English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russo → Turco / [ К ] / Кассир

Кассир tradutor Turco

139 parallel translation
Как я уже говорил, я кассир в оптовом магазине белья.
Daha önce de söylediğim gibi bir toptan satış mağazasında kasiyerim.
А что кассир?
Kasiyer de kimin nesi?
Завтра, в 2 часа дня, кассир понесет деньги через этот вход.
Yarın öğlen 2'de. Veznedar parayı şuraya koyuyor.
Днем я кассир, ночью - поэт.
Gündüzleri kitapçı, geceleri şair oldum.
Вы кассир... Вам несложно запустить руку в кассу и стащить пару тысяч.
Veznedarlık yapıyorsun elini bir kaç bin dolara uzatman çok da zor olmuyordur...
¬ аша должность - кассир, и вы, естественно, гордитесь вашей пам € тью на лица?
Ve kasiyer olarak yüzleri hatırlama yeteneğinizle gurur duyuyor musunuz?
И кассир выдаст вам деньги.
- Evet, kasadan alırsınız.
В семь пятнадцать Джордж Питти, кассир на ипподроме, вошёл в свою квартиру.
Aynı gece 7 : 15'de... Hipodrom vezne görevlisi George Peatty, evine geldi.
Кассир, забери деньги, они мне уже не понадобятся, прощайте.
İstemiyorum onu. Gidiyorum. Güle güle Chuncho.
Но ваш молодой человек, пока кассир была занята вами, положил другую игрушку себе в карман.
Evet, Biliyorum. Siz meşgul ederken, asistanım, Arkadaşın, burada..
Кассир скажет, сколько денег, завтра утром.
Yarını beklemek lazım. Bekleyemem.
Меня видел парковщик и кассир.
Park görevlisi ve bilet satıcısı beni gördü.
Я простой кассир.
- Ben mi? ..
Садись. - Кто главный кассир?
- Bankanın şefi kim?
Знаете, сколько кассир зарабатывает за неделю?
Banka şefleri ne kadar para kazanıyor biliyor musun?
Ты кассир.
Sen bir kasiyersin.
- Кассир, Кен Джеффри младший.
- Yemekhane kasiyerimiz, Ken GriffeyJr.
Да! Я видела по телевизору, как у них работает умственно отсталый мальчик-кассир.
Tanrım, TV'de gördüm, kasada çalışan kısa boylu, gerizekalı bir çocuk vardı.
- Кассир.
- Kasiyer.
Посмотри, может какой-нибудь амбициозный кассир обронил двадцатку с большими губами.
Bak bakalım..... havaya ruj lekeli 20 dolar saçan, atını şaha kaldırmış bir kasiyer bulabilecek misin.
- Не Ллойд Браун, а кассир.
- Lloyd Braun'un değil, ama kasiyerin.
- Какой кассир?
- Ne kasiyeri?
5 техасских рейнджеров, 8 полицейских, трое гражданских... и одна заложница - кассир банка и мать четверых детей, Глория Хилл.
5 Teksas Ranger, 8 Polis Memuru 3 Sivil ve 1 Rehine. 4 Çocuk annesi ve banka çalışanı Gloria Hill.
Видите, этот кассир - не просто кассир.
Bakın bu satıcı sadece satıcı değil. O bir polis.
Кассир на обеде. От которого я бы тоже не отказался.
Kasiyer öğle yemeğinde, benim olmak isterdiğim yerde.
Кассир сказал, что место будет знакомым.
Kasiyer tanıdık bir yer olacağını söyledi.
Кассир... из игры.
Kasiyer. O bir oyun karakteri.
Когда ее рецепт опубликовали в "New York Times..." ... даже банковский кассир спросил : "Вы с ней не родственники?"
New York Times'daki o yemek tarifinin çıktığı hafta bankacım bile "Akrabası mısın?" dedi.
Кассир знает код.
Giriş şifreli. Ama kasiyer şifreyi bilir.
И кассир нам говорит : "Вы уверены, что она хочет ещё одно?"
Kasiyer, kasadaki diğer oyuncağın da onun olduğunu söyledi.
- Не я его принимал. Кассир.
Ben değil, tezgâhtarım aldı.
Это кассир из банка.
Bu bir veznedar.
Это точно кассир.
Bu kesinlikle bir veznedar.
Хорошо. Я думаю, что один кассир вполне может справиться.
Bence tek veznedar yeterli olur.
Внутренняя - когда кассир замурованная в своем спокойствии, взрывает к чертям собачьим, весь магазин.
İçine atanlar ise her gün sessiz kalan kasiyer gibilerdir sonunda mağazadaki herkesi vururlar.
Ты кассир.
Sen kasiyersin.
Кассир сувенирной лавки сказала, он выглядел "возбужденным".
Mağazadaki kız onu gördüğünü söylüyor.
Она кассир. Вы выписали чек.
O bir kasiyer ve sen ödemeni çekle yapmışsın.
И я хочу, чтобы Камерон, и Чейз, и Кадди, и Вильсон, и медсестры, и кассир на парковке тоже так думали.
Cameron'ın Chase'in, Cuddy'nin Wilson'ın, hemşirelerin hatta otoparktaki kasiyerin bile böyle düşünmesini istiyorum.
Ничем, я просто кассир.
Ben sadece kasiyerim.
Младший кассир в супермаркете.
Süpermarket Kasiyerliği hazırlıktayım.
Кассир положил их в один пакет.
Kasiyer ikisini aynı pakete koymuştu.
Он кассир.
O bir kasiyer.
Хороший кассир умеет хорошо считать, может очень эффективно работать с любыми валютами и ценными бумагами.
İyi bir veznedar aslında iyi bir sayaçtır. Bir veznedar bütün gün paranın hesabını tutar, dekontların aynı hizada olmasına dikkat eder.
... в конце дня кассир подсчитывает наличность рядом с ящиком, где лежат билеты выплат, выполняя работу профессионально.
Um... sonunda... Sonunda... Sonunda... günün sonunda, kasadaki para ile dekontları denkleştirir.
Но главное, кассир должен быть дружелюбным.
Bayan Lange'in yıllarca hesaplarda hiç tutarsızlığı olmamış.
Хороший кассир - хороший счетовод.
İyi bir veznedar aslında iyi bir sayaçtır.
Боб сделает так, чтобы кассир отошёл от дробовика, который он держит под стойкой а я подкрадусь к кассиру сзади и оттяну ему голову назад, вот так.
Bob o veznedarı tezgâhın altındaki av tüfeğinden uzaklaştıracak ben de usulca veznedarın arkasından dolanıp kafasını aynen böyle kavrayacağım.
А теперь я кассир.
- Hala resim yapıyor musun?
Я кассир в банке.
Bir bankada veznedarım.
Ёбаный кассир смотрит на это, она смотрит на тебя, смотрит на записку.
Hayır hayır hayır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]