English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russo → Turco / [ К ] / Крича

Крича tradutor Turco

137 parallel translation
А я помню, как ты всю проповедь на руках проходил, крича во все горло.
Ellerinin üzerinde vaaz verdiğini hatırlıyorum, deli gibi bağırıyordun.
Едва священник ушёл, она встала, крича : "Доме, теперь ты мой муж!"
Rahip gider gitmez, yataktan kalktı ve bana "Dumbi, biz karı kocayız!" dedi.
Показал три или четыре позы, громко крича при этом.
Bağırarak üç, dört poz verdi.
Крича : "Слушайте, леди, я сам диавол."
"Dinleyin, bayanlar müthiş bir erkeğim" dedi.
Извозчик же утверждает, тот вёл себя как помешанный. - Выскочил на улицу, что-то крича.
Fakat at arabasının şoförü adeta delirmiş gibi, panikle sokağa fırladığını söylüyor.
В противном случае, я разорву на себе платье, крича во всё горло и скажу отцу, что вы ко мне приставали.
Yapmazsan, elbisemi yırtar ve avazım çıktığı kadar bağırırım. Babama da, beni taciz ettiğini söylerim.
Я буду работать в магазине натуральных продуктов, болтаясь в радиобудке, и крича, что я тебя знал, а ты будешь в свете рампы, вся такая прекрасная и в дерьме.
Whole Foods'da çalışıyor olacağım, Radio Shack'e takılıp seni tanıdığımı haykıracağım, sense ünlü, güzel olacaksın.
Я сорвала голос, крича на эту сволочь.
Ona bağırmaktan sesimi yitirdim.
Но они бросаются ко мне, крича и вопя.
Ama onlar üzerime atlıyorlar, bağırıp çağırıyorlar.
... размахивая опасной бритвой и крича во всё горло что убьёт его!
Ve sanki hipnoz halindeymiş gibi merdivenlerden aşağı indi düzgün usturasını sallıyor ciğerlerini zorlayarak bağırıyordu. "Seni öldüreceğim!"
Вприпрыжку несся наверх, крича : "Еще письмо от Ленни"!
Merdivenlerden çıkar, "Lenny'den bir mektup daha geldi", derdi.
Я, крича там, потянул себе голосовые связки.
İçeride bağırırken sesimi zorladım.
Призрак Малдер, у которого инопланетяне похитили сестру, и который теперь гоняется за маленькими зеленыМи человечками, потрясая пистолетом и крича небесам, что они вот-вот упадут и на земле начнется евиданная ранее буря.
Tekinsiz Mulder. Kız kardeşi çocukken... uzaylılar tarafından kaçırılmış ve küçük yeşil adamların peşine düşmüş ve bir rozet ve bir silahla cennete ateş ediyor veya dinleyen herhangi biri zırve bir durumda ve semâ aşağıya düşüyor ve çarptığında bütün zamanların en b.. tan fırtınası olacak.
И он постоянно просыпается, крича это.
Sürekli uykusundan çığlık atarak uyanıyor.
Ты была со своим мечом на поле битвы размахивая им атакуя врага, крича сражаясь за жизнь и ты хочешь, чтобы мы поверили, что в таком возбуждении ты никого не убила?
Savaş meydanındaydın ve kılıcını etrafa sallıyordun düşmana saldırıyordun, nara atarak canın pahasına dövüşerek. Şimdi bizden bunca hengame içinde hiç kimseyi öldürmediğine inanmamızı mı bekliyorsun?
Фактически Юджин потерял жизнь на носилках в одном из подвалов Хагно крича в агонии в то время как его друзья стояли и беспомощно смотрели.
Aslında, Eugene hayatını Haguenau'da bir bodrum katında kaybetmişti. Ağlayarak ve arkadaşları ona çaresizce bakarken.
Какой мужик прыгает в постель крича : "Красные. Давайте"?
Nasıl bir adam, yatakta zıplayıp, "Hadi kırmızılar" diye bağırır?
