You here alone tradutor Turco
2,167 parallel translation
You here alone?
Burada yalnız mısınız?
Are you here alone?
Yalnız mısınız?
So are you here alone?
Buraya yalnız mı geldin?
I needed a diversion to get you here alone.
Seni buraya yanlız getirebilmem için onu oyalamamız gerekti.
- Are you here alone?
- burda yalniz misin?
It is a festival for fireworks Why are you here alone
Havai fişek festivali var sen neden burada yalnızsın?
Are you here alone?
Buraya yalnız mı geldin?
You here alone, cream puff?
Yalnız mısın, kremalı puf?
I ain't leaving you here alone.
Burada seni yalnız başına bırakmam.
I can not leave you here alone.
Seni burada yalnız bırakamam.
Are you with an organization or are you here alone?
Organizasyonla birlikte misiniz yoksa burada yalnız mısınız?
So what are you doing out here all alone?
- Ne yapıyorsun buralarda, yalnız başına?
You don't feel well because you're all alone here.
İyi hissetmiyorsun çünkü yanında kimse yok.
What's a pretty little thing like you doing out here all alone?
Senin gibi güzel bir kızın burada tek başına işi ne?
There ain't no man in his right mind that leaves a pretty little thing like you out here all alone.
Aklı başında olan hiçbir erkek senin gibi güzel birini tek başına burada yalnız bırakmaz.
Why do you do that here, nights, all alone?
Niçin geceleri hep yalnızsınız?
What are you doing here alone, big sister?
Burada tek başına ne yapıyorsun, ablacım?
From here on, you'll have to walk alone, sister.
Buradan sonrasını yalnız yürümek zorundasın kardeşim.
Why are you standing here all alone on your boyfriend's birthday?
Neden erkek arkadaşının doğum gününde yalnız başına duruyorsun?
Okay, you can't tell me that and then leave me alone in here.
Peki, tüm bunları bana anlatıp, sonra burda beni yanlız başıma bırakamazsın.
You've been here alone the whole time?
Bunca zaman burada yalnız mı kaldın?
You two are all alone here?
- Ikiniz, burada yalniz misiniz? Hayir, biz variz.
Are you alone here?
Yalniz misin? Ailen yok mu?
But since you are here, do yourselfa favor, sit there, nurse your little fruitjuice and leave me and mine the hell alone.
Ama madem burdasın bi iyilik yap otur, suyunu iç ve beni rahat bırak!
You think he'll be okay here alone?
- Evde yalnız kalabilir mi?
We can't leave you out here alone!
Burada seni yalnız bırakamayız!
I can't just let you stay here all alone.
Yalnız başına burada kalmana izin veremem.
If you puke in here, you are sleeping alone tonight.
Eğer buraya kusarsan bu gece yalnız yatarsın.
Are you, are you uh, here alone?
- Yalnız mısın?
All right, guys, I'm here, And as you can see... I am alone.
Pekâlâ millet, geldim ve gördüğünüz üzere yapayalnızım.
You're used to working alone, Dr. proctor... got that... but we got a way of doing things around here, okay?
Yalnız çalışmaya alışıksınız, Dr Proctor. Fakat bizim de burada işleri belli bir halletme şeklimiz var.
I'm here now, you're not alone.
Ben yanındayım ya, artık yalnız değilsin.
She's here for you and you alone.
Buraya sırf senin için geldi.
Will you be living here alone?
Evet.
Because he said those things often here, like, in the passing of the decades, sort of drunk and alone. And he'd talk about it in terms of something that had happened... at the moment of synchronicity... something happening... and causing you to have a reaction and you don't know what it is.
Çünkü bu şeyleri o hep derdi, geçen on yıllarca, sarhoş ve yalnız, ve bir şeyler olmuş gibi konuşur an senkronizasyonuyla, bir şeyler olur, ve sen olana neden olursun ve bilmezsin ne olduğunu.
I want you to know... it doesn't matter we're alone here, without our parents.
Seni tanımak istiyorum. Burada ailelerimizin olmaması yalnız olmamız önemli değil.
I'm sorry if it's hard on you being here, but I gotta work, and I am not leaving you alone.
Burada olmak seni üzüyorsa üzgünüm ama çalışmam gerekiyor ve seni yalnız bırakamam.
Go ahead, leave, like you've been doing for centuries, chasing after this or that while I sit here alone.
Devam et, çek git, yüzyıllardır yaptığın gibi onun bunun peşinden git ben burada tek başıma otururken.
They leave you down here all alone?
Seni burada yalnız mı bıraktılar?
I'm not gonna spend the rest of my life here, Alone, with you.
Hayatımın geri kalanını burada seninle yapayalnız geçireceğim.
Libby, are you sure you want to be here alone with this guy? Yeah, I'm fine.
Libby, o herifle burada yalnız kalmak istediğine emin misin?
Not here and not while you're alone.
Burada değil ve yalnız ken.
Sometimes you look very alone, like you just got here.
Bazen çok yalnız görünüyorsun, dünyaya yeni gelmiş gibisin.
You live here alone.
Burada yapayalnız yaşıyorsun.
- You live alone here?
- Burada yalnız mı yaşıyorsun?
Hey, uh, you're going to be okay here all alone in this spooky hospital with a dead alien body?
Bu ürkütücü hastahanede.. ... ölü uzaylı ile beraber, tamamen yalnız başına olabileceğine emin misin? Evet.
You wouldn't come here without a plan, and you wouldn't come alone.
Bir plan yapmadan buraya gelmezdin, ve de tek başına.
Did you come here alone?
Yalnız mı geldin?
- And you live here alone?
- Ve Burada yanlız mı yaşıyorsun?
Actually, the reason I brought you here tonight is because my old girlfriend is going to be here and I didn't want to show up alone.
Aslında ben de eski kız arkadaşımın beni burada yalnız görmesini istemediğim için seni davet ettim.
Why are you all the way out here alone?
Bu yolda yalnız mı yürüyorsunuz?
you here 186
alone 2197
alone at last 32
you have a wife 48
you had me at 66
you have it 246
you have a nice day 58
you have a good day 80
you have a good eye 21
you have my word 634
alone 2197
alone at last 32
you have a wife 48
you had me at 66
you have it 246
you have a nice day 58
you have a good day 80
you have a good eye 21
you have my word 634
you have no idea what you've done 30
you have a good night 79
you have no idea 966
you have 2005
you have to be strong 33
you haven't heard 102
you haven't seen anything yet 23
you have to be careful 59
you have to go 526
you haven't 508
you have a good night 79
you have no idea 966
you have 2005
you have to be strong 33
you haven't heard 102
you haven't seen anything yet 23
you have to be careful 59
you have to go 526
you haven't 508