We'd know tradutor Turco
5,958 parallel translation
Hey. Now that we know he's out there, we will find Ronnie again.
Artık dışarıda bir yerlerde olduğunu biliyoruz, Ronnie'yi tekrar bulacağız.
Well I'd like to know what we're supposed to do about it.
Şimdi ne yapacağız çok merak ediyorum.
I hope nobody we know sees us.
Umarım tanıdığımız kimse bizi görmez.
Here, I was a little worried because we booked it after my last round of chemo and I-I didn't know if I'd be up to the trip, but, sweetheart, that sea air is just what I needed.
Son kemoterapiden sonra ayarladığım için aslında biraz endişeliydim ve yolculuğa uygun olup olmadığımı bilmiyordum ama tatlım, deniz havası tam ihtiyacım olan şeymiş.
I know the therapist said we're not supposed to talk outside the sessions.
Biliyorum, terapist seanslar dışında konuşmamamızı söyledi ama yemekle ilgili problemi olmadığını da söylemişti.
And your opinion of Messrs. Openshaw and Fordham aside, we know very little about the actual motives of an actual killer who is still at large.
Ve senin Openshaw ve Fordham hakkındaki fikirlerin bir yana hala dışarıda olan asıl katilin gerçek gerekçesi hakkında çok az şey biliyoruz.
And even though Michael doesn't arrive until tomorrow, we know he'd want us to experience the joy of opening his gifts for him.
Michael yarına kadar burada olmayacak olsa bile.. Onun için aldığınız ıhediyeleri.. Bizim açmamızı isterdi..
Anyone we know?
Tanıdığımız biri var mı?
No, and the thinking is it'd be best to keep him at arm's length with this until, um until we know how the dust is gonna settle.
Ve düşündüğü şey ise, yüz vermemek... şeye kadar ortalık yatışıncaya kadar.
I hope to God it's nobody we know.
Umarım tanıdığımız biri değildir.
Well, it's gonna be somebody who knows somebody we know.
Tanıdığımız birini tanıyan biri olması lazım.
you know, you're either a journalist, or you're either out of jurisdiction, so we have some time to play this before they can really get nasty.
Bir gazeteci veya yetki alanları dışındaki biri olabilir bu yüzden onlar kaba kuvvete başvurmadan önce harekete geçecek zamanımız var.
We... we see them do this all the time, you know, whether it's drones or wiretapping or whatever, they'll go, "Well according to this law from the 1840s, you know, with X, Y, or Z authority..."
Bunu sürekli yaptıklarını görüyoruz... İHA'lar olsun, telefon dinlemeleri olsun "1840 tarihli filanca yasanın tanıdığı XY ve Z yetkileri" falan derler. Ama bu zaman alır.
Okay, I can show you how to do that later, but right now, we need to know if your husband had any enemies, anyone who'd want to hurt him.
Hiç ampul değiştirmedim. Size onu daha sonra gösteririm ama şu anda bilmemiz gerek kocanızın düşmanı, onu incitmek isteyecek biri var mıydı?
Hey, look, before I get into the long list of illegal activities going on around here, did you not think that we would know that Toby was here the night he died?
Buradaki yasa dışı olayların uzun listesine geçmeden Toby'nin, öldüğü gece burada olduğunu anlayamayız mı sandın?
Well, no, but we know so many of the same people.
Hayır, ama çok sayıda ortak tanıdığımız var.
We should speak to our victim Kristin again, see if she can point us in a new direction and let her know her stalker's still out there.
Kurbanımız Kristin ile yeniden konuşalım. Belki bize yeni bir yön verebilir hem de takipçinin hala dışarıda olduğunu da söyleyelim.
If the Brujeria were back, we'd know it, all right?
Brujeria dönseydi haberimiz olurdu.
We could if you'd been here long enough to know that.
Bunu anlayacak kadar uzun süredir burada çalışıyor olsaydın diyebilirdik.
I'd say they know we're following them.
Demek istediğim onları takip ettiğimizi biliyorlar.
Rare books from the mainland- - we know that's how he's sourcing his paper for the counterfeit bills.
Anakaradan gelen nadir kitaplar. Paralar için kağıdı böyle temin ettiğini biliyoruz.
I mean, she had to know we'd find out who she was.
Kim olduğunu bulacağımızı biliyor olmalı. Değil mi?
Does she sound like someone we know?
Tanıdığımız biri gibi mi konuşuyor?
Well, maybe the reason we think we know each other is because it was our destiny to meet tonight.
Belki de birbirimizi tanıdığımızı sanmamızın nedeni kaderimizde bu gece tanışmak olduğundandır.
Truth is, the more we got to know each other, I realized he's pretty amazing.
Gerçek şu ki birbirimizi tanıdıkça, oldukça şaşırtıcı biri olduğunu fark ettim.
You know, no one out there really knows how we operate... how we put ourselves in harm's way.
Ama dışarıdaki hiç kimse, bu operasyonu gerçekte nasıl yaptığımızı bilmeyecek... kendimizi nasıl tehlikeye attığımızı bilmeyecek,
Well, I'm glad we all agree you're going to stay put, especially since we know it would be impossible to keep you locked up... against your will, anyway.
Burada kalacağın konusunda anlaştığımıza sevindim. Özellikle seni kilitli tutmanın imkansız olduğunu bu kadar iyi biliyorken. Yani kendi rızan dışında.
