Wrapping tradutor Turco
915 parallel translation
To give you an example - just behind a picket fence, in the bushes, a small, crumpled paper wrapping was found.
Örnek vermek gerekirse, tahta çitlerin arkasında çalılarda.. buruşturulmuş, küçük bir kağıt parçası bulundu.
He's wrapping it up.
Toparlanıyor.
Christmas wrapping.
Noel paketleri.
There's some wrapping paper in the kitchen.
Mutfakta paket kağıdı var.
Bring some wrapping paper.
Paket kağıdı getir.
Like waves of love coming over the footlights and wrapping you up.
.. sevgi dalgaları spotlardan gelip seni sarmalarmış gibi.
Wrapping herself up in her shawl she said :
Kendisini şalına sararak şöyle dedi :
You can change the wrapping, girlie.
Sen de bandajı değiştir, Lina.
And you can tell Steve Miles from now on I'm wrapping the packages.
Ve bundan sonra Steve Miles'a paketleri paketledim diyebilirsiniz.
Tell them you spent the night wrapping a paddle.
Bütün geceyi bir küreği paketlemekle geçirdiğini anlat.
I was just wrapping the paddle.
Ben küreği sarıyordum.
Why, you couldn't get it in this condition short of wrapping fish in it.
Neden bunu sadece balık sarmak için kullanıyorsun?
- Do you have wrapping cloth?
- Paket kağıdın var mı?
Wrapping wire in the opposite direction let me keep the cloth twisted.
Kabloları çapraz sararak kıyafetlerin çözülmesini engelledim.
We have a town's paper with a most intelligent editorial page... which you use for wrapping garbage.
Aklı başında bir gazetemiz var. Kağıdıyla çöp sarıyorsunuz.
What are you wrapping up?
- Kızım ne yapıyorsun?
The wrapping, that is to say the suitcase.
Aletleri paket yaparsınız..
A cigarette is dropped in the waste basket, or near the wrapping table, like in my friend's back room.
Çöp kutusuna bir sigara atılmıştır, ya da tezgahın yanına, tıpkı arkadaşımın arka odasında olduğu gibi.
Then the cleaning fluid and the wrapping materials did the rest.
Sonra temizleme sıvısı ve paketleme malzemesi işin geri kalanını yapmış.
Academically I've learned, you know, since I've been talking to you smart, young fellows, it means you're wrapping a bomb in a package that'll look like two pounds of fudge.
Academik açıdan öğrendim, öğrendim, biliyorsun, çünkü seninle, zeki, genç kişilerle konuşuyorum, yani sen bir bombayı pakete sarmışsın, bir kilo boş şey gibi görünüyor.
- Sorry I haven't got any wrapping paper.
Üzgünüm, güzel bir ambalaj kağıdım yok.
We're wrapping the horses'hooves, padding the wheels with sheepskin, and we're tying the axles of the wagons so the Poles won't hear us when we leave.
Biz giderken Polonyalıların bizi duymaması için, atların nallarını örtüyoruz, arabaların tekerleklerini koyun postuyla dolduruyoruz ve yük vagonlarının dingillerini bağlıyoruz.
We're wrapping up... okay...
Toparlıyoruz... tamam...
Say, isn't this Mosuke's wrapping cloth?
Söylesene, bu Mosuke'nin bohçası değil mi?
If you will look at the wrapping, general, you will see it comes from Boston.
Paketine bakarsak general, Boston'dan geliyor.
- There's no wrapping paper.
- Hiç kese kağıdım kalmadı.
Put these two rolls of wrapping paper in with them.
Şu iki top paket kağıdını yanlarına koy.
Start wrapping up. I could use another one.
Artık işi bitirin. Bir tane daha olsaydı.
And then a man was wrapping me in a blanket.
Sonra bir adam beni bir battaniyeye sarıyordu.
Nice gift wrapping for everyone, but no chocolate and no cognac.
Herkes için en iyi hediye ölüm zaten, ama maalesef çukulatasız ve konyaksız.
This cloth is perfect for wrapping the money.
Bu bez parayı sarmak için çok uygun.
I noticed a piece of that wrapping paper was torn loose.
Ambalaj kâğıdının bir parçası yırtılmış galiba.
Looks like that wrapping paper that was torn from the rest in his house - we figured the thief used it.
Adamın evindeki ambalaj kâğıdından kopartılmış parçaya benziyor. Hırsız kullanmış olabilir dedik.
That's why you planted the gun, and why you planted the wrapping paper and these paintings.
Onun için tabancayı yakına attınız ambalaj kâğıdı ve bu iki resimle yengenizi suçladınız.
We've got decorations, lights, garlands, gifts, wrapping paper.
Dekorasyon malzemeleri, ışıklar süsler, hediyeler, ambalaj kağıdı var.
No, she's not sick, but she's 70 years old and she's wrapping stuff around her legs.
Hayır, hasta değil, ama 70 yaşında ve bacaklarına bir takım şeyler sarıyor artık.
If it was delivered to Quinlan, see if he kept the wrapping.
Kaset Quinlan'a gönderildiyse, paketi onda mı bakın.
They could be wrapping it around the rails.
Rayların etrafına sarabilirler.
Keep wrapping that stuff.
Sen bayrak asmaya devam et.
Doyle then takes Madame Van Schuyler's stole which he had previously hidden, and wrapping up the gun in it in order both to muffle sound and to prevent scorching, fires a bullet into his own leg.
Sonra, sakladığı Van Schuyler'ın şalını aldı. Sesi boğmak ve yanık izlerini önlemek için silaha sardı ve bacağına ateş etti.
Just as a way of sort of wrapping this all up, I just wanna say...
Bunların hepsini özetlemek için, şunu söylemek isterim ki -
The wrapping on it is soaking wet.
Üzerindekiler sırılsıklam!
Are you... wrapping'it up?
Neden sarıyorsun?
- For wrapping up shoes?
- Ayakkabı sarmak için mi?
I had the wrapping, but...
Paketlenmişti aslında, ama
- Beautiful wrapping.
- Güzel paket kağıdı.
- Yes, Coach, exquisite wrapping.
- Evet Koç, çok güzel bir paket kağıdı.
What, are you gift wrapping that corn?
Ne, o mısırı hediye paketi mi yapıyorsun?
Don't bother wrapping them up.
Sarmanıza gerek yok.
Apparently, the uranium had exposed it even in the darkness and through the wrapping.
Atalarım, duamızı işitin.
You any good at wrapping?
Paketlemede...