You'd be wrong tradutor Turco
210 parallel translation
You seem to be wrong about her not going out.
Dışarı çıkmasıyla ilgili yanılıyorsunuz.
She may be funny some ways, but she wouldn't do nothing wrong, so I'd like it if you didn't talk to people like it was.
Bazı açılardan tuhaf olabilir ama yanlış bir şey yapmaz. O yüzden insanlarla yanlış bir şey yapmış gibi konuşmanızı istemiyorum.
I'd be tempted to marry someone like you, but it would be all wrong.
Senin gibi biriyle evlenmeyi isterim ama bu yanlış olur.
You'd be wrong if you didn't.
Onaylasaydın hatalı olurdun.
Well, you see, when I caught you peeking... I mean, when I saw you outside my kitchen a little while ago, well, I thought there might be something wrong with Mrs. Blanchard...
Şey, anlarsın, seni dikizlerken yakaladığımda... yani, seni bir süre önce mutfağımın dışında görünce, şey, Mrs. Blancharda'a bir şeyler olabileceğini düşündüm...
I was wrong for taking it for granted that you'd be here all...
Hatalıydım, seni bu gece burada tek başına...
You'd be wrong.
Yanlış yaparsın.
You'd mind terribly if you turned out to be wrong for once.
Bir kez olsun yanılsan çok gücüne gider.
Well, as I say, you'd just be talking And out'll pudenda the wrong word And ashtray's your uncle.
- Evet dediğim gibi, konuşurken çıkar ferç yanlış kelime ve küllüğünün amcası.
If you weren't a fool, you'd know one can be decent, and wrong.
Eğer aptalca konuşmasan, şu an sana dürüst davrandığımı anlardın.
You'd be wrong.
- Çok yanılıyorsunuz.
If you're wrong, you'd better be quick,'cause I ain't.
Yanılıyorsan hızlı ol, çünkü ben olamam.
If you kill me, you'd be killing the wrong man.
Beni öldürürsen, yanlış adamı öldürmüş olursun.
You might think Richard III of England was bad, but you'd be wrong.
II. Richard'ı kötü olarak düşünebilirsin, ama yanıIıyor olabilirsin.
So it'd be wrong of me to ask you to go.
Bunu senden istersem yanlış olur mu?
You'd be responsible for sending everybody in the wrong direction.
O zaman herkesi yanlış yöne göndermiş olacaksın.
Mr Masuto respectfully says you're putting your head up, and that your grip is all wrong. But he'd be honoured to play another round.
Bay Masuto saygıyla diyor ki, başınızı fazla yukarıda tutuyorsunuz ve sopayı tamamen yanlış tutuyorsunuz, fakat sizinle bir raund daha oynamaktan onur duyar.
If something should go wrong, if anything should happen to you, I'd be responsible.
Eğer birşey yanlış giderse, eğe sana herhangi birşey olursa, ben sorumlu olurum.
To pick what was actually wrong with the steps..... you'd have to be an experienced professional.
Adımlardaki yanlışlığı görebilmek için deneyimli bir profesyonel olmak lazım.
To pick what was actually wrong with the steps..... you'd have to be an experienced professional. Like myself.
Adımlarda yanlış olanı görmek için deneyimli bir profesyonel olmanız gerekir.
Yeah, well, you'd think so, but you'd be wrong.
Evet, sanıyorsun ama yanıIıyorsun.
If everybody loved you, you'd be doing something wrong.
Herkes seni sevse, hata yapmış olurdun.
If you were to get into debt with the wrong people you'd be a security risk. You could be blackmailed.
Yanlış insanlara borçlanırsan güvenlik için bir risk oluşturursun.
When you're not sure you trust a person anymore... say a person you really trusted, say your father, you start wishing... they'd do something really wrong so you could be right about them.
Gerçekten güvendiğiniz birinin,... söylediklerine güvenmiyorsanız, babanızın dediği gibi, istemeye başlamışsanız onlar yanlış birşey yapsalar bile onların doğru olduğuna inanırsın.
You may think I want your friend Kar to die, but you'd be wrong.
Arkadaşınız Kar'ın ölmesini istediğimi düşünebilirsiniz, ama hata yapmış olursunuz.
You'd better be wrong, Jor-El.
Umarım yanılıyorsundur Jor-El.
You'd better be dead wrong.
Umarım fena yanılıyorsundur.
So you might think I became a lawyer just to piss him off, but you'd be wrong.
