Unite tradutor Turco
1,292 parallel translation
Unite!
Birleşin!
Proletarians of all countries, unite!
Bütün ülkelerin proleterleri, birleşin!
We'll unite them before the show itself.
Gösteriden önce bir araya gelmeliler.
But do you know, after marriage, when my husband came to know about you... without given a thought to what people will say... without giving a thought to his own happiness... he brought me here to unite me with you... to fulfill that vow of marriage, that he'll give me all happiness.
Kocam seninle olan durumu öğrenince... kimin ne dediğine hiç aldırmadan... kendini bile düşünmeden... beni sana getirdi. Ama biliyor musun? Her şeyi benim mutluluğum için yaptı.
"I unite with her and lose her..."
"Bir buluşup, bir ayrılıyoruz."
And tell them to unite for truth That's what Brian Boitano'd do
Ve onlara gerçek için birleşmelerini söylerdi Brian Boitano böyle yapardı
So let's all stick together And unite to stop our moms
Hadi hepimiz birleşelim Annelerimizi durdurmak için!
That leaves maybe 1 0 units inside.
O halde iceride 10 unite kaldi.
"Daughters of cult members unite."
"Mezhep üyelerinin kızları birleşti."
It is time to unite.
Bir olma vaktidir.
A soccer game to unite the nations?
Ülkeleri birleştirecek futbol maçı, öyle mi?
Beasts of the world, we shall unite.
# Dünyanın hayvanları, birleşmeliyiz
Beast of the world we shall unite
Ah! # Dünyanın hayvanları # Birleşmeliyiz
One day will unite Oh!
Bir gün birleşebilecek mi?
Unite our two names
Unisse nos deux noms
And I promise you, I'm not here only trying to spare embarrassments, I'm here asking my minister, the minister that I grew up with, to unite me with the man that I love, under God.
Sadece utançtan kurtulmak için değil, birlikte büyüdüğüm papazımdan, beni sevdiğim adamla Tanrı'nın gözleri önünde birleştirmesini istemek için burada olduğuma yemin ederim.
I just picked up a radio call. Foxes shipping unite. Pier 18.
Foxteca malı 18.İskelede yükleme yapıyor
But I will unite you with Shirley.
Ama ben seni Shirley'le bir araya getireceğim.
It's trade that brings us together tonight, and it's trade that will bind us and unite us for years to come.
Bugün bizi buraya getiren bu ticaret, ve bu ticaret bizi bağlıyor ve yıllarca da bağlayacak.
Bleeding hearts of the world, unite!
Dünyanın kanayan yürekleri, birleşin!
To unite the nobles?
Bu mümkün mü?
We must unite against tyranny and human exploitation.
Bölge'de iki kooperatif kurulmuştu.
Let us love each other And if we may, unite
Vermin! İşte iyi bir adam!
Let us drink! To universal independence! Let us love each other And if we may, unite
Adalet davası,... düzen,... insanlık ve medeniyet galip geldi,... vazifeşinas ve cesur ordumuz sağ olsun!
The Women's Union. It's time for us to unite!
Thiers Meclis'te birleşik cephe kurmayı planlıyordu.
Now we'll do it for the whole District. All women unite.
Baba, Oğul ve Kutsal Ruh adına.
And to unite all nations, he proposed a global system of wireless communications.
Ve tüm ulusları birleştirmek için küresel bir kablosuz iletişim sistemi önerdi.
Pope Urban II spent most of that year travelling through France, imploring his feudal lords to unite in a campaign of bloodshed.
Urban bu yılın çoğunu emrindeki derebeylerinden kanlı bir seferberlik rica etmek için Fransa'da geçirdi
Its 17000 islands separate 2 oceans and unite 2 continents
17,000 adası iki okyanusu ayırır ve iki kıtayı birbirine bağlar.
Only the'Star of Hope'can unite the Moya.
Sadece "Umut Yıldızı" Moya'yı birleştirebilir.
All your life you have been trained to unite and lead the... Moya out of the darkness... and back into the light.
Bütün hayatın boyunca Moya'yı birleştirip karanlıktan çıkarman ve tekrar aydınlığa götürmen için eğitildin.
Only the chosen one can unite us.
Sadece Seçilmiş Kişi bizi birleştirebilir.
It's just- - when did earth and airhead unite as one?
Biri yeryüzünde diğerinin aklı gökyüzünde olanlar birleşmiş?
And what if they were to unite?
Ya birleşirlerse?
- There is one who could unite them.
- Onları Tekrar Birleştirebilecek Biri Var.
You will unite, or you will fall.
Ya Birleşiriz Ya da Kaybederiz.
We will now... unite these two parts... the past and the present.
Şimdi biz... iki parçayı birleştireceğiz- - geçmişi ve bugünü.
SYNAPSE will fully unite the global village.
SYNAPSE tamamen çalışan yerel bir köydür.
Love doesn't always unite, it can separate.
Sevgi her zaman birleştirmez, ayrıştırabilir de.
Unless one great leader could unite Christians and followers of the old religion Britain was doomed to barbarism and Avalon would vanish.
Hıristiyanları ve eski dine inananları büyük bir lider birleştirmedikçe Britanya barbarlara mahkumdu ve Avalon da yok olmaya.
How will I explain the reason, why I couldn't unite my scattered family?
parçalanmış ailemi bir araya getirememeyi nasıl açıklayacağım?
Units 2, 3 and 6, Roundwood.
Ünite 2, 3 ve 6, Roundwood'a!
Unit 6 on our way to Roundwood.
Ünite 6, Roundwood yolunda!
Unit 5, how far away are you?
- Ünite 5, ne kadar uzaktasın?
Unit 6, call in, where are you?
Ünite 6, neredesin?
- Mr. Gordon? - Rivera, E. Marks, P. Martinez, C. Unit One.
Preverra, E. Mark, P, Artinez, C. Ünite 1, şu tarafa gidin.
Polk, M. Wells, H. Taz, M. Brennick, J.Jackson, M. Unit Two.
Polk, M. Wells, H. Tass, M. Brennick, J. Jackson, M. Ünite 2, asansöre.
As Prince of Romania, my father was refusing. He was leaving for Tirgoviste to meet with our country's nobles, and convince them to unite against the Sultan. Vlad :
Romanya prensi olan babam reddediyordu.
to unite my country ;
Babamın intikamı..
The aim of the Women's Union is to rally the working women of Paris, to unite in support of the Commune in its struggle against all tyrannies.
... bu kazanılan zaferi elde etmesi kolay olmadı,... hiç kolay olmadı.
SYNAPSE will fully unite the global village.
SYNAPSE köyde bile aynı fonksiyonlarla çalışacak.