Voicemail tradutor Turco
1,026 parallel translation
I drove here as fast as I could, and I went to the hospital... but you had left, so I tried your phone, but all I got was the voicemail.
Elimden geldiğince çabuk geldim. Hastaneye gittim, ama çıkmıştınız. Cep telefonunu aradım, ama telesekretere düşüyordu.
Voicemail left on Patrick's cell phone.
Patrick'ın cep telefonuna bırakılan sesli mesaj.
Send it to my voicemail, okay?
Mesaj bıraksınlar, tamam mı?
Could you send it to my voicemail?
Mesaj bıraksınlar, tamam mı?
I don't know, their outgoing voicemail message.
Yani onlara, sesli mesaj bırakmak içinmiş.
You'll probably get a voicemail.
Büyük ihtimalle makine çıkacak.
- It's voicemail.
- Makine çıktı.
- I get a voicemail.
- Telesekreter çıktı.
Well, off the record... some of the things that you've brought up... the website... the idea that I was always speaking to these people through voicemail... that is, that they were always calling me... it didn't seem strange before, but clearly,
Pekala, aramızda... Sizin gösterdiğiniz şeyler sonucunda ; yani web sayfası insanlara her zaman makine aracılığıyla ulaşmam ve hep onların beni araması... Açıkçası ilk başta garip gelmemişti, ama şimdi sanırım hikayede bazı sorunlar var.
JOSIE [Voicemail] : It's Josie.
Ben Josie.
I got her voicemail.
Telesekreter çıkıyor.
Your call will be transferred to voicemail.
Çağrınız telesekreter servisine yönlendiriliyor.
- Damn. It's her voicemail.
Bu onun ses postası.
DANNY : [On voicemail] Greg, it's Danny.
Greg, ben Danny.
Just yesterday morning, I somehow managed to hack into your voicemail and change the outgoing message to "Hi, this is Big Bob." "I'm not in right now, but at the beep leave your name and your penis size."
Dün sesli mesajına girmeyi ve onu "Merhaba, ben Bob, şu anda burada değilim." "ama bip sesinden sonra isminizi ve penis ölçünüzü bırakın." şeklinde değiştirmeyi başarmam gibi.
Those of you of a paranoid disposition may confirm Eagle One's innocence by listening, unlawfully, to his voicemail on the following number - 07979234642.
Vereceğim numarayı gizli olarak dinleyerek Kartal Bir'in suçsuzluğunu tespit edilebilirsiniz.
Voicemail.
Sesli mesaj.
It's just I'm trying this new voicemail-dating thing.
Şu yeni telesekreterle randevu şeyiyle uğraşıyordum.
The voicemail you've reached is full- -
- Üzgünüz, bu numaraya ait mesaj kaydı dolu.
Connecting to voicemail
Telesekretere bağlanıyorsunuz.
This was left on the victim's voicemail three days before the murder.
Cinayetten üç gün önce kurbanın telesekreterine bırakılmış.
I asked Disco here to listen to the message on Banner's voicemail.
Banner'ın telesekreterindeki mesajı dinlemesi için Disco'dan buraya gelmesini istedim.
That was left on Banner's voicemail.
Banner'ın telesekreterine bırakılmıştı.
Jane's voicemail : Ello, and thanks for calling.
Aradığınız için teşekkürler.
I do have voicemail.
Sesli mesaj sistemim var.
And I got her voicemail until she finally picked up and said if I ever call her again, her father will have me killed.
Ama her seferinde telefona telesekreter bakıyordu en sonunda telesekreterin sesi onu bir daha ararsam babasının beni öldüreceğini söyledi
My mom just left it on my voicemail.
Annem az önce sesli mesaj bırakmış.
Well, I can put you through to his voicemail.
Peki, sizi telesekreterine yönlendirebilirim.
No, not his voicemail.
Hayır, telesekreter olmaz.
- Why is my voicemail full at 9 : 03 in the morning?
- Sabahın 9 : 30'unda neden Telesekreterim dolu?
She leaves it on my voicemail.
Telesekreterime mesaj bırakıyor.
Send him to voicemail, Cynthia.
Telesekretere yönlendir onu, Cynthia.
Yeah, well, I'm tired of having a relationship with your voicemail.
Telesekretinle muhatap olmaktan yoruldum.
I got to get voicemail.
Telesekretere bakmam gerek.
- It's voicemail, no way this is fair. ... two,...
- Tele sekreter, bu adil değil.
- Straight to voicemail.
Sesli mesaja yolladı.
When I got home, there was a message on my voicemail.
Eve gittiğimde telesekreterimde bir mesaj vardı.
It went straight to voicemail.
Telefonu kapalı.
- Everyone's on voicemail.
- Bir sürü acil durum çağrısı var.
- Voicemail dooms us all.
- Hepsi sesli posta üzerinden. - Sesli posta hayatımızı mahvediyor.
Hi, can you put me through to Ari Gold's voicemail?
Merhaba, Ari Gold'un sesli mesajlarına ulaşabilir miyim?
Your voicemail was full, so I got you this answering machine.
Sekreterin dolmuştu, bende sana bu aleti yolladım
And if this is Finn, buddy, your voicemail's full again.
Finn'sen, abi yine sesli mesaj kutun dolmuş.
I've been trying to call him all morning and it keeps going to voicemail.
Sabahtan beri ulaşmaya çalışıyorum ama sürekli telesekretere düşüyor.
And sometimes you just let it go to voicemail.
Bazen de otomatik telesekretere yönlendiriyorsun ama.
And I want you to listen to a voicemail from my boss.
Ve şimdi patronumdan gelen bir mesajı dinlemeni istiyorum.
His voicemail is full.
Ses mesajı tamamen dolmuş durumda.
I got her voicemail.
Ses mesajını aldım.
It's her voicemail.
Telesekreter.
- lt's still voicemail.
- Mesaj bırak.
Oh, I expected to get your voicemail.
Sesli mesajını duyacağımı sanıyordum.