You died tradutor Turco
9,515 parallel translation
But you died during the download.
Ama sen indirilirken öldün.
But you... You died.
Ama sen ölmüştün.
You died...
Sen ölmüştün...
If you died instead of him, he'd be here asking the same questions.
Ölen o değil de sen olsaydın... Şimdi burada senin düşündüklerinin aynısını düşünecekti.
I thought you died in the war.
Savaşta öldün sandım
Think of all those children who died because of you!
Senin yüzünden ölen çocukları!
I had a dream you'd all died.
- Hepinizin öldüğü bir rüya görmüştüm.
These people died hundreds of years before you were born...
Bu insanlar sen doğmadan yüzlerce yıl önce öldü...
You'd never know she suffers the torments of hell believing that you had died without knowing.
Bunu bilmeden öldüğüne inandığı için cehennem azabı çekiyor.
My son nearly died because he wants to be you.
Oğlum senin gibi olmak istiyor diye az kalsın ölüyordu.
Remember that time Jeremy died and you turned off your humanity and tried to kill the prom queen, aka your best friend Bonnie?
Jeremy öldüğünde insanlığını kapatıp balo kraliçesini öldürmeye çalıştığını hatırlıyor musun? Yani en iyi arkadaşın Bonnie'yi?
What did you do after I died?
- Ölümümden sonra ne yaptın?
It's the same guy that found you at the Sweetbriar after Angie died.
Angie öldükten sonra seni Sweetbriar'da bulup teselli eden adamım.
You killed Victoria on the same spot her son died.
Oğlunun öldüğü yerde Victoria'yı da öldürdün. Nasıl yaptın bunu?
You're my alibi the night Victoria died.
Victoria'nın öldüğü gece kanıtım sensin.
Like the night after Kid died, who were you talking to on the phone?
Kid'in öldüğünden sonraki gecede olduğu gibi,... telefonda konuştuğun kimdi?
When your mom died, you promised you would take your meds.
Annen ölünce ilaçlarını almaya söz vermiştin.
Can you skip ahead to the part where this guy died?
Adamın öldüğü ana doğru ileri sarabilir misin? Elbette.
You could've died, man.
- Ölebilirdin be adam.
Oh, my God, did you hear that George W. Bush died?
Aman Tanrım, George W. Bush ölmüş. Duydun mu?
'You see, Picasso died last week,'and the house seems so empty without him.
'Anlıyor musun? Picasso geçen hafta öldü ve ev onsuz bomboş gibi.'
'You know the lady who killed herself because her cat died? '
-'Kedisi öldüğü için intihar eden kadını biliyorsun?
You were with Micah the day he died.
Öldüğü gün Micah'yla berabermişsin.
And when you told me he died, I...
Sonra bana öldüğünü söylediğinizde...
So your father has died and give it to you
Babanız öldükten sonra, bu yüzden bu araç size kaldı.
If he knows you will died.
Eğer bunu öğrenirse öldün.
Anyone in that village would have died for you.
Köydeki herkes senin için canını verirdi.
You know, when angle died, they were really there for me.
Angie'yi kaybettiğimizden beri hep yanımda oldular.
Would you rather they all died?
Hepsinin ölmesini mi tercih edersin?
You know, a few weeks before my sister died, we went to Virginia Beach for her birthday, just the two of us, and we were laying there and I asked her what she was thinking.
Kız kardeşim ölmeden birkaç hafta önce doğumgünü için Virginia Beach'e gitmiştik. Sadece ikimiz vardık, kumsalda yatarken ne düşündüğünü sormuştum.
You said she died of weakness and shame. Yeah.
- Annemin zayıflık ve utanç içinde öldüğünü söyledin.
How many people died because you did what you had to do?
Kaç kişi öldü... yapman gerekeni yapmadığın için?
And you were in that parking garage very close to the time that Kyle died.
Ve siz de Kyle'ın öldüğü saatlerde otoparktaydınız.
The guy stabbed you, almost killed you, you almost died.
Evet, gayet sakindin. Ne yap, biliyor musun? Şöyle yapacaksın.
You never told me you left right after she died.
Onun ölümünden hemen sonra, babanı terkettiğini, bana hiç söylemedin.
Were you even sad when he died?
Öldüğünde biraz olsun üzüldün mü?
After your mother died, I promised him I would look after you if something happened to him.
- Annen öldükten sonra ona bir şey olursa sana göz kulak olacağıma söz vermiştim.
If you felt that way, why didn't you grieve when he died?
Madem öyle düşünüyorsun, neden öldüğü zaman yas tutmadın?
You were a C.I. for one of the OREA agents that died in the bombing.
- Orea bombalamasında ölen ajanlardan birinin muhbiriydiniz.
You know, that day at the hospital the day Sam died, I think about that day a lot.
Biliyorsun, o gün hastanede Sam'in öldüğü günü, bayağı düşündüm o günü.
You nearly died.
- Ölmek üzereydin.
- But if you dug him up... - He died of exposure.
- Ama kazıp çıkarırsan...
I don't know why I haven't told you before now, but Matthew died in a car crash.
Sana daha önce neden söylemedim bilmiyorum ama... Matthew bir araba kazasında öldü.
I died long before you were born.
Sen doğmadan çok önce ölmüştüm.
I need to know everything that you remember about the day he died.
Onun öldüğü gün hakkında her şeyi hatırlamana ihtiyacım var.
Duke died so you wouldn't get any of his Troubles.
Duke, sen sorunlarını alamayasın diye öldü.
You could have died today.
Bugün neredeyse ölüyordun.
You said that, uh, she tried to hang herself two years before she died.
Ölmeden iki yıl önce kendini asmaya çalıştığını söylemiştin.
Uh, I need you to, uh, walk me through the night that Amy died.
Bana Amy'nin ölümünü anlatman gerekiyor.
- You would have stayed and died at George Sibley's order.
- Kalırdın ve George Sibley seni öldürürdü.
That young man Munrow, you know, the one who died last night? He'll make a good starting point.
Şu genç adam vardı ya, Munrow, dün gece öldü hani ondan güzel bir başlangıç noktası olur.
died 275
died in 24
you don't want to talk to me 24
you did 4907
you don 159
you don't 4631
you do 5232
you did it 1578
you don't understand me 29
you don't have to 1176
died in 24
you don't want to talk to me 24
you did 4907
you don 159
you don't 4631
you do 5232
you did it 1578
you don't understand me 29
you don't have to 1176
you don't understand 2732
you don't have to worry 197
you don't know me 657
you don't remember me 206
you don't know nothing 35
you don't believe me 569
you don't know anything 267
you don't mean that 235
you don't want to 180
you don't have to be sorry 41
you don't have to worry 197
you don't know me 657
you don't remember me 206
you don't know nothing 35
you don't believe me 569
you don't know anything 267
you don't mean that 235
you don't want to 180
you don't have to be sorry 41