English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ W ] / Wholeheartedly

Wholeheartedly tradutor Turco

134 parallel translation
Wholeheartedly unanimous.
Gönülden oybirliğiyle.
I admit it wholeheartedly... but, of course, you would never know that, you fish-faced nincompoop.
Tüm kalbimle itiraf ediyorum ama tabii, sen ne bileceksin seni balık suratlı alık!
If I understand you correctly, and for the benefit of my family and students... the loathsome abominable crime... against his excellency, the Reich Protector... or more correctly, the unheard of... traitorous behavior of my countrymen... in failing wholeheartedly to fall in line with their "German" protectors... compels you to hold me hostage... together with others in whom, I presume, until the assassin is surrendered..
Eğer sizi doğru anladıysam ailemin ve öğrencilerimin iyiliği için... Reich Koruyucusuna karşı işlenen... bu mide bulandırıcı iğrenç suç... ya da daha doğrusu iş birliği yapmayan... Alman koruyucuyu tüm kalbiyle desteklemeyen... aynı duyguları paylaşmayan hain vatandaşlarım yüzünden... katil yakalanana kadar diğerleriyle birlikte... sanıyorum beni rehin tutacaksınız...
- Thank you wholeheartedly.
- Gönülden teşekkür ederim.
I wholeheartedly agree.
Buna yürekten katılıyorum.
I agree wholeheartedly with General MacArthur.
Bu konuda General MacArthur'a tamamen katılıyorum.
Enter this marriage wholeheartedly.
Bu evliliğe kalpten giriş yapın.
I do hereby adjure all citizens of the realm to unite loyally and wholeheartedly under the regency of my father, the Grand Duke Charles for the settled peace of the kingdom.
Tüm yurttaşları sadakatle babam Grandük Charles'ın yönetimini benimsemeye çağırıyorum. Krallığın huzuru için bu gerekli. İmza, Nicolas.
This isn't the kind of a house that I could wholeheartedly recommend to anybody.
Kimseye gönül rahatlığıyla... tavsiye edebileceğim bir ev değil.
- Wholeheartedly.
- Çok samimi.
To find out what is the will of God and do it wholeheartedly.
Tanrı'nın ne istediğini bulmak ve onu yürekten yapmak.
Do you promise to succumb wholeheartedly to the merriment?
Burada bugün müthiş eğleneceğinize söz veriyor musunuz?
I thank you all wholeheartedly for your support.
Desteğiniz için hepinize, bütün kalbimle teşekkür ediyorum.
I'd like to tell her just once that she is loved wholeheartedly... but I can't say it in a way that she'd believe.
Bir kereliğine bile olsa onu bütün kalbimle sevdiğimi söylemek isterdim. Ama bunu inandırıcı bir şekilde söyleyemiyorum.
- Now, do you agree? - Wholeheartedly.
- Kabul ediyor musun?
The camera, for me, meant that for the first time, someone says "yes" to sex wholeheartedly.
Kamera benim için... bir ilk demekti, birileri yürekten "evet" diye bağırıyordu.
An activity they participated in wholeheartedly?
Bu aktiviteye içten bir şekilde katıldılar mı?
- Yes, I do concur, wholeheartedly!
- Evet, kesinlikle, tüm kalbimle.
I wholeheartedly recommend full onward movement.
İlerlemesini canı gönülden tavsiye ediyorum.
I accept wholeheartedly.
Can-ı gönülden kabul ediyorum.
I trust you wholeheartedly, son.
Sana güveniyorum, Evlat.
We have wholeheartedly followed those instructions.
Büyük bir istekle bu talimatları izledik.
And today... after a long time... I'll dance wholeheartedly.
Ve bugün, uzun bir aradan sonra, ben kalpten dans edeceğim.
Chrissy Giorgio has come to believe her alien visitation was a message to improve the condition of her own world, and she has devoted herself to this goal wholeheartedly.
Chrissy Giorgio uzaylı ziyaretinin kendi dünyasını geliştirmesi için bir mesaj olduğuna inandı ve kendini bu amacını gerçekleştirmeye adadı.
But lorqu'on sees death appear finally before us we must welcome him wholeheartedly.
Ama ölüm sonunda gelip, bize son bir ziyarette bulunduğunda... o zaman ona kapılarımızı açabiliriz.
Duff wholeheartedly supports the designated driver program.
Duff tüm kalbiyle sarhoş sürücüsü programını destekliyor.