Dolayısıyla onu sinir etmek için avukat olduğumu düşünebilirsiniz, ama yanılırsınız.
You'd think with all that... the world would lose its power to seduce... but you'd be wrong.
Bunu duyduktan sonra, dünyanın beni asla baştan çıkaramayacağını düşünebilirsiniz. Ama yanılmış olursunuz.
And if you went back, it'd mean you weren't sorry, you weren't wrong and you'd be betraying your children.
Ve eğer dönersen... bir anne olarak, çocuklarına ihanet edeceğine inandığını söyledim.
I always prayed we'd all be wrong, but, somehow you always seemed so doomed to failure.
Hep yanılmış olmamız için dua ettim, ama, bir şekilde hep başarısızlığa mahkum olmuş gibi görünüyordun.
You'd think so, but you'd be wrong.
Öyle düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.
Your concerns are noted, but if I send you over there I'd be sending the wrong message.
Endişelerin kaydedildi, ama seni oraya gönderecek olursam, yanlış mesaj vermiş olurum.
Don't ever think the Guards are thick, you'd be wrong.
Polislerin aptal olduğunu düşünmeyin, yanılırsınız.
You'd be wrong, I belie ve.
Bence yanılmış olursun.
You'd be fucking wrong.
- Büyük bir hata yaparsın.
You'd be wrong.
Yanılıyorsun.
I thought you'd be pleased. What's wrong?
Sorun ne?
Well, you'd be wrong.
Yanılıyor olabilirsin.
That's where you'd be wrong, because, as of 8 : 1 5 I'm now the most creative person not in the class.
Çünkü 08 : 15 itibariyle sınıfta olmayan en yaratıcı adamım.
I wish you were, then there'd still be time to right whatever it is that is wrong with you.
Keşke olsaydın, o zaman hata yaptığında hala gerekeni yapmak için zaman olurdu.
I'd also forgotten how wrong you could be.
Ne kadar yanlış bir seçim olabileceğini de unutmuşum.
But if you think you could put a fish in there... and it wouldn't get sucked into the mechanism, you'd be wrong.
Ama oraya bir balık koyarsan mekanizma tarafından içeri çekilmeyeceğini düşünme.
But if you think a fish wouldn't get sucked into the mechanism well, you'd be wrong.
Ama içine bir balık koyup onun, mekanizma tarafından yutulmayacağını sanıyorsan yanılıyorsun demektir.
Well, that is where you'd be wrong.
İşte bu noktada yanılıyorsunuz.
Then you'd be wrong.
O zaman yanılıyorsun.
You never slept with that other woman, so if Kelly sleeps with this guy, she'd be in the wrong and that gives you the upper hand.
Sen diğer kadınla hiç yatmadın. Yani Kelly bu adamla yatarsa hata yapan o olur ve sen de üste çıkarsın!
- I'd be grateful- - - You've got it wrong.
İşim büyük kızınızla...
If you confirm that you were wrong, you'd be man enough in a minute.
Hatalı olduğunuzu kabul ederseniz, bir anda erkek gibi olabilirsiniz.
Even if you had a badge, it'd be the wrong one.
Rozetin olsaydı bile, yaptığın yanlıştı.
If you think I like being surrounded by people who don't particularly like me, you'd be wrong.
Eğer benden hoşlanmayan insanların yanında olmaktan zevk aldığımı sanıyorsanız yanılıyorsunuz.
you'd better watch out 24
you'd better 93
you'd better come in 34
you'd better believe it 24
you'd better not 25
you'd better be careful 19
you'd better be 34
you'd better go 90
you'd better go home 18
you'd be surprised 231
you'd better 93
you'd better come in 34
you'd better believe it 24
you'd better not 25
you'd better be careful 19
you'd better be 34
you'd better go 90
you'd better go home 18
you'd be surprised 231
you'd be 37
you'd better hurry up 17
you'd better hurry 34
you'd be doing me a favor 23
you'd be dead 120
wrong 1364
wrong guy 28
wrong place 64
wrong number 137
wrong answer 165
you'd better hurry up 17
you'd better hurry 34
you'd be doing me a favor 23
you'd be dead 120
wrong 1364
wrong guy 28
wrong place 64
wrong number 137
wrong answer 165
wrong way 70
wrong room 34
wrong door 22
wrong one 16
wrong question 22
wrong time 78
wrong floor 19
wrong again 87
wrong room 34
wrong door 22
wrong one 16
wrong question 22
wrong time 78
wrong floor 19
wrong again 87