English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ Y ] / You liked it

You liked it tradutor Turco

1,543 parallel translation
You liked it.
Hoşlanıyordun.
- You liked it in the garage.
- Garajda yapmayı seviyordun.
So, you liked it then?
Demek ki beğendin?
You liked it. Okay.
Tamam.Teşekkürler.
Bénédicte said you liked it.
Benedicte sevdiğini söyledi.
I didn't ask you to tell me how to sing! I just asked you if you liked it!
Bana nasıl şarkı söyleyeceğimi söyleme Şarkıyı nasıl bulduğunu sordum
I'm glad you liked it.
İyi, beğendiğine sevindim.
Look, we tried something weird, and you liked it.
Garip bir şey denedik, senin de hoşuna gitti.
Oh, glad you liked it.
Beğendiğine sevindim.
And then the room was done and just sitting there, and I remembered the day you came down to that storage unit, and you saw the furniture, and you said you liked it.
Sonra odanın işi bitti ve öylece yerinde duruyordu. Depoya gelip mobilyayı gördüğünde sevdiğini söylediğini hatırladım. - Dedim mi?
- I wouldn't have tortured you if I knew you liked it.
- Hoşlandığını bilsem bile işkence yapmazdım.
YOU LIKED IT?
Beğendin mi?
- Ah, glad you liked it.
- Ah, beğendiğine sevindim.
Well, I'm glad you liked it.
Beğenmene sevindim.
Well, I'm glad you liked it.
Beğendiğine sevindim.
You liked it.
Sevmiştin ama.
Oh, you liked it?
- Hoşuna gitti mi bari?
- Oh, but you said you liked it.
- Ama beğendiğini söyledin.
You just said you liked it.
Daha şimdi hoşuna gittiğin söyledin.
It means the world to me that you liked it.
Tüm bunlardan, yazıyı beğendiğini çıkarıyorum.
Yeah, you liked it better when you could beat the shit out of me everyday, huh?
Beni her gün dövmek hoşuna gidiyordu dimi?
- Well, if you liked it...
- Beğendiysen...
You liked it?
Beğendin mi?
I think I liked it better when you couldn't talk.
Konuşamasaydın daha iyi olacağını düşünüyorum.
- You know why I liked it?
- Neden hoşlandığımı biliyor musunuz?
I liked it when you said you loved me.
Beni sevdiğini söylediğinde, bu çok hoşuma gitti.
And you know something? I liked it!
Ve biliyor musun, hoşuma gitti.
But you liked it
Ama sevdin
You've liked Satoko-san for a long time, but you don't want to acknowledge it, because you're too naive.
Uzun zamandır Satoko-san'dan hoşlanıyorsun, Ama bunu kabullenmek istemiyorsun, Çünkü çok toysun.
Sack, I've always liked you... so I put up with your stories about scallops and otters, and it's all good because you seemed to make her happy and that's what matters to me most.
Sack, seni her zaman sevmişimdir bu yüzden hikâyelerine katlandım et ve su samuru hikâyelerin ve herşey iyi görünüyordu çünkü kızımı mutlu ediyor görünüyordun ve benim için en önemlisi de buydu.
She was too smart for you. You coached the little girls'swim team,'cause you liked to watch'em in their bathing suits, is that it?
Küçük kız yüzme takımına antrenör oldun, çünkü onları izlemekten hoşlanıyordun, değil mi?
I never liked that you pulled it.
Geri çekmen hiç hoşuma gitmemişti.
But she was only doing it to make Trey jealous because, you know... she thought that Trey secretly liked Erin Hannabry. But Trey didn't like Erin Hannabry.
Oysa Tammy bunu sırf Trey'i kıskandırmak için yapmış çünkü Trey gizlice Erin Hannabary'den hoşlanıyor sanıyormuş.
I only wore it when you wouldn't be around, and then when I came home, I washed it off, and I put on the stuff you liked.
Eve gelince de yıkanıp senin sevdiğini sürüyorum.
The point is, Doug, I really liked you, but that line put it over the top.
Konu şu ki Doug, senden gerçekten hoşlanıyordum ama o son adımı attıran bu söz olmuştu.
You gotta pucker up the first couple of times but after a while I liked it.
Önce bir iki kere isilik yapıyor ama sonra alıştım.
I liked it, and you hated it.
Ben beğenmiştim, ve sen nefret etmiştin.
Is it just me, or you get the feeling that security guy kind of liked you?
Sadece ben miyim, yoksa sende güvenlikçinin senden hoşlandığını hissettin mi?
Look, Seth, I've always liked you. But if I have to sacrifice our friendship to be with Summer, I'll do it.
Bak, Seth, seni hep sevmişimdir, ama Summer'la olmak için arkadaşlığımızı feda etmek durumunda kalırsam, ederim.
Brooke, I know you never liked my hair, but it's just - -
Brooke, saçımı hiçbir zaman sevmedin, biliyorum. Ama bu, Hayır.
I thought since... you liked me and I liked you, maybe... that would make it go away.
İkimiz de birbirimizden hoşlanırsa bu düşünce de ortadan kalkar diye düşündüm.
But do you think they'd still adore you But do you think they'd still adore you if they knew you took it up the ass and liked it? if they knew you took it up the ass and liked it?
Peki senin kıçından almayı sevdiğini bilseler yine de sana bayılırlar mıydı?
I liked it better when it was just you and me.
Sadece sen ve ben varken daha çok seviyordum.
She, you know, she liked it rough.
O, bilirsin, sertlikten hoşlanıyordu.
You know your mother never liked to talk about it.
Annenin bundan bahsetmeyi hiç sevmediğini biliyorsun.
You came into my life really fast, and I liked it.
Hayatıma çok hızlı bir şekilde girdi ve bu çok hoşuma gitti.
You know, sometimes I think I miss it but then I remember all they really liked about me was the money that I made for them.
Biliyor musun, bazen özlediğimi düşünüyorum. Ama sonra, hoşlandıkları tek yönümün kazandırdığım paralar olduğu aklıma geliyor.
If it makes you feel any better, I just broke up with this guy. I really liked him.
Eğer seni daha iyi yapacaksa,... ondan yeni ayrıldım.Ondan gerçekten hoşlandım.
You went South of the Border, sampled the menu, liked it... but now you're back to your comfort food.
Sen kuzey sınırına gittin, menü hazırladın, bundan hoşlandın... fakat, yine buraya, kendi yemeğine geri döndün.
Mother says you never liked it here anyway...
Annemiz, zaten burayı hiç sevmediğini söylemişti.
How'd you know I liked it like that?
Böyle sevdiğimi nereden bildin?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]