You should try it tradutor Turco

You should try it on yourself.

Kendine de yapmalısın.

- You should try it.

- Denemelisin.

You should try it.

Siz de deneyin.

Y-You should try it. Do it in here!

Sen de denemelisin.

You should try it sometime.

Sen de bir ara denemelisin.

- You should try it.

- Denemelisiniz.

You should try it, Miss Sode.

Siz de denemelisiniz, Bayan Sode.

Listen, Marjorie, you should try it.

Dinle, Marjorie, bir denemelisin.

You should try it, sir.

Bir denemelisiniz, efendim.

You should try it sometime.

Bir gün sen de denemelisin.

- Maybe you should try it for me.

- Aynısını bana yapmanda yarar var -

You should try it.

Siz de denemelisiniz.

- You should try it on...

Üstünde bir denemelisin.

You should try it.

Denemelisiniz.

You should try it.

Onu denemelisin

You should try it sometime.

Bir ara denemelisin.

- No, you should try it. It's good.

Çok lezzetli.

- You should try it sometime.

- Sen de bunu bazen denemelisin.

You should try it sometime.

Bir ara sen de denemelisin.

- Look at him. - You should try it.

Ona baksana.

You should try it.

Sen de denemelisin.

I don't know if you ever made love with your sister-in-law, Father, but you should try it, because it's absolute heaven.

Hiç yengenizle seviştiniz mi bilmem ama peder mutlaka denemelisiniz! Olağanüstü, cennet gibi bir şey.

Maybe you should try it on Homer.

Belki Homer'a denemelisin.

- Yeah, you should try it.

- Evet, sen de denemelisin.

You should try it once in a while.

Bir kez olsun sen de denemelisin.

- I think you should try it.

- Bence denemelisin.

Maybe you should try it.

Belki de denemelisiniz.

You should try it sometime.

Sende arada denemelisin.

You should try it.

Bunu denemelisin.

No matter how much you hated her... don't you think that you should at least try... to make an effort to understand why things happened the way it did?

Ondan ne kadar nefret etseniz de olayın nasıl olduğunu anlamaya çalışmanız gerekmez mi?

Hmm. Dick Stuart told me last night that he arranged with you that he should try it first... then if anything went wrong, you should have a go.

Dick Stuart bana dün akşam sizinle planlama yaptığını ve ilk önce kendisinin deneyeceğini ve bir şeyler ters giderse sizin olaya el atacağınızı söylemişti.

It is rather quixotic of you, but I think you should try.

Oldukça Donkişotvari bir hareket ama bence yine de denemelisin.

Should you ever think of me in Earls Court, that's where I'll be, helping Harry's parents with the lodgers, if you do ever think of me, try not to let it be too harshly.

Earls Court'da, pansiyonerlere hizmet için Harry'nin ailesine yardım ederken düşünebiliyor musun beni? Hiç aklına gelir miydi çok sert olmamaya çalış.

You should try around here,... it's handy to the subway and stuff.

Metroya falan da yakın.

You're one who should try to persuade him, really. If Riichi agrees, it's all right with me... Really?

Çocuklarımızı büyütmek için çabalarız, ama büyüyünce, sadece kendilerini düşünürler.

You know, Hyakutaro... I'm hardly in a position to be giving sermons... but if you've been making a habit of lying and deceiving people... you really should try to give it up if you can.

Biliyorsun Hyakutaro..... öyle sana vaaz verebilecek bir konumda değilim..... fakat yalan söylemeyi ve insanları kandırmayı bir alışkanlık hâline getirdiysen..... eğer gerçekten yapabilirsen bütün bunlardan bir an önce vazgeçmelisin.

Maybe you should call everyone together and try and find out who did it.

Herkesi bir araya toplayıp kimin yaptığını bulmaya çalışabilirsin.

You should really try it.

Gerçekten denemelisin.

You should try to get used to wearing it

Bacağı daha sık kullanarak alışmaya çalışmalısınız.

You should give it a try, Alexandre.

Bir kere denemelisin, Alexandre.

Hide them. You should try talking to Charlie about it.

Onunla konuşmalıyız.

It's probably cold by now, but you should try and eat it.

Herhalde soğumuştur artık, ama yemeye çalışmalısın.

- Should I try it out on you?

- Seni denemek istermisin?

That should kill the pain for three or four hours, but try to keep off it as much as you can.

Bu, üç veya dört saat boyunca ağrınızı kesecektir ama yine de elinizden geldiğince korumalısınız.

So, if it should happen again, I think we should both gracefully try to ignore each other. 'Cause I'm not one of your little students who's gonna faint every time you say "hello."

Bence bir dahaki sefer karşılaştığımızda birbirimizi görmezden gelebiliriz çünkü her selam verdiğinde bayılan ufak öğrencilerinden biri değilim.

George Newman is a two-bit little punk who should never have stuck his nose where it didn't belong and if he sent you here to try and make a deal...

- George Newman burnunu ait olmayan yerler sokan küçük bir serseri ve seni buraya gönderip bir anlaşmaya varmaya çalışıyorsa...

Alright, but you really should try it sometime.

Tamam, ama bir ara kesinlikle denemelisin.

You should try it.

Denemelisin.

If you should see one, don't try to capture it or kill it.

Bir tanesini görürseniz, yakalamaya çalışmayın. Öldürmeye kalkmayın.

You should give it a try.

Bir denemelisiniz.

- l think you should try this. - What is it?

Özür dilerim, Quark, ama gerçekten bunu denemen gerektiğini düşünüyorum.