English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ W ] / Wheelbarrow

Wheelbarrow tradutor Turco

191 parallel translation
It was after midnight when someone fell over the wheelbarrow and woke me up.
Gece yarısından sonraydı ve biri el arabasının üstüne düşüp beni uyandırdı.
Now put it in the wheelbarrow and get started.
Şimdi onu, el arabasına koyun ve başlayın.
I wasn't ready for the wheelbarrow left on the runway.
Inis pistindeki el arabasïnï beklemiyordum.
MAN : ( SINGING )... her wheelbarrow Through streets broad and narrow
... önünde el arabası dolaşır dar-geniş her sokak arası...
As she wheeled her wheelbarrow Through streets broad and narrow
Önünde el arabası dolaşır dar-geniş her sokak arası.
- We'll take the wheelbarrow.
- El arabasını alacağız.
I'm getting the wheelbarrow.
El arabasını alacağım.
- A wheelbarrow at this hour!
- Bu saatte el arabası!
Then why did you take the wheelbarrow from the barn?
Peki, ahırdan ne diye el arabasını aldınız öyleyse?
THERE'S A WHEELBARROW OUT THERE.
Dışarıda bir el arabası var.
She got no way to come here, boss, so everyone take a wheelbarrow and go help bring Lotus Blossom.
Buraya gelmesi imkansız, patron, bu yüzden herkes bir el arabası alıp Lotus Çiçeği'ne yardıma gitti.
Oh, he sure want to push her wheelbarrow for her, boss.
Kızın el arabasını kesinlikle kendisi sürmek istermiş.
She saw Amelia struggling with some burden in the wheelbarrow which she dumped into the trench.
El arabasıyla yük taşımaya çalışan ve yükü çukura boşaltan Amelia'yı gördü.
- Looks like a wheelbarrow.
- Tıpkı el arabası gibi.
The wheelbarrow!
El arabası!
And I'm doing all I can to convince headquarters, but you can't push an armored division around like a wheelbarrow.
Tek yaptığım karargâhları ikna etmeye çalışmak ama bir zırhlı tümeni el arabası iter gibi itemezsin.
Well, honey, it... it's just an old wheelbarrow.
Tamam, tatlım, bu... bu sadece eski bir el arabası.
That evening, some nurses fetched me with a wheelbarrow.
Burası istasyon. Burası ana bina.
The wheelbarrow.
El arabasına mı?
As she wheeled her wheelbarrow Through streets broad and narrow Crying, "Cockles and mussels..."
O el arabasını şehrin daracık sokaklarında sürüp "Karamuk ve midye" diye bağırırken.
Get that wheelbarrow, Woody.
El arabasını getir, Woody.
Let's go from the wheelbarrow. Ready?
İsterseniz el arabası bölümünden alalım.
I'll take the wheelbarrow myself!
Gerekli aletleri kendim alacağım.
If we only had a wheelbarrow, that would be something.
Yani, bir el arabamız olsaydı belki bir şeyler yapabilirdik.
Where did we put the wheelbarrow the albino had?
O albinonun elindeki el arabasını nereye koyduk?
After we take our cuts, we had only money for this or a first-rate wheelbarrow.
Giderler çıkıldıktan sonra... kalan para ancak bu birinci sınıf el arabasına yetiyor.
Beside him is a wheelbarrow.
Yanında bir el arabası duruyor. İçi yaprak dolu.
All you want then is a roll of twine, a couple of pegs... couple of banjoes, a plank, a wheelbarrow and a rake.
Sonra tek gereken bir bobin sicim, bir çift kazık tahtalar, bir el arabası kürek ve tırmık.
We can bring my wheelbarrow for your teeth!
Güzel olurdu. Ben de dişlerini taşımak için el arabamı getirebilirim.
- It's a replacement tire for a wheelbarrow. - Huh?
El arabası için yedek lastik.
Get the wheelbarrow. Igor, get the wheelbarrow.
El arabasını al gel.
We didn't have the best tools or all the know-how... but we did have a wheelbarrow full of love.
Umarım beğenirsin komşu Elimizde en iyi araçlar ya da beceri yoktu Ama sevgi dolu bir el arabamız vardı.
Pop wheels me in the wheelbarrow, but he doesn't know, how to drive!
Babam beni el arabasında gezdiriyor. Fakat o nasıl kullanılacağını bilmiyor.
The wheelbarrow line's over there.
El arabası sırası şurada.
Let me have a look at that wheelbarrow, please.
Şu el arabasına bakmama izin verin, lütfen.
They'd have to put you in a wheelbarrow.
Seni tekerlekli sandalyeye koyarlar.
In my memory I still see... Shadrach atop the wheelbarrow with a look of composure... as we moved him gently down the path.
Sahdrach'ı o patikadan usulca indirirken huzurlu bakışlarıyla el arabasının tepesindeki halini hafızamda hâlâ canlandırabiliyorum.
It's not s piano ; it's a wheelbarrow.
- Bu fiyata razı ol. O bir piyano değil. Bir el arabası.
He hit a wheelbarrow.
El arabasına ateş etmiş.
Mr. Walsh, that bullet that struck you, did it appear to ricochet off a wheelbarrow?
Bay Walsh, sizi vuran bu kurşun, bir el arabasından sekmiş olabilir mi?
Don't you want to try the wheelbarrow... or the praying donkey... or the Chinese shag swing?
Elarabası pozisyonunu denemek istemiyor musun... ya da yakaran eşek... ya da Çin düzüşme swingi?
What, in a wheelbarrow?
El arabasıyla mı?
General Flourens'body is taken to Versailles in a wheelbarrow.
Komüncüler eşitlik isterken,... Versay'daki insanlar eşitsizlik yanlısı.
You're out here in your pajamas mixing cement in a wheelbarrow.
Pijamalarınla dışarda betonu falan karıştırıyorsun.
Look, I read about this fella, he used to push a wheelbarrow full of cow dung... across the border every day.
Bakın, bir ahbap ne yapmış Biri sınırdan el arabası ile her gün inek.. ... gübresi taşıyormuş.
Mother threw me into a wheelbarrow and headed east.
annem beni bir at arabasına fırlattı ve doğuya yöneldi.
There's enough drug money in there... that we're gonna need a fucking wheelbarrow to carry it out.
Orda yeterince uyuşturucu parası var.. Taşımak için el arabası gerekicek.
Mommy, are you and Daddy playing wheelbarrow?
Anne, babamla el arabacılık mı oynuyorsunuz?
You can sign it if you want to, sir Right under the wheelbarrow of wishes
İsterseniz imzalayabilirsiniz, efendim. Dilekler el arabasının hemen altında.
"Wheelbarrow" This position offers interesting sensations for both.
"El Arabası" Bu pozisyon her iki taraf içinde ilginç hisler barındırır.
If you want the advanced position, try "wheelbarrow" but only if you are already "veterans" in anal sex.
Eğer gelişmiş poziyon isterseniz, "el arabası"'nı deneyebilirsiniz, ama bu poziyonda deneyiminiz olması şarttır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]