English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ W ] / What'd you tell them

What'd you tell them tradutor Turco

103 parallel translation
- What'd you tell them?
- Onlara ne dedin?
If you was to go out there, and you were to tell her not to listen to them, I think she'd mind what you say.
Oraya gitseniz ve onları dinlememesini söyleseniz söylediklerinizi akılda tutardı.
Well, I'd like to tell you something about them, Doctor, but I don't think what I know would make it worth your while.
Pekala, onlar hakkında size birşeyler söylemek isterim Doktor, fakat bildiklerimin şu ankinden daha değerli olduğunu sanmıyorum.
I'd like to tell you something about them, Doctor, but I don't think what I know would make it worth your while.
Onlar hakkında bir şeyler söylemek isterdim doktor ancak bildiklerim sizi pek bir yere ulaştırmayacaktır.
Tell them what you'd like them to play, Ceddie.
Çalmalarını istediğin şeyi söyle Saddy
What'd you tell them?
- Onlara ne diyeceksin peki?
What'd you tell them?
Ne dedin onlara?
What'd I tell you about them pictures?
Ben sana bu resimlerle ilgili ne demiştim?
- What'd you tell them about us?
- Onlara bizim hakkımızda ne söyledin?
- So what'd you tell them?
- Onlara ne anlattınız?
Did you ever go to the D.A. and tell them what was going on?
Hiç Bölge Savcısı'nın ofisine gidip, neler olduğunu anlattınız mı?
What'd you tell them?
- Ne söyledin?
What'd you tell them?
Ne anlattın onlara?
What'd you tell them?
Onlara ne anlatacaksınız?
You didn't really think I'd appear before some collection of idiot parents and have them tell me what I've done wrong for the past 30 years.
- Lütfen. Geri zekalı anne babalardan oluşan bir kuulun karşısına çıkıp 30 yıldır yapmış olduğum şeyin yanlış olduğunu söylemelerini dinlermiyim?
What'd you tell them.
Onlara ne dedin?
My advice to you is I'd write them a letter and I'd tell them why you did what you did and how you really feel.
benim sana tavsiyem... bir mektup yaz ve ona neden boyle oldugunu ve gercekte neler hissettigini yaz.
What'd you tell them?
Onu arayacağımı söyledim.
- What'd you tell them?
- Onlara ne anlattın?
just about What'd you tell them?
Az kaldı. Onlara ne söylemek istersin?
Ohh, God, what'd you tell them?
Aman tanrım. Onlara ne söyledin?
- What'd you tell them? - What do you think?
Ne söylediniz onlara?
-'Cause you know what I told them folks? - What'd you tell'em?
İnsanlara ne söylediğimi biliyor musunuz?
We're handing you over to L.A.P.D. And no matter what happens, you're going to have to tell them who this baby belongs to.
LAPD'ye devroluyorsun ve ne olursa olsun, onlara bebeğin kime ait olduğunu söyleyeceksin.
What'd you tell them?
Onlara ne anlattın?
If someone asked you to describe me to them, what's the first thing you'd tell them?
Eğer biri senden beni tanımlamanı istese söyleyeceğin ilk şey ne olurdu?
All they're gonna know is what they picture happened, which depends a little on what you tell them and a whole lot on how you tell them.
Komitenin, olanları kafalarında canlandırması onlara ne söyleyeceğine, ve çoğunlukla da nasıl anlatacağına bağlıdır.
What'd you tell them?
Onlara ne söyledin?
He / she calls to this number and tell him / her that you know me and he / she will bring them what you / they want.
Bu numarayı ara ve beni tanıdığını söyle. Seninle ilgilenecektir. Ona, bana her zamankinden getirmesini söyle.
So, if we imagine that common sense... the way common sense literally meaning what your senses tell you about the world... if that's the way the world is actually constructed... then things like psychic and mystical experience don't make any sense at all... because the whole point about psychic and mystical experience that makes them strange... is the sense there's some kind of connection between what's going on inside your head... and things elsewhere - elsewhere in space and in time.
Yani bu sağduyuyu hayal edersek, sağduyu derken duyu organlarınızın size dünya hakkında söylediklerinden bahsediyoruz, eğer dünya gerçekten bu şekilde yapılandırıldıysa, o zaman mistik deneyimler gibi şeyler çok anlamsız gelir, çünkü bunları tuhaf kılan kafanızın içinde olup bitenlerle dışarda olup bitenler arasında bir bağlantı olduğu düşüncesidir.
I should tell you that I've had three phone calls from the media and two from the D.A.'s office in the last hour. What'd you tell them?
Son bir saatte basından üç, savcılıktan iki telefon aldığımı söylemeliyim.
You'd have to tell them what happened With me and your husband.
Onlara, kocanla benim aramda geçenleri anlatman gerekecek.
Jay, what'd you tell them?
Jay, onlara ne söyledin?
And what'd you tell them?
Onlara ne cevap verdin?
What'd you tell them?
Onlara ne söyleyeceksin?
What'd you tell them about me?
Onlara benim hakkımda ne söyledin?
What'd I tell you about leaving them loose ends?
Sana yarım kalan işler konusunda ne öğrettim?
Whenever anyone does anything out of the norm, you have to tell them what screwed-up process is really at work in their head.
Ne zaman biri beklenenin dışında bir şey yapsa onlara kafalarının içinde gerçekte nelerin ters gittiğini söylemek zorunda hissediyorsun.
What'd I tell you about them claymores? Damn it, Norma.
Sana mayın hakkında ne söylemiştim?
Government agents are out there hunting innocent people, and they're gonna keep going until you tell them to stop what you started.
Hükümetin ajanları dışarıda masum insanları avlıyor ve sen başlattığın şeyi durdurmalarını söylemezsen de durmayacaklar.
- What'd you tell them niggas, huh?
- Ne söyledin onlara, ha?
Hey, man, if you know of anybody else who might need, you know, what I do, like lonely housewives and shit, you think you could tell them about me?
Abi be, şu yaptığım işe ihtiyacı olan başka tanıdığın varsa, yani dul ev kadınları falan işte onlara benden bahsedebilir misin?
So, what'd you tell the editors to get them to sign on?
Anlaşmayı imzalatmak için editörlere ne anlattın?
What'd you tell them?
Sen onlara ne söyledin?
Not too anxious. What'd you tell them?
Umarım çok meraklanmamışlardır.
We were at the police station. You had to tell them what you'd done.
Karakoldaydık, onlara ne yaptığını anlatman gerekiyordu ya.
You can either cooperate and tell me what I need to know or I can call the State Department and inform them that you have a piece artwork that's at the center of our murder investigation.
Ya bana yardımcı olur bilmem gerekenleri anlatırsınız ya da Dışişleri Bakanlığı'nı arayıp elinizde cinayet soruşturmamızla yakından ilgili bir sanat ürünü olduğunu söylerim.
You got to tell me how many they are, and you got to tell me what kind of artillery they're carrying with them.
Bana kaç kişi olduklarını söylemelisin. Ayrıca yanlarında ne tür ağır silahlar taşıdıklarını söylemelisin.
I don't know, Mom. He's not here, so I can't tell you what to tell them, other then we can't have the service without him.
Burada yok o yüzden onlara, töreni onsuz yapamayacağımız dışında ne söyleyebilirsin bilmiyorum.
- What'd you tell them about it?
- Ona neleri anlattın?
I tell you what, Walt I'd rather have them think I'm Bonnie what's-her-name than some complete idiot.
Bak ne diyeceğim sana Walt. Beni aptalın biri olarak görmelerindense Bonny Bilmemne olduğumu düşünmelerini tercih ederim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]