When's that tradutor Turco
34,190 parallel translation
They're abusing her now because they can't do anything when she turns 18. That the type of person she is.
Rüştünü kazandığında parasına el süremeyecekleri için teyzesi onu bayâ sıkboğaz etmiş olmalı.
And later, I didn't say anything out of fear. Explain. I didn't think it was polite to ask about it when we first met so that's why I didn't say anything then.
- Tanışır tanışmaz bunu sormanın kibar olmadığını düşündüm.
And that's when I realized that there is no God.
Sonunda anladım ki ; Tanrı falan yoktu.
And when I found myself at a loss due to the various misfortunes that constitute my life... I met you.
Her türlü talihsizlikle dolup taşmış bu ipini koparmış dünyada başıboş dolanırken seninle karşılaştım.
I know he's strange, but when I see his face, I forget all that.
Tuhaf biri olsa da, yüzünü gördüğüm an hepsini unutuyorum.
oh, man, you guys... that's when things get interesting!
Vay be, millet... İşte işler o zaman ilginçleşiyor!
Shh! By Kanjigar's honor, I would have made your death swift and painless, but, for that act of cowardice, I will show you no mercy when I take back what's rightfully mine.
Kanjigar'ın onuru aşkına, seni hızlıca ve acısız şekilde öldürecektim ama bu korkaklığından dolayı bana ait olanı geri alırken sana merhamet göstermeyeceğim.
You had no problems sneaking into the Darklands when it was to save Claire's brother, but now that Kanjigar says you've got to face Gunmar, you're having nightmares about him and are freaking out that you're way out of your league.
Karanlık Diyar'dan Claire'in kardeşini kurtarmada sorun yok ama şimdi Kanjigar, Gunmar'la yüzleşmen gerektiğini söylüyor. Bu işler seni aştığı için de kâbuslar görüp çıldırıyorsun.
You should've removed the sword when I asked you to... since that's your worth.
İstediğim zaman kılıcı çıkarmış olsaydın daha iyi olurdu.
That's for when you get into college when you're 20. And that's for when you get a boyfriend in college...
Bu ; üniversiteye girdiğinde ve bu da üniversitede erkek arkadaşın -
They were in love when they got married, but then they changed. That's why.
Evlendiklerinde aşıklardı, ama sonradan değiştiği için öyle oldu.
When there are kids like that in the mix, it's always our kids who suffer.
Takımda bu tarz çocuklar olduğunda eziyet çeken hep bizimkiler oluyor.
Then, when we invite him over to eat, Auntie, you can stay and see him with us, that's what we can do.
O halde onu yemeğe çağırdığımızda sen de yemeğe kalıp kendi gözlerinle görürsün.
When you glare at me like that, you look like a ghost.
Bana öyle bakış attığın zaman hayalet gibi görünüyorsun.
That's because he becomes a dog when he's drunk "
İçtiği zaman itleştiği için.
Wow, when Cheong was like that, I feel some type of unapproachable charisma.
Vay be, Cheong ne zamandan beri böyle? Eşsiz bir karizması varmış meğer.
When I was walking by, it seemed to be that Ji Yong's dad was getting ahead of himself a bit.
Gidip gelirken gördüğüm kadarıyla Ji Yong'un babası biraz hevesini belli ediyordu.
I don't think that's something for you to say, when you ran away from home in high school.
Lisedeyken evden kaçan biri olarak bunu söyleyebileceğini sanmıyorum.
They say that you'll suffer when you leave home.
Evi terk edince sıkıntı çekersin derlerdi.
It's just that, now that I think about it, it didn't seem like you were being particularly noisy when you moved around.
Şimdi düşündüm de dönüp durduğun sırada pek ses çıkarmamıştın.
That's something you say when you are drunk.
Sarhoşken söylediğin bir şey bu.
When was it when I told you that the heater burst in my room. You didn't even fix it.
Odamdaki ısıtıcının çalışmadığını söyleyeli ne kadar oldu.Tamir etmedin bile.
The fact that Tae-Hee oppa came to my part-time work and smiled brightly at me and that he took two orders when he left is a secret between us.
Tae Hee oppanın çalıştığım tavukçuya uğradığını ve bana kocaman gülümsediğini. Ve giderken fazladan iki paket tavuk aldığını. Bu ikimiz arasında sır çünkü!
That's because I thought of something I wanted to tell you when I was working late.
Gece mesaisindeyken size söylemek istediğim bir şey aklıma geldi de.
You can go when I'm not around... so that I don't find out.
Yalnızca buralarda olmadığım bir sırada git, haber vermeden.
It's just that I would be a little bored... when you cease to exist.
Yalnızca hiçliğe dönersen buralarda birazcık canımın sıkılacağından.
Do you really have to say that, when you're in the same boat as me?
Benimle aynı durumda olduğun hâlde böyle şeyleri illâ da söylemek zorunda mısın?
