Virtuous tradutor Turco
372 parallel translation
A gentle, virtuous scholar like you is calling on me?
Sizin gibi nazik ve erdemli bir bilgin mi beni çağırdı?
You gents who to a virtuous life would lead us And turn us from all wrongdoing and sin First of all see to it that you feed us
Siz beyler, bizi erdemli bir hayata götürecek olanlar ve bizi hatalardan uzak ve günahlardan uzak tutacaklar ilk önce halledin karnımızı doyurmayı sonra verin vaazınızı.
One of those fine-mannered, virtuous, and honorable gentlemen.
Şu terbiyeli, erdemli ve onurlu centilmenlerden birisi.
The way any virtuous woman, with a beast like that...
Böyle bir canavarla karşılaşan her iffetli kadının yapacağı gibi.
And I detest him intimately from his lofty brain to the soles of his virtuous feet!
Ve çok samimi olarak da nefret ediyorum kibirli beyninden erdemli ayaklarının tabanına kadar.
That was very virtuous of you.
Çok yerinde davranmışsın.
But she'd had a virtuous upbringing, so she stayed faithful to me.
Ancak erdemli biçimde yetiştirilmişti, bu yüzden bana sadık kaldı.
Those who participate, however small the amount may be thus will enjoy virtuous pleasures in this life not to mention the privilege of finding a seat among the thousands of sacred lotus flowers.
Buna katılmak isteyen, Miktarı küçük olabilir hayatında erdemli zevklere sahip olacak bunun yanında kutsal nilüfer çiçeklerinden binlercesi üzerinde imtiyazlı bir koltuğu olacaktır.
Ay, that incestuous, that adulterate beast, with traitorous gifts won to his shameful lust the will of my most seeming-virtuous Queen.
Evet, o haram arzulara susamış hayvan, şeytanca hediyelerle, iğrenç emellerle çeldi yüreğini o melek görünüşlü kraliçemin.
Women are by nature not virtuous.
Kadınlar doğuştan erdemli olur.
Punctuality is the vice of virtuous women.
Dakik olmak faziletli kadınların bir kusurudur. Seni bırakayım mı?
It's a virtuous deed which I need you to help me carry out for the sake of the murderer's peace of mind.
Katilin ruhunun huzur bulması için bu erdemli görevde bana yardım etmenize ihtiyacım var.
-.. to a virtuous lady with a white soul.
... yaptığı uygunsuz teklife bağlamanı istemiyorum.
The virtuous brothers are deceased... and the family's glory is on display behind glass.
Dürüst erkek kardeşlerim öldü ve ailenin şerefi vitrinin ardında sergileniyor.
Now comes the scene between the wicked count and the virtuous lady.
Sıradaki sahne kötü adamla iffetli hanımefendinin.
So you can go on being the virtuous lady, the brilliant professor, the great businessman.
Böylece hayatına namuslu bir şekilde, parlak profesör, büyük iş adamı olarak devam edeceksin.
"Virtue arms the virtuous man" "and although temptation is an attack, it is not a fall."
" Erdemli insanın silahı erdemidir ve cazibe bir saldırı olsa da, bir düşüş değildir.
"Virtue arms the virtuous man" "and although temptation is an attack, it is not a fall."
Erdemli insanın silahı erdemidir ve cazibe, bir saldırı olsa da, bir düşüş değildir.
Nearly everything that is jolly is not virtuous.
Eğlenceli olan hemen hemen hiçbir şey erdemli değildir.
Considering the virtuous fidelity you have shown, and the honorable exploits that you have done, having given proof of that honor, having given proof of that honor... as always as is the part of a good and faithful subject, I hereby dub thee knight of the realm, defender of the soil, protector of the crown, and a fit consort for the princess Gwendolyn the fair.
Gösterdiğin erdemli sadakat ve yaptığın onurlu ve olağan üstü başarı dikkate alınarak, verilen bu onurun kanıtı olarak, verilen bu onurun kanıtı olarak... her zaman iyi ve sadık bir vatandaşın parçası olarak, sana kraliyet şövalyesi ünvanı veriyorum toprağın savunucusu, tacın koruyucusu,
O, he was gentle, mild and virtuous.
Ah, ne kadar ince, duygulu, erdemli bir insandı.
We say the king is wise and virtuous... and his noble queen well struck in years, fair and not jealous.