Everyone we know says they heard about it from you.
- Evet. Tanıdığımız herkes senden duyduğunu söyledi.
I'd rather leave you out there. Let the world know we're looking for you.
Bunun yerine seni dışarıda bırakırsam, tüm dünya seni aradığımızı bilir.
I thought it'd be funny if we string Sam up like a scarecrow, you know, like in the movie.
Sam'i korkuluğa asmak eğlenceli olur diye düşündüm filmdeki gibi yani.
You know how we always say only losers and sad, pathetic people go out to dinner for Thanksgiving?
Her zaman ezik, üzgün ve acınası insanlar Şükran Günü yemeğini dışarıda yer demez miydik?
We'd like to know what you're gonna do about that.
Bu konuda bir şey yapacağınızı bilmek isteriz.
Reid didn't know we'd stitched him up until after the bomb had been planted, so it couldn't have been him.
Reid bomba konulduktan sonrasına kadar onu oyuna getirdiğimizi bilmiyordu, o yüzden o olamaz.
I'd like to know why we're relying on intel from this Fulcrum, whoever he is.
Neden Fulcrum'ın istihbaratına güvendiğimizi bilmek istiyorum, artık o kimse.
I don't... well, my dad... he used to take me over here, and we'd go... we'd go shooting, you know?
Babam eskiden beni buraya getirirdi, atış yapardık, biliyor musun?
S.H.I.E.L.D. Had intel that a hydra black market sale was going down, But we didn't know what was being sold, or to whom.
S.H.I.E.L.D. Hydra'nın bir karaborsa satışı yapacağı bilgisine ulaştı fakat neyin satılacağı ya da kime satılacağını bilmiyoruz.
Well, we know where he gets his information for all those blank I.D.'s
Bu kadar boş kimlik bilgilerini nereden aldığını biliyoruz.
Yes, but they'd know we'd have to check it out nonetheless, and they'd also know he would be kept busy trying to find the source.
Evet, ama olurdu anlarlar o yine de kontrol için ve aynı zamanda anlarlar meşgul olurdu çalışırken kaynağını bulmak.
Sir, we could run this video for you again, but I think you already know what we'd see.
Efendim, videoyu sizin için tekrar oynatabiliriz ama bence gördüğümüz şeyi zaten biliyorsunuz.
You know, I put a lot of time and energy into my thing, but you just shut it all down to prove something to people that we barely know and don't even like!
Ben konseptime bunca zaman ve enerji harcamışken sen kalkıp az biraz tanıdığımız ve hoşlanmadığımız insanlara bir şey kanıtlamak için hepsini pat diye kaldırmışsın.
He's the strongest man we know.
Tanıdığımız en güçlü adam o.
Roky Erickson : Uh, well, we just, uh, each time we'd play, you know, we'd feel more confident about what we were doing, you know.
Her konserimizden sonra kendimize duyduğumuz güven daha da arttı.
We'd get flashy clothes and stuff like that that would look like, you know,
Daha cafcaflı kıyafetler falan almaya başladık.
It was a kind of spiritual feeling to be in that environment and to know where we came from, so we'd know where we're going.
Bir çeşit, manevi duygu yoğunluğu içindeydim. Nereden geldiğimizi ve nereye gideceğimizi iyi biliyordum.
You know the NSA, sweetheart- - we don't get out much.
NSA'i biliyorsun, hayatım, pek fazla dışarı çıkmayız.
Well, now that we've all gotten to know each other a little bit better, could someone please pass the dinner rolls?
Artık birbirimizi daha iyi tanıdığımıza göre lütfen biri ekmeği uzatabilir mi acaba?
We'd like to know if anything was taken.
Herhangi bir şey çalınmış mı bilmek istiyoruz.
You know, maybe, if we'd been completely different people, it could have worked.
Belki ikimiz de bambaşka insanlar olsaydık yürüyebilirdi.
This is it, the human brain and it might not look like it, but it's the most complex physical structure we know of, anywhere in the universe.
İşte bu, insan beyni öyle görünmüyor olabilir ama, tüm evrende bildiğimiz, en karmaşık fiziksek yapıdır.
It follows that if such an advanced civilisation had existed, we'd know about it.
Anlaşıldığı üzere eğer böyle gelişmiş bir medeniyet olsaydı mutlaka farkında olurduk.
"I don't know why you're standing outside naked, but we had a boy."
Neden dışarıda çıplak durduğunu bilmiyorum, ama bir erkek çoçuğumuz var.
know 759
knowing 61
knows 86
known 107
knowledge 78
knowles 44
knowledge is power 34
know your place 28
know thyself 21
know your enemy 19
knowing 61
knows 86
known 107
knowledge 78
knowles 44
knowledge is power 34
know your place 28
know thyself 21
know your enemy 19
know why 81
know what i'm saying 125
know it 54
know what i'm sayin 29
known what 18
know what that means 36
know this 99
know what 656
know what this is 16
know what that is 21
know what i'm saying 125
know it 54
know what i'm sayin 29
known what 18
know what that means 36
know this 99
know what 656
know what this is 16
know what that is 21
know what it is 22
know what i mean 310
know her 28
know basis 70
known associates 21
know him 81
knowing you 48
knows what 35
known fact 28
knowing her 17
know what i mean 310
know her 28
know basis 70
known associates 21
know him 81
knowing you 48
knows what 35
known fact 28
knowing her 17