That's what a girl means when she says that!
Anlamı bu.
That's when we started seeing those kashwak no-fo signs.
İşte o zaman Kashwak No-Fo işaretlerini görmeye başladık.
When's that?
- Zamanı ne zamanmış?
You know, it's strange that we lost our home when Gul'dan came to power.
Başa Gul'dan geçtiğinde evimizi yitirmemiz tuhaf.
They are ghosts, in a time when... that's almost impossible.
Hayaletler, bir anda... Bu neredeyse imkansız.
Well, you'll see that it matters when we find my brother Andy's dead body, you stupid assholes. Oh!
Kardeşim Andy'nin cesedini bulduğumuzda ne öneminin olduğunu anlayacaksınız sizi aptal yavşaklar.
Listen, Chris, I know that something's wrong with you up in the head, but please don't say that Ed wouldn't do that when he just fucking did that!
Dinle Chris, kafanda birkaç tahtanın eksik olduğunu biliyorum ama herif bunu yapmışken "Ed öyle bir şey yapmaz." deme lan bana!
And when it was time for you to stand up and say that she's wrong and they're all wrong and they're idiots and stand by me, then you ask me if I want to keep it.
Ve sesini çıkarıp annene haksız olduğunu o aptallara yanlış olduklarını söyleyip yanımda durman gerekirken sen bana bebeği istiyor muyum diye sordun.
I share a room with a man called Jalapeno who has a smiley face tattooed on the end of his penis so that when he pees it looks like it's vomiting sunshine.
Jalapeno adlı bir adamla aynı odada kalıyorum. Penisinde gülen yüz dövmesi var. Çiş yaparken sanki penisi güneş ışığı kusuyor.
I know this because a little light came on in the bedroom when you did that.
Biliyorum çünkü kapının altından telefonun cılız ışığını gördüm.
When I was in the fifth grade, this girl used to sing this song... who did that?
Ben 5. sınıftayken bir kız şarkı söylerdi. Kimdi o?
Do you remember when you were a little girl, you used to take turns riding all of the horses in the stable so that none of them would feel left out?
Hatırlıyor musun, küçükken ahırdaki atları yürüyüşe çıkarırdın. Böylece hiçbiri kendisini dışlanmış hissetmezdi.
That's when I realized that certain moments go on forever.
O zaman bazı anların sonsuza kadar devam ettiğini anladım.
I took my rifle, raised it, and that's when she charged.
Tüfeğimi aldım, kaldırdım ve bir anda üstüme doğru koşmaya başladı.
That's when I realized being alone might be the worst thing that could happen to you.
İşte o anda fark ettim ki yalnız kalmak, insanın başına gelebilecek en kötü şey olabilir.
And in that moment of... Victori. It's when I heard it.
Ve muzaffer olduğum o an sesini duydum.
Knowing that I would run.. My knife along his neck, and when he was dead, I would finish finally..
Bıçağımla onu boğazlayıp öldürecek ve nihayet amacıma ulaşmış olacaktım.
Guess that's what you get when you don't pay up.
Parayı sökülmeyince bu oluyor herhalde.
When you say the building's right, I know the man that owns that building.
Bina uygun dedin ya, binanın sahibi olan adamı tanıyorum.
I'm reading "King Lear" right now, and, God, that scene when he's when he is walking through that thunderstorm, it's just incredible.
Şu anda Kral Lear okuyorum. Tanrım, fırtınanın içinde yürüdüğü o sahne muhteşem.
So then he made a plan to capture us all, and that's when Gargamel created Smurfette.
Bu yüzden hepimizi yakalamasını sağlayacak bir plan tasarladı böylece Şirine'yi yarattı.
That's what you get when you attack Smurfy Grove.
Şirin Korusu'na saldırırsan böyle olur.
My sympathies, Mr. Valecross, but when you launder cash for the world's most corrupt dictators, that kind of thing tends to happen.
Sempatilerim Bay Valecross, ancak nakit para topladığınızda Dünyanın en bozuk diktatörleri için, Böyle bir şey eğilimi gösterir.
See, it's difficult for me,'cause... We never had any of that when I was a boy.
Benim için çok zor çünkü ben çocukken bizde böyle şeyler yoktu.
that 10639
that's nice 2129
that's enough 4716
that's gross 203
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's nice 2129
that's enough 4716
that's gross 203
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's my best friend 28
that's great work 19
that'll be it 25
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's my best friend 28
that's great work 19
that'll be it 25
that's my sister 96
that's good to know 269
that's for sure 889
that's my baby 48
that doesn't seem fair 27
that's me 2273
that's my man 51
that is 2872
that's my line 54
that is so lame 16
that's good to know 269
that's for sure 889
that's my baby 48
that doesn't seem fair 27
that's me 2273
that's my man 51
that is 2872
that's my line 54
that is so lame 16