Yellowish tradutor Turco
36 parallel translation
Yellowish, matte, not clear!
Hep aynı renkte. Sarımsı, temiz değil!
It's turning yellowish.
- Sarıya döndü gibi.
This one, however, the pied hornbill, has yellowish areas on its white wing patches.
Ne var ki bu ayaklı gagalı kuşun beyaz kanatlarında sarımsı bölgeler var.
- Your eyes are yellowish.
- Gözlerin sarımsı olmuş.
Greenish yellow, no, yellowish green I think
Yeşilimsi sarı. Hayır! Sarımsı yeşil galiba.
Entire body is yellowish
Tüm vücut sararmış.
If the stalk is yellowish, press the leaves.
Eğer sap sararmışsa, yapraklarına bastır.
A type of plant bearing yellowish flowers...
Kaya diplerinde yetişen
It's a yellowish color.
Sarımsı bir renk.
And then as they heal, they turn a yellowish brown.
Ardından iyileşirken, rengi sarımsı bir kahverengidir.
Already a yellowish color.
Çoktan sarımtırak bir renk almış.
Yellow... yellowish.
Sarı... sarımtırak. Kahverengi.
Floppy ears sharp eyes yellowish-brown friendly face
Sarkık kulaklar, keskin gözler, sarımsı kahverengi tüyler, dost canlısı bir yüz.
Yes, it's yellowish.
Evet, sarımtırak akıyor.
You can see the individual streaks with the yellowish colour to them.
Her bir çizgiyi sarımsı bir renge bürünmüş olarak görebilirsiniz.
And you look... a little yellowish.
Biraz da sararmışsın.
She's denying it, but she's got teeth marks - and her liver's tender, she's got a yellowish pallor.
- İnkar ediyor ama diş izleri var, karaciğeri de hassas.
Yellowish brown.
Sarımsı kahverengi.
Look, I'm pretty sure the button was green... Yellowish.
Bakın, düğmenin yeşil olduğundan eminim sarımsı diyelim.
And all I could see was this strange grayish-yellowish fog.
Ve bütün görebildiğim, bu grimsi-sarımsı sis di.
This green river. Yellowish.
Bu yeşil nehir, sarımsı.
How come your faces are all yellowish?
Nasıl oldu da hepinizin yüzü sarımsı olmuş?
Liquid, yellowish.
Bir şekilde DNA'yı hedef alıyor.
Yeah, yeah, almost yellowish.
Evet, hemen hemen sarımtırak.
It's drier and more yellowish.
- Daha kuru ve sarı renkte olurlar.
Eyes are... yellowish. And slitted.
Gözleri sarımtırak ve inceydi.
In a yellowish room.
Sarımtırak bir odada.
All that's left is just yellowish goo.
Bir tek sarı yapışkanlardan kaldı artık.
It's good for sallow, yellowish skin.
Solgun sarımsı cilde iyi geliyor.
Just look for a patch of yellowish vegetation.
Sarımtrak bitki örtüsü ara.
Neonatal seborrheic dermatitis is a not uncommon condition presenting as yellowish, crusty scales on the infant's scalp.
Yenidoğan yağ yapıcı iltihaplarının sarımsılık olarak teşhis edilmesi az rastlanan bir durum değildir. Bebeğin kafa derisinde kabuklu lekeler.
It was greenish.. not black, but greenish... yellowish green.
Yeşilimsiydi. Siyah değildi ama yeşilimsiydi. Sarımtırak bir yeşil.
Peculiar light, ever so yellowish.
Acayip bir ışık vardı, sarımsı gibi.
Two little yellowish ones just below.
Hemen altında iki tane sarımtırak var.
Yellowish. Her name... Alice.
Adı ise Alice.
Yellowish.
Sarımsı.