a man who truly loves you because he would have been a liability in the Seven Kingdoms.
Yedi Krallık'ta engel teşkil edeceği için sizi gerçekten seven bir adamı terk ettiniz.
Lady Mormont speaks harshly and truly.
Leydi Mormont'un sözleri acımasızdı ve doğruydu.
If you truly care about your people, lay down your weapons.
Eğer halkınıza gerçekten değer veriyorsanız silahlarınızı bırakın.
If you truly care for her, you must let her go.
Ona gerçekten değer veriyorsan gitmesine izin vermelisin.
My lord, the resemblance is truly uncanny.
Efendim, benzerlik gerçekten baygın.
You are beautiful, truly.
Çok güzelsin. Gerçekten.
What we've been doing here, what we thought we were doing here, we can truly help people.
Burada yaptığımız şey. Burada yaptığımızı sandığımız şey. Gerçek anlamda insanlara yardım edebiliriz.
It is truly a great honor for you to be traveling with us.
Bizimle seyahat etmeniz gerçekten büyük bir onur.
I'm truly sorry.
Gerçekten üzgünüm.
For what we are about to receive, may the Lord make us truly thankful.
Tanrım, bize sundukların için şükrediyoruz.
You truly are Bruce Wayne.
Tam olarak Bruce Wayne'sin.
I'm truly sorry I wasn't there for you, Jim.
Yanında olamadığım için gerçekten üzgünüm, Jim.
Every time you come back, I truly believe that you've changed.
Her geri döndüğünde değiştiğine inanıyorum.
Yes, truly marvelous.
Evet, gerçekten olağanüstüsünüz.
Well, before today I knew of two people who managed to truly know you, to gain your trust, to be your partner, and they both ended up dead while playing the role.
Bugüne kadar, seni gerçekten tanıyabilmiş, güvenini kazanmış, ortağın olabilmiş ve sonucunda görevini yaparken ölmüş... iki kişi tanıdım.
Show me that you truly intend to leave Captain Flint and your life with him behind you.
Kaptan Flint'i gerçekten terk etmek istediğini kanıtla. Ve onunla olan yaşantını geride bırakacağını.
Yours truly.
Samimiyetiniz.
I truly do.
Gerçekten.