You're all the same tradutor Turco
564 parallel translation
[Pyunma] You mean they're all the same person?
Sence hepsi aynı insan mı?
But you're very nice all the same
Fakat fark etmez, böyle de çok hoşsunuz.
You're all the same.
Hepiniz aynısınız.
No, they're all the same, beautiful when you leave them.
Hayır, terkettiğin zaman her yer aynı ve güzeldir.
You, you, you and you, we're all on the same team.
Sen, sen ve sen, hepimiz aynı takımdayız.
That's the same tune all right but you're making different mistakes than you did the first time.
Aynı ezgi olduğu kesin fakat ilkinde yaptığından farklı yanlışlar yapıyorsun.
- You're willing to do the same again? - All right.
- Aynısını tekrar yapmaya hazır mısınız?
All the same, I've noticed you're very pleased to see him yourself!
Yine de, onu görmenin seni ne kadar hoşnut ettiğinin farkındayım.
And the people, well, maybe they dress a little differently... or talk a little differently here... but underneath they're the same as your next-door neighbor, and you probably know them all - the cop on the beat, the kid selling papers... shopkeepers, lawyers, good people, bad people.
Ve insanlar belki de burada biraz farklı giyiniyorlar veya biraz farklı konuşuyorlar ama onların kapı komşunuzla aynı olduklarını bilirsiniz ve muhtemelen hepsini tanırsınız devriyedeki polis, gazete satan çocuk esnaflar, avukatlar, iyi insanlar, kötü insanlar.
Yes, and every time you look up, they're all the same.
Yine de yukarıya her bakışında manzara hep aynıdır.
You're all the same!
Hep aynı!
And you're all the same
Sen hep böylesin
And you're the same as all the rest.
Ve geri kalanlar aynısınız.
I called you men together because I know we're all thinking the same thing.
Sizi buraya çağırdım çünkü biliyorum ki hepimiz aynı şeyi düşünüyoruz.
You're all the same!
Hepiniz aynısınız.
- Oh, you're all the same. I always say there's nobody like the Irish for manners.
Her zaman söylerim, kimse İrlandalılardan daha nazik olamaz.
You're all spare parts in the same machine the machine's Hitler
Hitler'in makinesinde yedek parça konumundayız.
Do you want to run the jury through a meat grinder so they're all the same?
Ne yapmak istiyorsunuz? Hepsi aynı olsun diye jüriyi kıyma makinesinden mi geçireceksiniz?
Now, MaribeIIe, we're all on the same side. - Are we, Ben? - Fair, you mean?
Sonra seni o taş duvardan birinci sınıfa geçireceğim.
No, but it's a good thing you're leaving, all the same.
Hayır, ama burayı terk etmeniz, her halükarda, iyi olacak.
You're all the same, with your big banknotes :
Hepiniz aynısınız, koca koca paralar.
You're all the same, that's all you think about.
Hep aynısın, yani bütün düşündüğün bu.
But you'll notice we're all wearing the same clothes.
Ama fark etmişsinizdir ki aynı kıyafetleri giyiyoruz.
You're right, because men and women are all the same.
Sen dürüst bir adamsın, kadınlar ve erkekler aynıdır.
We're all made of the same clay, you know!
Hepimiz aynı kilden yaratıldık, biliyorsun!
You're all of the same stripe.
Nasıl olsa hepiniz aynısınız.
You're the one's going to make all that trouble making everyone the same.
Herkesi aynı yapma gayreti içinde olanlardan birisin demek.
And down there in ignorance and stink you're allowed to do your bit towards bringing in the golden age in which you'll all do the same old dirty work.
Ve orada cehalet ve pis kokular içinde altın çağı getirmek için üzerinize düşeni yapmakta serbestsiniz hepinizin aynı eski kirli işleri göreceği o çağı.
You're a samurai all the same!
Samuraysın, hepiniz aynısınız!
You're lucky all the same.
Yine de çok şanslısın.
You're all the same.
Aynısınız.
You're all screaming at me at the same time.
Aynı anda, hepbir ağızdan bağırıyorsunuz
I want you to know we're all the same here on the playing field, officers and men alike.
Şunu bilin ki top sahasında herkes eşittir, subay da er de.
You're all the same You're all the same
Hepiniz aynısınız
You law students, you're all the same.
Siz hukuköğrencileri, hepiniz aynısınız...
You played the precious one, but you're the same as all the others!
Kıymetli insan rolünü oynadın, ama sen de diğerleriyle aynısın.
All the same... if you can't control your dreams, or edit your memories... you're still not a true creator.
Hepsi aynı... Rüyalarını kontrol edemeyip anılarını yönetemiyorsan... Gerçek bir yaratıcı değilsin.
- You're all the same.
- Hepiniz aynısınız.
You're all made the same.
Hepiniz aynısınız işte.
Well, they're all the same, you know?
Şey, ben bulundum. Hepsi aynıdır, biliyor musun?
Yeah, you're not the same way you used to be at all.
Ben hala o uçurtmaya nasıl bindiğini anlamıyorum.
You're all the same, it's never your fault.
Hepiniz aynısınız, hiçbir şey, sizin hatanız değil.
You're all the same to me.
Benim için hepiniz aynısınız.
You're just the same as all men.
Bütün erkekler gibisin.
You're no saint either, but the same as all the rest.
Senin de bizden farkın yok, sen de günahsız değilsin.
Now, ifAbraham was willing to slay his own son for the love of his god, - why won't you do the same for mine? - You're all crazy.
Eğer İbrahim Tanrı aşkına oğlunu kurban ediyorsa, sen neden aynısını benim için yapmıyorsun?
You see, there's defense, education, housing, health, social security, silly walks. They're all supposed to get the same.
Savunma, Eğitim, Konut Sağlık, Sosyal Güvenlik, Aptal Yürüyüşler var.
You're all the same.
Hepsi aynı bunların!
You guys, you're all the same.
Siz hepiniz aynısınız.
But if you don't, we'll find out about it... because after all, we're all on the same team, aren't we?
Ama yapmazsan bunu öğreniriz. Ne de olsa hepimiz aynı takımdayız, değil mi?
But you're doing all the steps the same way!
Ama tüm çalışmaları aynı şekilde yapıyorsun!
you're all set 139
you're all mine 16
you're all clear 18
you're all i've got 43
you're all i have left 22
you're all going to die 16
you're all done 27
you're all grown up 36
you're all good 25
you're all right 945
you're all mine 16
you're all clear 18
you're all i've got 43
you're all i have left 22
you're all going to die 16
you're all done 27
you're all grown up 36
you're all good 25
you're all right 945