English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ W ] / We're inside

We're inside tradutor Turco

1,216 parallel translation
In the next 10 minutes we're going to enter a mystery, wrapped up inside of a riddle.
Önümüzdeki 10 dakika içinde bir gizemin içine gireceğiz, bilmecelerle dolu bir yere.
We're going back inside?
Biz içeriye dönüyoruz.
If you say "buffer" one more time... 331, they're all inside. We're gonna go eat something.
Eğer bir daha "tampon" diyecek olursan.... 331, hepsi içerde.
Okay, Jonas, we're inside.
- Bay Harpen Alarm çalıştı
Stay here till we're inside.
Biz içeri girene kadar burada bekle.
You guys stay here until we're inside, all right?
Biz içeri girene kadar burada kalın, tamam mı?
We, as Canadians, see it more as, uh... when we lock the door, we're imprisoning ourselves inside.
Biz Kanadalılar ise kapıyı kilitleyince kendimizi hapsettiğimizi.
Robert's inside, we're in position.
Robert içeride, yerimizi aldık.
Well we're officially inside the ship.
Şu anda resmen geminin içindeyiz.
Yeah we're well inside the steering gear room now.
Evet, şu anda dümen odasının tamamen içindeyiz.
So that's why we're the same inside. You know better.
İşte bu yüzden içimizde aynıyız.
No, but we're scanning police frequencies, checking hospitals, and I'm expecting to hear from our contact inside the CTU.
Hayır, ama mümkün olan her şeyi yapıyor, polis frekansını ve hastaneleri tarıyoruz ; CTU içindeki bağlantımızdan da haber almayı bekliyorum.
We're going to need you inside.
İçeri girmeni istiyoruz.
My guests arrive inside of an hour, and we're already behind schedule.
Konuklarım bir saat içinde gelmiş olacak ve programın çok gerisindeyiz.
- We're blowin'this mess inside half an hour
- Yarım saate bu pislikten uçup gideceğiz.
Once we're inside, we'll wake up
İçeri girdiğimiz anda uyanacağız.
AND WE WALK AROUND LIKE WE'RE DEAD INSIDE.
Ve sanki ölüymüş gibi ortalıkta dolaşırız.
Once we're inside cover the exits.
Biz içeri girince çıkışları tutun.
- We're flooding from the inside.
- İçeriden su baskınına uğruyoruz.
- We're inside a mountain.
- Bir dağın içindeyiz.
It's like we're inside Grace's hairdo
Bir avukat lâzım ona. İyi, sen yapar mısın? Telefonunu bekliyor.
Tell me when they're inside two light seconds, we'll stay put at four light seconds.
İki ışık saniyesi kadar yaklaştıklarında haber ver. Biz dört ışık saniyesi uzakta kalacağız.
- I know. We're inside the core network.
Biliyorum, çekirdek ağının içindeyiz.
Now we're just glad if they're still inside.
Bundan sonra, hâlâ içerdeyseler, sevineceğiz.
We're inside a giant gem bubble, wrapped in a cobalt cocoon 700 miles below the surface of the Earth.
Yüzeyden 1100 km aşağıda, kobalttan bir kozanın sarmaladığı dev bir cevher kabarcığı içindeyiz.
We're gonna need you to find us a mark inside of Price's bank.
Price'ın bankasında içeriden bir adam ihtiyacımız var.
- We're home inside that fog!
- Ulaşmak üzereyiz.
When we're inside, move the car up to the house.
Biz içeri girince, arabayı eve doğru sür.
- We're inside.
- Biz içerideyiz.
Your lungs will get used to it until we're inside.
İçine girene dek ciğerleriniz alışır.
Marvin, we're inside.
Marvin, içeri girdik.
Miss Holmes, you sure you don't need me to come inside? No, we're good.
Bayan Holmes, girmeme gerek olmadığına emin misiniz?
We're going inside!
İçine dalıyoruz!
And while I didn't go inside the room except to knock on the door and say where we're at in terms of what mr.
Ben o odaya hiç girmedim. Sadece bir kere bay Friedman'a ne karar verdiğini sormak için kapıyı çaldım.
You see, the Grahams have a party, uh, this time of year... so all the folks can get together before we're stuck inside for the winter.
Graham ailesi yılın bu vakitleri davet verirler. Böylece kışın herkes kendi köşesine çekilmeden önce bir araya gelinmiş olur.
- We're dying inside there.
- Dökülen evimizde öleceğiz.
- And what's to stop Free Willy here from coming back once we're inside.
- Peki Özgür Willy'nin geri gelmesini ne engelleyecek.
- Yeah, now we're inside, it feels... not so...
- Evet, şimdi içerdeyiz, bu his... o kadar...
- We're hearing some more shots fiired inside.
- İçerden bir kaç el silah sesi daha geldi.
We'll show we're Cuban children with lots of pep inside.
İçimiz moral dolu Kübalı çocuklar olduğumuzu göstereceğiz.
We'll disable the alarm while you're inside.
Sen içerdeyken alarmı kapatacağız.
- We're turning this place inside out.
Burayı alt üst edeceğiz.
We're turnin this place inside out.
Burayı alt üst edeceğiz.
Hey, Jen, right after this we're shooting inside the video store, and we have a limited time in there so please tell me they know their lines.
Hey Jen. Bu sahneden sonra videokasetçinin içindeki çekimlere geçeceğiz ama orada çok az zamanımız olacak. O yüzden, lütfen repliklerini ezberlediklerini söyle.
We're deep inside Klingon territory.
Klingon bölgesinin içlerinde olacağız.
- We're assembling inside.
Gel, içeride toplanıyoruz.
Look, we're still not able to get a read on that inside heat signature.
Bakın, içeride hâlâ bir ısı belirtisine rastlamadık..
Once we're finally able to go inside... I'm gonna need you to identify anything that belongs to your son.
İçeri girebildiğimizde oğluna ait olabilecek eşyaları tanımlaman gerekecek.
Then we're gonna stop by your house and hide some of this money... and since you're the only guy who's gonna be missing from here... your buddies are gonna figure that we took care of you because you were our inside man.
Kayıp olan tek adam sen olduğun için dostların, bizim casusumuz olduğun için öldürdüğümüzü sanacak.
Once you're inside, I'm gonna take photos, and then we'll publish them, saying that the tobacco company invited you over to seduce you into smoking.
İçerideyken, fotoğraf çekeceksiniz ve biz de onları tütün şirketinin sizi sigara içme konusunda kandırmak için davet ettiğini söyleyerek gazetede basacağız. Anlaştık mı?
RF to Control. We're inside.
Merkez, içerideyiz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]