Trying to escape tradutor Turco
696 parallel translation
McPhillip was killed. Trying to escape, sir.
McPhillip kaçmaya çalışırken öldürülmüş, komutanım.
- I fell down trying to escape.
— Kaçmaya çalışırken düştüm.
- What do you mean trying to escape?
— Kaçmaya çalışırken ne demek?
There's a traitor inside trying to escape!
İçeride kaçmaya çalışan bir hain var!
No one could take your place if anything unfortunate should occur to you while you're trying to escape.
Kaçmaya çalışırken kazara size birşey olursa, sizin yerinizi kimse dolduramaz.
We haven't quite decided whether he committed suicide or died trying to escape.
Kaçmaya çalışırken mi öldü, yoksa intihar mı etti, henüz karar veremedik.
Shot, trying to escape.
Vurulmuş, kaçmaya çalışırken.
I wonder if you know you're trying to escape from yourself.
Kendinden kaçtığının farkında mısın, merak ediyorum.
Like I was trying to get away from something... trying to escape.
Bir şeyden uzaklaşıyor gibiydim... Kaçmaya çalışıyordum.
Why they got him two years ago trying to escape from Devil's Island.
Onu iki yıl önce Şeytan Adasından kaçmağa çalışırken yakaladılar.
Ramson was shot three years later trying to escape from Talon Prison.
Ramson üç yıl sonra Talon Hapishanesinden kaçmaya çalışırken vuruldu.
Half of my patients are sick because they're trying to escape reality.
Hastalarımın yarısı gerçeklerden kaçmak istediklerinden hastadırlar.
He's overthere, trying to escape.
Şurada, kaçmaya çalışıyor.
Not just whether somebody's trying to escape, but what outfit we were with, where we were stationed, how our radar operates.
Sadece birinin kaçmaya çalışıp çalışmaması değil ; ne giyilir nerede kalınır, radar nasıl çalışır.
I wasn't trying to escape!
Kaçmaya çalışmıyordum!
That's as bad as trying to escape!
Budala, kaçmaya çalışmak kadar kötüdür bu!
I was going to the convention, but they say that I'm trying to escape.
Kongreye gidiyordum ama kaçacağımı söylediler.
- It's trying to escape!
- Kaçmaya çalışıyor!
But it is trying to escape into the fire!
Ama ateşin içine kaçmaya çalışıyor!
I'm letting you out So you can shoot us in the back for trying to escape. Is that it?
Gitmenize izin veriyorum kaçmaya çalışırken bizi sırtımızdan vurabilirsiniz.
I don't want your men trying to escape.
Adamlarınızın kaçmaya çalışmalarını istemiyorum.
We just caught seven prisoners trying to escape!
Patron! Kaçmaya çalışan 7 esir yakaladık.
You'll save seven men's lives if you testify they weren't trying to escape.
Sadece bir ifade vererek, insanların hayatlarını kurtarabilirsiniz.
They were trying to escape.
Niyetleri vardı!
What you can do is admit that those men were not trying to escape.
Yapabileceğin tek şey bunun bir firar teşebbüsü olmadığını kabul etmek.
She's trying to escape.
Kaçmaya çalışıyor.
At least she has been spared the agony of trying to escape.
Sonunda dışarı çıkmaya çalışan acıdan kurtuldu.
- She wasn't trying to escape, sir. She...
- Kaçmaya çalışıyordu, efendim.
You're not trying to escape, by any chance?
Kaçmaya çalışmıyorsun, değil mi?
And you are trying to escape once more.
Sense bir kez daha kaçmaya çalışıyorsun.
But beware... anyone trying to escape will be shot.
Ama dikkat edin... Kaçmaya çalışan vurularak öldürülecektir.
It's possible for one man to get out through the wire, even get away, but there are in fact a considerable number of people besides yourself in this camp who are trying to escape.
Bir kişinin tellerden geçmesi hatta kaçması mümkün olabilir, oysa işin doğrusu bu kampta sizden başka kaçmaya çalışan oldukça fazla sayıda insan var.
Save the county a little money and shoot him trying to escape.
Eyalet biraz para kazansın... -... kaçarken vuralım onu.
Another engineer, the thin one, was shot trying to escape.
Zayıf olan makinist de kaçmaya çalışırken vuruldu.
It's just that when I get scared... I start flailing around like crazy trying to escape the fear.
Sadece çok korktuğum zamanlarda..... heyecandan kılıcımı sağa sola sallıyorum.
Several guys were trying to escape...
Bazi adamlar kacmayi deniyorlardi...
Prisoners trying to escape!
İmdat! Esirler kaçmaya çalışıyor!
It's no good you trying to escape, Mr. Bond.
Kaçmaya çalışmak yararsız, Bay Bond.
But he can't break us, and he can't stop us trying to escape.
Ama bizi yıkamaz ve kaçmaya çalışmaktan alıkoyamaz.
- Are you trying to escape?
Kaçmaya mı çalışıyorsun?
He may be trying to escape. I want a man outside the transporter room.
Belki kaçmaya çalışabilir. Işınlama odasının dışına bir adam istiyorum.
I know you're trying to escape me.
Benden kaçmaya çalıştığını biliyorum.
You're a shameless coward, trying to escape punishment for your crimes!
Utanmaz korkak adam,.. ... suçunun cezasından kurtulmak istiyorsun!
I came here looking for her, because I had the feeling she was trying to escape from me.
Buraya onu aramaya gelmiştim, zira içimde benden kaçmaya çalıştığına dair bir his vardı.
Michio, she's trying to escape.
Michio, kaçmaya çalışıyor.
Was she really trying to escape, Mother?
Gerçekten kaçmaya mı çalışıyordu anne?
I've given up trying to escape.
Kaçmaya çalışmaktan vazgeçtim.
You're not trying to seize this moment to abandon me, and escape, are you?
Bunu beni terk edip gitme şansı olarak görmüyorsun değil mi?
And I'm trying to help you to escape, aren't I?
Kaçmana yardım ediyorum, değil mi?
He's out on the ledge below us, trying to make the fire escape.
Aşağıdaki pervazın orada. Yangın merdivenine gitmeye çalışıyor.
I'm trying to stop an escape.
Bir firarı engellemeye çalışıyorum.