Um tradutor Turco
104,621 parallel translation
Um, the lar... Um, they take at least a... a couple of months to mature into adults.
Larva en azından yetişkinliğe ulaşmak için birkaç ay geçirmeli.
Um, DeLuca, let's book an O.R.
Gidip ameliyathane ayarla DeLuca.
I-I could be good at this. Um, have you talked to Catherine?
Catherine'la konuştun mu?
W... Yes. Um, but...
Evet ama- -
It's fi... Um, it's a little tough.
Biraz zorlanıyorum.
Um, we'll monitor you, but I think that you'll be up and at'em again in a few days.
Bir süre gözlem altında kalacaksın ama birkaç gün içinde ayağa kalkarsın diye düşünüyorum.
Yeah, um, you know, it just occurred to me, uh, when you do the scan, you might see something weird.
Birden aklıma geldi. Tarama sonuncunda garip bir şey görebilirsiniz.
Um, we can tell him that you're asleep.
Uyuduğunu söyleyebiliriz.
Oh, and he's, um...
Bir de- -
Um, you must really like taking trains, huh?
Trene binmeyi gerçekten seviyorsun sanırım.
Um... I see surgeries.
Ameliyatları görüyorum.
So, um... My tumor's still in there.
Tümörüm hala yerinde duruyor.
Um, uh, I need a... a referral.
Yardımcı olabilecek birine yönlendirmenizi istiyorum.
- Um, the other doctor the one who, um, pounded on her... what's his name?
- Diğer doktorun ona vuran doktorun adı ne?
So, do you want to, um, come over for dinner tonight?
Bu gece bana yemeğe gelmek ister misin?
Um, this morning... This morning you saved her.
Bu sabah bu sabah onu kurtardınız.
Um, you going to the airport?
Havaalanına mı gidiyorsunuz?
Hey. Um, y-you need a hand?
Yardım ister misin?
Um, you're just gonna get a bit of fresh air, all right?
Temiz hava almaya gidiyorsun.
- um, uh, keepsakes if you have any?
- Sakladığın fotoğraflar var mı?
Well, look, I just wanted to, um... say I'm sorry about earlier.
Önceki yaşananlar için üzgün olduğumu söylemek istiyorum.
No, um, no, I... I don't know.
Hayır, hayır bilmiyorum.
So, um, we're cut off from the operating rooms, and there's only so much we can do in the E.R., but we controlled the bleeding, and there's no evidence that your friend injured any major vessels or nerves.
Yani, ameliyathanede kesinti oldu ve E.R'de yapabileceğimiz çok şey yok. ... ancak biz kanamayı kontrol ettik ve arkadaşınız herhangi bir büyük damarı veya sinirinin yaralandığına dair bir kanıt yok.
Um, I was looking for my friend, Bryan Hunt?
Arkadaşım Bryan Hunt'u arıyordum.
Um...
Ben...
So, um, do you know who did this to you?
Pekala, bunu sana kim yaptı biliyor musun?
Hey, um, and I-I'm so sorry, uh, about your mom.
Hey, ben annen için üzgünüm.
Well, it's just, um...
Neden? Şey, sadece, şey...
I, um... I think I'm gonna stay here.
Ben, sanırım burada kalacağım.
- I'll be, um... be safe here, and it's close to my home, so, um, after this is over, I could go back to, um, normal.
- Ben... burada güvende olurum,... evimize yakın, ayrıca bu iş bittikten sonra normale dönebilirim.
Um, we go to...
Biz...
Thanks for, um... thanks for being there for me last night.
Teşekkür dün gece yanımda olduğun için teşekkür ederim.
Uh, we... uh, um...
Biz...
Listen, I, um, I've been doing some digging on the Deacon, okay?
Dinle papaz yardımcısı hakkında biraz araştırma yaptım tamam mı?
What do we, um... what do we tell Raimy?
Peki, Raimy'e ne diyeceğiz?
- About Raimy, um...
- Raimy hakkında...
So look, man, um...
Bak dostum...
Oh, um, I went out to breakfast this morning, and I actually got mugged.
Aslında bu sabah kahvaltıya giderken soyuldum.
Oh gosh, it was, um, two years before our daughter was born, so... 16 years?
Tanrım, kızımız doğmadan iki yıl önceydi, yani 16 yıl oldu.
Uh, that--I--um...
Ben...
I'm sorry, um...
Özür dilerim.
- Oh, um... Okay, let me.
Dur ben yapayım.
Um, hey, I- - I've gotta get home.
Eve gitmem gerek.
Um, clearly. Very.
Şüphesiz.
Um... no.
Hayır.
I... um, you're driving me nuts.
Beni deli ediyorsun.
This fall really put a kink in my plans and, um, not in a good way.
Üstelik iyi anlamda bozulma değil.
I, um...
Ben...
- It's um...
- Bu...
Look, I'll, um...
Bak, ben...
Um... I had a good time.
Güzel vakit geçirdim.