You'd know tradutor Turco
33,719 parallel translation
And you'd know this if you were ever here instead of out doing whatever it is you're doing.
Eğer dışarıda olmak yerine biraz burada olsaydın bunu bilirdin.
- What I'm out doing is saving lives, and you know it.
Dışarıda insanların hayatlarını kurtarıyorum.
I'm sure you all know my sister, Kamilah.
Hepinizin kardeşim Kamilah'yı tanıdığınıza eminim.
Everybody you know could get this stuff.
Tanıdığın herkes bunu görebilir.
You know how you'd know?
Nereden mi bileceksin?
( GLASS SHATTERING ) How'd you know where the stairs were?
Merdivenlerin nerede olacağını nereden biliyordun?
You know, most people, they'd have got a nice little press.
Çoğu kişi saçını fönler.
You know? They'd have been in there with little white gloves on, praying to Jesus.
Beyaz eldivenler giyer,
and I don't know about you, but I'd like to get back on top.
Seni bilmem ama ben tekrar zirveye çıkmak istiyorum.
- No, Harvey, the point is, I have been out there busting my ass trying to find us new business for days, and do you know what they keep asking?
- Hayır Harvey, mesele bu benim dışarıda günlerdir bize yeni iş bulayım diye kıçımı parçalamam.
I know you said that you'd give me an hour of your time later this week, but I need that hour tonight.
Hafta sonuna doğru bir saat ayırırım dediğini biliyorum ama o saate bu akşam ihtiyacım var.
You know, when I was on the outside, I wasn't the biggest, I wasn't the strongest, I wasn't even the smartest.
Biliyor musun, ben dışarıdayken en büyük değildim, en güçlü değildim en zeki bile değildim.
How'd you know?
- Nereden bildin?
But if you get out of here and I don't, you should know, I can get to you just as easily out there as I can in here.
Ama sen buradan çıkarsın da ben kalırsam, dışarıda da buradaki kadar kolay seni bulabileceğimi unutma.
How'd you know it was gonna work?
- İşe yarayacağını nereden biliyordun.
Laura, you know that if anything ever happened to me, I'd protect you.
Laura, biliyorsun ki eğer bana bir şey olursa ben seni korurum.
Listen, I don't want to know anything about this surprise party, but, if you could just, erm, have it at mine this Friday at 7 : 30, that'd be great.
Dinle, bu sürpriz parti hakkında bir şey bilmek istemiyorum, ama, sen, bizim evde bu Cuma 7 : 30'a ayarlayabilirsen, harika olur.
You know, I'd like to say I was trying to save a puppy, or something, but I just got my coat caught on someone else's coat outside the Tube.
Bir köpeği falan kurtardığımı söylemek isterdim... ama sadece metro çıkışında montum bir başkasının montuna dolandı.
Come again? Okay, well if you had seen men at work the classic Charlie Sheen, Emilio Estevez film, from 1990 you'd know.
Eğer Charlie Sheen ve Emilio Estevez'in1990 yapımı klasik filmleri "Men at Work" filmini izlemiş olsaydın, bunu bilirdin.
I don't know what I'd do without you, man.
Sensiz ne yapardim bilmiyorum, adamim.
You know, he's always out at night, always alone.
Geceleri hep dışarıda, her zaman tek başına.
Look, I know you two like to work alone, settling the scores that are personal to you, but that's not how we work here at S.H.I.E.L.D.
Bakın, yalnız çalıştığınızı ve kişisel intikamlarınızla ilgilendiğinizi biliyorum ama S.H.I.E.L.D.'da işler bu şekilde yürümüyor.
You know, this reminds me of Outer Mongolia.
Biliyor musun, burası bana Moğolistan'ın dış kesimini hatırlattı.
'Cause you know who'd make a great sponsor?
Çünkü kimden harika bir sponsor olur biliyor musun?
Mm-hmm. You know a lot of ex-cons?
Tanıdığın çok eski suçlu var mı?
How'd you know we were here?
Burada olduğumuzu nereden bildin?
You'd never even know what hit you.
Ne olduğunu anlayamazdın bile.
Well, then we'd know you really had something.
İşte o zaman elinde bir şey olduğunu anlardık.
