Unsurpassed tradutor Turco
39 parallel translation
- Unsurpassed.
- Eşsiz.
All the world knows that in the building of pyramids Egypt is unsurpassed.
Tüm dünya, piramitlerin inşasında, Mısır'ın rakipsiz olduğunu bilir.
Damascus has pleasures, diversions, wine shops unsurpassed.
Şam'da zevkler vardır, eğlence, şarap dükkanları eşsizdir.
His kung-fu skills are unsurpassed I doubt if I can beat him
Onun Kung fu seviyesi çok üstündür onu yenebileceğime şüpheliyim.
Doctor, you have an unsurpassed talent for understatement.
Doktor, bir şeyi olduğundan daha hafif göstermek gibi eşsiz bir yeteneğiniz var.
A turnout of Bostonians unsurpassed in numbers and enthusiasm roars its welcome for Al Shepard followed by Gus Grissom sharing the popular tribute with their fellow astronauts of Project Mercury.
Boston'luların, eşi görülmemiş bir kalabalık ile katılım gösterdiği bu coşkulu karşılamada, Al Shepard ve Gus Grissom iltifatlarını Merkür Projesindeki astronotlarla paylaşıyorlar.
"and his own performance as Achilles unsurpassed."
"ve onun, Achilles rolündeki performansı emsalsizdir."
" Achilles unsurpassed...
" Achilles emsalsiz..
After four years of arduous service marked by unsurpassed courage and fortitude the Army has been compelled to yield to overwhelming resources.
Eşsiz cesaret ve metanet ile damgalanmış dört yıllık hizmetinden sonra ordumuz, baskın çıkan kaynaklar sebebiyle teslim olmaya mecbur edildi.
Jiang Chongwei has been known... for his unsurpassed martial arts
Oranın koruma şefi Jiang Chongwei... üstün dövüş yeteneği ile tanınırdı
"My brilliant research in brain transplantation is unsurpassed and will probably make my name live beyond eternity."
'Beyin nakli konusundaki eşsiz araştırmalarım muhtemelen adımı sonsuza dek yaşatacak.'
Were unsurpassed in the known universe.
Evrende emsalsiz olarak bilinirlerdi.
Say, then, to mademoiselle that I am the detective unique, unsurpassed, the greatest that ever lived.
Üstün. Gelmiş geçmiş en iyi dedektif.
I can only say that his reputation is unsurpassed.
Şöhretinin eşsiz olduğunu söyleyebilirim.
The king, too, being plagued by fools from whom he wishes to walk away, has perfected his leaving step to a walk of unsurpassed elegance.
Kral da, uzaklaşmak istediği aptallarla uğraşarak, kendi terketme basamağını eşsiz zarif bir yürüyüşe çevirdi.
Innocent, and with unsurpassed skills as a wife and a mother.
Bir eş ve anne olarak masum ve emsalsizdin.
A feat unsurpassed in the history of Smithville.
Smithville tarihinde görülmemiş bir başarı.
We confiscated millions in weapons and cash... and a collection of Chinese art unsurpassed in the world.
Milyonlar değerinde silah ve nakit para ve de... Çin sanatının dünyada eşi bulunmaz bir koleksiyonunu ele geçirdik.
- Hello, everybody. My name's Sam. I just wanna say that... with unsurpassed brilliance you've represented some of the best actors.
Adım Sam ve öncelikle bu birbirinden değerli aktörleri temsil edeceğiniz için tebrik ederim.
Solon was shown records of unsurpassed antiquity the secrets of a long-lost age when a civilization of incomparable power and prestige had dominated the world nine thousand years before.
Solon'a eşsiz medeniyetin kayıtları gösterildi. Emsalsiz bir güç ve saygınlık medeniyetinin 9000 yıl önce... dünyaya hakim olduğu uzun ve kayıp çağın gizemleri.
And if you are who you claim to be... your skill with a latajang should be unsurpassed.
Söylediğin kişiysen dövüşteki yeteneklerin kusursuz olmalı değil mi?
The death of a large star is a violent event unsurpassed in our limited understanding of the universe.
Büyük yıldızların ölümü dehşetli bir olaydır, evreni sınırlı anlayan bizler için eşsizdir.
Don't worry, my doggy paddle's unsurpassed.
Benim stilim eşsizdir.
The Chinese have an unsurpassed capacity for suffering and endurance, in addition to their many other qualities, and right must triumph in the end.
Çinlilerin diğer birçok özelliğinin yanında, acıya karşı da eşsiz bir tahammül güçleri var. Ve sonunda zafer doğruların olacaktır.
You're such an excellent judge of character... and your knowledge of human nature... it's unsurpassed.
İnsan karakterini çok iyi yargılar, insan doğasını iyi bilirsiniz.
The evil in your heart and your beauty is unsurpassed.
Kalbinizdeki kötülük ve güzelliğiniz perdelenemez.
And you know my devotion to duty is unsurpassed... which is why, if you're seeking me, I'll be in that tavern... fortifying myself with a bottle and a woman.
Bilirsin, benim adamış, mükemmel ruhum. bu yüzden sadece içki ve kadınlara zaaafım bulunur.
Your brilliance is unsurpassed.
Müthiş bir dehasınız.
I seem to remember Mr. Dixon thought Miss Fairfax unsurpassed at the piano.
Bay Dixon'ın Bayan Fairfax'in piyanoda harikalar yarattığını düşündüğünü hatırlıyor gibiyim.
The terrorists you are dealing with right now are not your average terrorists, and Jin Sa Woo, who is leading them, was someone who was unsurpassed in the special forces as a counter-terrorist specialist.
Karşımızdakiler sıradan teröristler değil. Başlarındaki Jin Sa Woo Özel Kuvvetler'in anti-terör timinde yetişmiş en yetenekli adamlardan biridir.
# Truly vast, unsurpassed, built to last
# Bu gerçekten çok harika
This limited-edition version of the Graystone OS-9 holoband is unsurpassed in quality.
Tekrar toparlar. Bu sınırlı sayıda üretilmiş Graystone OS-9 holoband ürünü eşsiz bir kaliteye sahiptir.
Your tracking skills, lieutenant, are unsurpassed.
Yer bulma yeteneğin Teğmen, eşsiz.
We've traversed the globe for unsurpassed finery, haven't we, gents?
Nefis bir sofra hazırladık, değil mi beyler?
I understand your concern, but our training is unsurpassed.
Endişenizi anlıyorum fakat idmanlarımız en üst düzeyde.
It was because the purity in her heart was unsurpassed.
Seçildi çünkü kalbinin temizliği emsalsizdi.
As the years passed, Niflheim marched on nearby nations driven by its unsurpassed technology.
Niflheim yıllar içinde, eşsiz teknolojisi sayesinde çevre ülkelere saldırdı.
Kumar Varma's bravery unsurpassed glory!
Kumar Varma'nın, böyle bir yetenek görmedim!