What you thinking tradutor Turco
12,022 parallel translation
I know what you're thinking.
Ne düşündüğünü biliyorum.
What are you thinking?
- Ne düşünüyorsunuz?
What are you thinking, kid?
Ne düşünüyorsun evlat?
What it means is, she asked me about you, and I had to lie to keep her from thinking that you're the same Mike Ross that she knew before.
Ne demek istiyorsun? Demek istediğim, bana seni sordu ve senin, onun bildiği Mike Ross olduğunu anlamaması için yalan söylemek zorunda kaldım.
Are you thinking what I'm thinking?
Benim düşündüğümü mü düşünüyorsun?
What were you thinking?
Ne düşünüyordun ki?
I'm just trying to understand what you were thinking.
Sadece ne düşündüğünü anşamaya çalışıyorum
What are you thinking?
Ne düşünüyorsun?
Well, you know what? I was thinking that maybe I should come out to the house for a little while.
Bak ne diyeceğim, düşündüm de bir süre gelip bizim evde kalmalıyım.
What are you thinking about facial... feminization wise?
Yüze ilişkin dişileştirme hakkında ne düşünüyorsun?
And thank you again for what you're thinking.
Ve düşündüğünüz şey için tekrar teşekkürler.
In fact, I can tell you what you're thinking right now.
Aslında sana şu an ne düşündüğünü bile söyleyebilirim.
I don't know what you were thinking, but take the video down now!
Aklından ne geçtiğini bilmiyorum ama kaldır o videoyu!
What were you thinking?
Aklından ne geçiyordu?
Why don't we hold off on contacting your sister and, uh, let's start thinking about what you could do for work.
Neden ablanla iletişim kurmaya çalışmıyoruz ve çalışman için hangi işi seçeceğini düşünmeye başlayalım.
Okay, what are you thinking, candy's gonna come out of me?
Tamam, aklından geçen nedir, şeker mi düşecek üstümden?
What are you thinking?
- Ne dusunuyorsun?
- You thinking what I'm thinking?
Sen de benimle aynı şeyi mi düşünüyorsun?
- It's perfectly legal. - What are you thinking, Junior?
Yasalara aykırı bir durum yok.
You thinking what I'm thinking?
Sen de benim gibi mi düşünüyorsun?
So, what are you thinking?
Ne düşünüyorsun?
It's not necessarily what you're thinking.
Düşündüğün gibi bir şey değil.
I know what you're thinking.
- Ne düşündüğünü biliyorum.
What are you thinking, Deano?
Sen ne düşünüyorsun Deano?
What were you thinking?
Ne duşunuyordun?
What kind of music are you thinking of?
Aklından ne tür bir müzik geçiyor?
So, what are you thinking for dinner?
Akşama ne yiyelim?
How do you know what i was or was not thinking?
Neyi düşünüp, düşünmediğimi nasıl biliyorsun?
They're worried about what you're... what you're thinking, what you might do.
Ne düşünüyorsun, ne yapabilirsin, bunlardan endişeleniyorlar.
What are you thinking about like that?
- Ne düşünüyorsun öyle?
What are you thinking about?
Ne düşünüyorsun?
I know what you're thinking.
Aklınızdan geçeni biliyorum.
You should be thinking about what present you're gonna get me as a thank-you.
Bana alacağın teşekkür hediyesini düşün sen.
Of course. But it's not what you're thinking.
Elbette ama düşündüğünüz gibi değil.
No, I'm not saying that you and I... we're not... we're not kissing, but if a guy kisses you and he asks you out and then refuse to look at him for the rest of the day, what exactly are you thinking?
İkimizin öpüşeceğimizi falan söylemiyorum ama bir adam seni öpseydi ve dışarı çıkarmak isteseydi sonrasında gün içerisinde yüzüne bakmaktan kaçınsaydın ne düşünüyor olurdun?
Can I ask what you're thinking about?
Ne düşündüğünü sorabilir miyim?
What are you thinking? That agent ressler may be of some use after all.
Her şeyden sonra, Ajan Ressler'ın biraz işe yarayabileceğini.
What are you thinking disappearing like that?
Öylece kaybolarak ne yaptığını sanıyorsun?
Uh, I was thinking about what I said earlier, and, uh, you probably you don't even remember what I said, but...
Biraz önce söylediklerim hakkında düşündüm de, ne dediğimi muhtemelen hatırlamıyorsunuz bile ama...
And now she thinks about it every day, what you didn't do, while you get to live your life without even thinking about her.
Hiç önemsemeden hayatına devam etmen şimdi o kızın her gün aklına geliyor.
What the hell were you thinking?
Aklınızı mı kaçırdınız siz?
What exactly are you thinking about?
Ayrıca geceleyin etrafta dolaşıp kötü şeyler yapan bir pislik de yok.
Forcing the delivery of the placenta is an OB procedure, so what the hell were you thinking?
Her şeyi halletiğimi sandım.
How? What... what are you thinking?
- Ne düşünüyorsun?
I know what you're thinking, okay?
Ne düşündüğünüzü biliyorum tamam mı?
I know what you're thinking, Sam.
Ne düşündüğünü biliyorum Sam.
What are you thinking of using her for?
- Ne için kullanmak istiyorsunuz?
You might start thinking what's the harm of taking a day off?
Bir gün mola versem ne zararı olur diye düşünmeye başlayabilirsiniz.
What were you thinking?
Kafandan ne geçiyordu ki?
Do you know what I'm thinking right now?
Şu an ne düşündüğümü biliyor musun?
I've just been thinking about what you said regarding not wanting a baby, and I have to admit, I was a little thrown.
Bebek istemediğine dair söylediklerini düşündüm ve şunu söylemek istiyorum ki biraz hayal kırıklığına uğradım.
what you doing 662
what you see is what you get 43
what you gonna do 218
what you mean 171
what you're saying 36
what you've done 36
what you looking for 39
what you doing there 22
what you talking about 132
what you think 150
what you see is what you get 43
what you gonna do 218
what you mean 171
what you're saying 36
what you've done 36
what you looking for 39
what you doing there 22
what you talking about 132
what you think 150
what you say 98
what you waiting for 35
what you saying 32
what you did today 21
what you're talking about 38
what you got 489
what you doing here 137
what you see 32
what you 83
what you up to 46
what you waiting for 35
what you saying 32
what you did today 21
what you're talking about 38
what you got 489
what you doing here 137
what you see 32
what you 83
what you up to 46