And as you get to know them, you only grow to love them more.
Daha çok tanıdıkça da daha da çok seversiniz.
Listen, I was all over the place, you know, I mean, I'd just lost my son.
Kafam karmakarışıktı oğlumu kaybetmiştim yani. Tam olarak...
But when one come up to her on the street, she'd stroke it and smile at the owner, "Oh, nice boy," you know?
Ama sokağa ne zaman bir tanesini gelecek olsa hemen iyi bir izlenip bırakarak gülümser ve sahibine "Çok tatlı." derdi.
I'd offer you a drink but I know it's against your beliefs...
Bir içki ikram ederdim, ama inançlarına aykırı olduğunu biliyorum.
See anyone you know there, Charlie?
Burada tanıdık birini görüyor musun Charlie?
- Has it not occurred to you that paskell might know you'd hide out in here?
- Paskell'in senin burada saklanıyor olabileceğini bilmiyor mu sanıyorsun?
But, I'd like to know you Anna.
Ama tabii seni yakından tanımak istiyorum.
Do you know what would have happened to her if she'd taken even one of those?
Eğer bir tane alsaydı ona ne olacağını biliyor musun? Ne...
You know damn well you'd tweet against yourself - if Kimmel ever asked your sorry ass. - Shut up.
Sen de çok iyi biliyorsun ki Kimmel seni programına çağırsaydı kendine karşı tweetler atardın.
You know, someone who'd just take her and... throw her away.
Bilirsiniz, kaçırdıktan sonra onu bir yere atar, falan.
I'd like to know why you stopped me.
Beni niye durdurduğunuzu bilmek istiyorum.
Well, the easiest way is to start with someone you know.
En kolay yolu, tanıdığın biriyle başlamaktır.
Mac compartmentalizes his feelings better than anyone I know, but he is operationally sound, I can promise you that.
Mac duygularını, tanıdığım herkesten daha iyi saklıyor, ama bu işine engel olmaz, güven bana.
You know, if you didn't have a boyfriend, I'd marry you.
Biliyor musun, erkek arkadaşın olmasa seninle evlenirdim.
Hey, unless you start telling us everything you know about D-77, your luck's about to get a lot worse, I can tell you that much.
Hey, D-77 ile ilgili ne biliyorsan anlatmaya başla, yoksa talihin çok daha kötüye gitmeye başlayacak, benden söylemesi.
You know what I'd like?
Şu an ne istiyorum biliyor musun?
She said it was important, that you'd know what it was about.
Önemli olduğunu ve senin konuyu bildiğini söyledi.
Just thought you'd like to know.
- Belkide.
You know, I'll bet if I were outside, I could fly like Kara.
Dışarıda olsaydım Kara gibi uçardım bence.
Us just sneaking out for a little bit, you know, just two new friends, right, running a... Running a couple of field tests, living out our dreams, not getting in trouble.
İki yeni arkadaş olarak gizlice dışarı çıksak birkaç saha testi yapsak, belaya bulaşmadan hayallerimizi gerçekleştirsek.
Because then I'd know how you were spending your nights.
Çünkü o zaman gecelerini nasıl geçirdiğini öğrenirdim.
You don't know who you'd be going up against.
- Karşında kimin olduğunu bilmiyorsun.
I'm just glad to know you.
Seni tanıdığıma memnunum.
you'd know that 28
know 759
knowing 61
knows 86
known 107
knowledge 78
knowles 44
knowledge is power 34
know your place 28
know your enemy 19
know 759
knowing 61
knows 86
known 107
knowledge 78
knowles 44
knowledge is power 34
know your place 28
know your enemy 19
know thyself 21
know why 81
know what i'm saying 125
know it 54
know what that means 36
know this 99
know what i'm sayin 29
known what 18
know what this is 16
know what 656
know why 81
know what i'm saying 125
know it 54
know what that means 36
know this 99
know what i'm sayin 29
known what 18
know what this is 16
know what 656
know what it is 22
know what i mean 310
know what that is 21
known associates 21
know her 28
know basis 70
know him 81
knowing you 48
known fact 28
knows what 35
know what i mean 310
know what that is 21
known associates 21
know her 28
know basis 70
know him 81
knowing you 48
known fact 28
knows what 35