Uninteresting tradutor Turco
107 parallel translation
- Everything that can be seen from a car, from an opera box, or from a window is partly disgusting, partly uninteresting, always boring! "
"Bir arabadan, bir opera locasından... "... veya bir pencereden görülebilecek her şey, "kısmen iğrenç, kısmen kasvetli, hep sıkıcı!"
All those uninteresting things.
Hepsi de çok sıkıcı.
Oh, no, it's a perfectly dull, uninteresting stretch of sand, just like any other.
Ah, hayır, tamamen kasvetli, can sıkıcı bir kum yığını, tıpkı diğerleri gibi.
who ventures to hope that it may prove not uninteresting to those who remain to read it.
Kendisi, okunacak kadar ilginç olmadığını düşünenleri yanıltabilme umudu ile yazmıştır "
This led to an erosion of basic freedoms, creating a restrictive and uninteresting society.
Bu temel özgürlükte erozyona neden oldu. Kısıtlayıcı ve ilgi uyandırmayan bir toplum oluşturdu.
A question for the future, Sire, and the future is as uninteresting as the past.
Geleceğe ait bir soru bu... ve gelecek geçmiş gibi enteresan değil.
What uninteresting, wasted days!
Ne ilginç, boş günler!
Your novel is, from an artistic point of view, mediocre, uninteresting. It lacks style and form.
Sanatsal açıdan romanın, şekil ve üslup bakımından yetersiz, yavan ve vasat.
Whether I am happy or sad is completely uninteresting to you.
Mutlu muyum değil miyim artık hiç umurunda değil.
Those are the bare uninteresting facts.
Sıkıcı gerçek bu işte.
I'll be on the air all day Sunday probably talking a lot of uninteresting nonsense.
Tüm pazar yayında olup herhalde bir sürü gereksiz şey söyleyeceğim.
I find collectors completely uninteresting.
Beyefendi, koleksiyoncular hiç ilgimi çekmez.
There have been many stirring tales told of the sea And also some fairly uninteresting ones Only marginally connected with it, like this one.
Denizler hakkında çok güzel hikayeler vardır ve onlarla pek ilgisi olmayan sıkıcı hikayeler.
Am I so uninteresting that he couldn't be interested in me for myself?
Sırf kendisi için ilgi gösterilemeyecek birisi miyim?
Here we have an ordinary, uninteresting case of surgical reaction to telothane anesthesia in a healthy patient.
Burada, sağlıklı bir hastada, telothane anesteziye tıbbi reaksiyon gösteren sıradan, ilgi çekici olmayan bir durumumuz var.
When people tell me their dreams I find it very uninteresting.
İnsanlar bana rüyalarını anlattıklarında, ilginç bulmuyorum.
Would it be uninteresting to the general public?
Halkın ilgisini pek çekmeyebilir, değil mi?
Well, because, up until now, if you'll forgive this, you've been... uninteresting.
Çünkü, şu ana kadar, bunu bağışlayabilirseniz eğer, sizler... çok yavandınız.
Well, it's not uninteresting, Lieutenant.
Şey, ilginç olmaktan uzak değil, Komiser.
I'm so uninteresting.
Son derece cansızım.
It's a thoroughly uninteresting conversation.
Tamamen sıkıcı bir konuşma.
I have a very uninteresting practice.
Çok ilginç bir uygulamalar var.
Was my poetry uninteresting?
Şiirlerim ilginç değil miydi?
Kids get mixed up in something that first seems unusual... but is in fact uninteresting and dull once the facts are known.
Çocuklar öncelikle olağandışı görünen ama gerçekler ortaya çıkınca enteresan olmayan ve saçma olan bir şeylere bulaştılar.
50 admirals shaking hands, making dull conversation, uninteresting food, boring speeches.
50 amiralin elini sıkmak, sıkıcı sohbetler, lezzeti olmayan yemekler, sıkıcı konuşmalar dinlemek.
Look, I find this whole thing very uninteresting.
Bak, bütün bunlar beni hiç ilgilendirmiyor.
No one's totally uninteresting.
Kimse tam anlamıyla sıkıcı değildir.
He's eccentric and odd... in a thoroughly uninteresting way.
Tamamen kötü anlamda.
Their homeworld is a place called Earth... located in a fairly uninteresting part of the galaxy.
Dünya denilen ana gezegenleri, galaksinin pek de ilgi çekici olmayan bir köşesindeydi.
You should be glad you're not someone who has it easy who has no problems, because those people are often uninteresting.
Kolay bir hayatı olan biri olmadığına sevinmelisin sorunsuz biri olmadığına. Çünkü o insanlar genellikle sıkıcıdır.
She's totally uninteresting, I'm trying to get rid of her. Why?
İlginç hiçbir yanı yok, ondan kurtulmaya çalışıyorum.
The real me is plain, uninteresting and hates sexy underwear because it's really uncomfortable.
- İşte. Gerçek ben sade ve çekici olmayan biri ve ve seksi iç çamaşırı giymekten nefret eden birisi çünkü çok rahatsız ediciler.
Their conversations are uninteresting and spiritless.
Konuşmaları ilgisiz, ruhsuz ve | espriden yoksun.
All this way for a long, uninteresting story?
Bütün bu uzun yol ilginç bir hikâye için mi?
Uninteresting to you.
Size ilginç gelmeyebilir.
Wholly uninteresting.
Hiç ilgi çekici değil.
And forgive my frankness... but you're totally uninteresting.
Söylemem lazım, bu kadar açık sözlü olduğum için beni bağışla, çok ruhsuz bir insansın.
You're so uninteresting, and now I'm so happy.
Çok ruhsuzsun ve şimdi ben çok mutluyum.
Very uninteresting.
Hiç ilginç değil.
You all live long, dull, uninteresting lives.
Uzun ve sıkıcı bir hayat sürüyorsunuz.
Frankly I feel uninteresting compared with the... colorful lifestyles of your other guests.
Açıkçası diğer renkli kişiliklere sahip davetlilerle kıyasladığımda kendimi oldukça siyah-beyaz hissettiğim tartışılmaz.
But you have implied that most of Rose's letters were uninteresting.
Ama Rose'un mektuplarından çoğunun ilginç olmadığını ima etmiştin.
- The uninteresting ones.
- İlginç olmayanlardakiler gibi mi?
Totally uninteresting!
Hiç ilgi çekici değil!
Guess we weren't so uninteresting after all.
Sanırım sonunda bizim ilginç olduğumuza karar verdiler.
That's natural. You're meek and uninteresting.
Ezik ve yavan birisi olduğun için öyle olması gayet doğal.
Tiny, meek, uninteresting.
Tıknaz, ezik ve yavansın.
That's very, very... uninteresting.
Bu çok, çok... ilginç değil.
- Well, it hasn't been uninteresting.
Hiç ilginç olmadığı yok ki.
And joining the church is when... from a background-check perspective, his life gets really uninteresting.
Ve hayatı sıradanlaşmaya başlayınca... yeni bir perspektif için kiliseye katılmış.
How uninteresting.
Kırmızı notlu kız yok.