wholeheartedly.
Tüm kalbimle.
- You can either give me another chance wholeheartedly or go to Drake and... write him a very large check and make our marriage another statistic.
- Bana tüm kalbinle bir şans daha verebilrisn veya Drake'e gidip... ona bir çek yazıp evliliğimiz hakında başka bir istatistik yapmasını sağlayabilirsin.
Wholeheartedly.
- Tebrikler. - Teşekkürler.
Even though Charlie didn't wholeheartedly agree with the top brass he did as he was told.
Charlie amirleriyle tamamen aynı fikirde olmasa da, denileni yaptı.
But firstly, I must reiterate my lack of knowledge for these terrible mass murders, which I cannot begin to understand and furthermore, I condemn wholeheartedly.
Yüzbaşı `Yahudilerin yurt istekleri artıyor'ironik. Son 10 yılda olanlardan sonra,
And help us, dearJesus, to commit ourselves wholeheartedly... to the service of your name.
Bize kendimizi tüm kalbimizle sana adamamız için güç ver.
For the first time in my life I met a person I wholeheartedly wanted to tattoo.
Hayatım boyunca ilk kez....... birisine tövbe yapmayı böylesine yürekten istiyorum.
If "disgusting" means smart and ambitious on your planet I would agree wholeheartedly.
Eğer gezegeninizde "iğrenç" zeki ve hırslı demekse buna tüm kalbimle katılırım.
- I wholeheartedly agree.
- Bütün kalbimle katılıyorum.
- I wholeheartedly concur. - You molded her well.
- Onu çok iyi yetiştirmişsin.
And that is the reason I am eternally grateful to you, Daniel Jackson. And why I wholeheartedly believe you concerning Rya'c.
Ve sana sonsuza kadar minnettar olma nedenim bu, Daniel Jackson, ve Ry'ac konusunda tüm kalbimle sana inanma nedenim bu.
as soon as any endeavor threatens to prosper enormous gains, you abandon it, even when making investigations for the Inquisition, inspiriting halfhearted rebellions on behalf of governments so that they can presently arrive and wholeheartedly crush them... an anomaly the Viceroy finds most amusing, sir.
Engizisyon soruşturma yapıyor olsa da. Onlara ne diyeceğinizi biliyorsunuz. Ve normalde Vali bundan hoşlanmaz.
I want to tell you that whatever your decision I will support it wholeheartedly.
Sana söylemek istediğim, kararın her ne ise bunu tüm kalbimle destekleyeceğim.
Listen, Mr. Hector, Iet me just say that I've never met a man whom I have instantly despised so wholeheartedly both for his personality and his occupation
Bana bakın, Bay Hector. Hem kişiliğinden hem de mesleğinden tanıştığım anda tüm kalbimle bu kadar iğrendiğim bir adam daha olmadı.
They wholeheartedly prayed for us Know what, dada? Even today we have two sacks full of letters at home
sen kazandın sen rüyanı geçekleştirmek için bir yola girdin ve rüyanı gerçekleştirdin.
Logan and Logan's special lady friend, who I approve of wholeheartedly and without reservation.
Logan ve Logan'ın tüm kalbimle ve tamamen, uygun bulduğum özel kız arkadaşı.
And we are joined today by members of that diamond industry who wholeheartedly endorse your proposal.
Bugün burada, teklifinizi bütün kalbiyle destekleyen bu elmas endüstrisi üyeleri ile bir araya gelmiş bulunuyoruz.
I support your trade policies wholeheartedly madame President. But we are never going to have a perfect system.
Ticaret politikanızı tüm kalbimle destekliyorum, Sayın Başkan ama asla mükemmel bir sistemimiz olmayacak.
Whatever your answer may be... I'll accept it wholeheartedly.
Bana ne söylersen söyle bunu tüm içtenliğimle kabul edeceğim.
I believe wholeheartedly in my beliefs.
Ben düşüncelerime kalben inanıyorum.
I want to see what happens when Maya dances wholeheartedly.
Maya'nın tüm kalbiyle dans ettiğini görmek istiyorum.
I wholeheartedly agree!
Bütün kalbimle katılıyorum!
I wholeheartedly hate your kind.
Senin gibilerden öylesine nefret ediyorum ki.
I wholeheartedly concur.
Sana bütün kalbimle katılıyorum.
I thank you wholeheartedly.
Size bunun için teşekkür ediyorum

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]