Biz diyoruz ki, Kral akıllı ve iyi yüreklidir. Yüce Kraliçe ise yaşını başını almış, zarif, kıskançlık nedir bilmeyen bir insandır.
A virtuous and a Christian-like conclusion... to pray for them that have done wrong to us.
Tam bir Hıristiyan'a yakışır davranış. Bize kötülük edenin iyiliğini istemek ne güzel bir şey!
Are you so virtuous, then?
Sen çok mu erdemlisin?
I made you virtuous.
Seni iffetli biri yaptım.
Well, the virtuous proprietress of the best restaurant in France.
Fransa'nın en iyi lokantasının erdemli sahibesi.
Virtuous.
Erdemli.
What has happened to our virtuous girl
Erdemli kızımıza ne oldu?
Jesus was a great, virtuous teacher.
İsa büyük ve erdemli bir öğretmendi.
No, she's too virtuous.
Hayır, fazla erdemli.
I'm the most virtuous man in Rome.
Roma'da benden daha erdemli bir adam yoktur.
I don't know how young people feel nowadays, but... Isn't it hard to live with an overly virtuous man?
Bugünlerde gençler ne hissediyor, bilmiyorum ama erdemli bir adamla yaşamak zor değil mi?
The way your virtuous Miss heavenly had a secret operation...
Sihirli formülleri ve numarayla alınan sözleşmeleri unut.
So softly spoken, so virtuous.
Öyle alçak sesle konuşan, öyle namuslu.
You have only taught Tom to laugh at whatever is decent and virtuous and right.
Tom'a öğretebildiğiniz tek şey faziletli ve güzel olan her şeye gülmesi oldu.
Yet this virtuous Irish lord was not quite able to stop his son from turning pirate, was he?
Ama bu dürüst İrlanda lordu oğlunun korsan olmasını pek önleyememiş, değil mi?
It's so virtuous and so boring.
Çok erdemli, ama çok sıkıcı bir hareket.
To live to be 100 years old, you must learn to be virtuous.
100 yaşına kadar yaşasak da, erdemli olmayı öğrenmek zorundayız.
He's ashamed of being a burden on such a virtuous wife, so I've decided to tell him everything.
"Masum" karısının başına bela açmanın utancını yaşıyor. O yüzden herşeyi söylemeye karar verdim.
So shall I please my father, Lord Vincentio... who sent me hither from our home in Pisa... on this, the first day of the scholat's year to study at the university... and deck his fortune with my virtuous deeds.
Babam Lord Vincentio'nun emrini yapacağım. Beni Pisa'dan buraya, okulun yeni yıIının ilk gününe yolladı. Üniversitede okuyacağım ve servetine asil ve onurlu davranışları katacağım.
Pray, have you not a daughter called Katharina, fair and virtuous?
Güzel ve terbiyeli bir kızınız var ; Katharina diye, değil mi etendim?
And, honest company, I thank you all that have beheld me give myself away... to this most patient, sweet and virtuous wife.
Sevgili dostlar, ben artık kendimi, Bu sabırlı ve erdemli hanıma verdim ; Sizler de tanık oldunuz, teşekkürler.
People aren't virtuous, nowadays. So, a priest has nothing to do.
İnsanlar erdemlerini kaybettiler bu yüzden bir rahibin yapacağı hiçbir şey kalmadı.
He bears him like a portly gentleman, and Verona brags of him to be a virtuous and well-managed youth.
Verona onunla övünüyor. erdemli ve saygılı bir genç diye.
And a good lady, and a wise and virtuous.
İyi. akıllı ve namusludur.
Your love says, like an honest gentleman, and a courteous, and a kind, and a handsome and I warrant him a virtuous...
Aşkın diyor ki. dürüst, saygılı, kibar, yakışıklı bir bey olarak diyor ki ahlaklı olduğuna da kefil olurum...
You're a very virtuous man.
Siz, çok erdemli bir adamsınız.
Are you married... or virtuous?
Evlimisin... yoksa çok mu erdemlisin?
A beautiful and virtuous young woman was once suddenly left a widow.
Bir zamanlar çok güzel genç bir kadın vardı oldukça erdemli.
Smart, youthful woman. - 21-year-old girl, virtuous... college graduate, wishes to marry Catholic professional... doctor, pharmacist, dentist.
İşçi çevresinden narin genç kız yaş 25, sevgi dolu, iyi huylu, iri boylu bir genç erkekle mutlu bir birlik için evlenecek.
Unto Bianca, fair and virtuous.
- Senyör...