И Ганн ударил его сзади, крича : "Смотри на нас, когда я убиваю тебя!"
Gunn ona arkadan vurdu ve "Seni öldürürken yüzümüze bak!" diye bağırdı.
... рванём отсюда, крича, какдвалунатика.
Deliler gibi bağırarak buradan kaçalım, tamam mı?
Ладно. Я буду из тех, за скамейкой, крича "Назад, сектор Д!"
"Defansa devam et!" diye bağıran ben olacağım.
Я ни разу не выбегал из туалета со спущенными штанами, крича "Надо еще бумаги!" Понимаешь?
Hiçbir zaman pantolonum ayak bileklerimdeyken "Daha fazla tuvalet kağıdı lazım!" diyerek kendimi dışarı atmadım.
Одни мужчины рождены для величия, а другие в него затягиваются, отбиваясь ногами и крича.
Biliyorum, bazıları hükümdarlığın içinde doğar, bazıları da bağıra çağıra sürüklenir.
Крича о людях, которых там нет?
Var olmayan insanlara bağıran biri mi?
Ситуация завладевает тобой, не крича "берегись!", не крича "берегись!".
Olaylar siz daha fark etmeden gelişiverir. Bu hep olur.
Она вбежала в мою комнату, держа рыбку в руке и крича : "Папа, папа, Эмилио сдох".
Elinde balık, ağlayarak, koşa koşa odama geldi... " Baba. Baba.
Ну, я побежал обратно, чтобы вернуть его, а она как рванула, и я побежал за ней, крича :
O yüzden, geri vermek için kadına doğru koşmaya başladım... ve birden kaçmaya başladı, ben de bağıra bağıra peşinden koştum...
Она оказалась прямо у моего лица, крича как сумасшедшая!
Tepeme bindi, deli gibi bağırıyordu. Zack, ağır ol.
Лекс, ты стоял на карнизе, крича имя Джулиана.
Lex, balkonun ucundaymışsın, Julian'ın adını bağırıyormuşsun.
Когда Вы слышите, что, крича, тогда Вы знаете у Вас есть их внимание небольшой fuckin'бит!
Çığlığını duyduğunda anlarsın ki biraz olsun dikkatini çekmişsin.
Большинство уходит туда, откуда мы пришли, крича и сопротивляясь.
Pek çoğumuz geldiğimiz gibi, tekme ve çığlık atarak göçüp gideriz.
! - Он умер, крича. Я собственноручно убила его.
Çok kötü geberdi, onu kendim öldürdüm.
Я еще не забыл, как ты пыталась пырнуть меня ножом, крича "умри, гандон, умри"
"Geber" diye çığlık atarak beni nasıl bıçakladığını unutmadım.
Если какие-нибудь девушки с девичника будут ехать по городу в лимузине, высунув свои головы из люка в крыше и крича
Ne zaman, bekar bir kız partisinden limuzinle dönen kızlar olsa ve kafaları tavan penceresinden dışarda...
Я буду болеть за тебя громче всех, крича "Это мой сын!"
Herkesten daha fazla bağırıp... "O benim oğlum!" diyeceğim.
- Если она очнется крича от боли...
Eğer acı içinde bağırarak uyanırsa -
У меня дома маленькая девочка, которая просыпается в середине ночи, крича от кошмаров, и рисует символ вот... такой.
İddiamdan vazgeçmeyeceğim. Evde, gecenin bir yarısı, gördüğü kabuslardan çığlıklar atarak uyanan ve durmadan şu sembolü çizen küçük bir kız var. Bunu.
И прежде чем ты поймешь это, ты уже голый в моей квартире, крича "О, о, Ба-ар-ни-и-и!"
ve sen bunları öğrenmeden önce, dairemde çıplaksın ve "E, evet, ba - baarrneeey!" diye bağırıyorsun.
Кушая и крича, крича и кушая.
Yiyordu ve bağırıyordu, bağırıyordu ve yiyordu.
Отныне я не буду выгонять этого беса, неистово крича... ибо новый дух внутри меня показал мне новый способ как с ним общаться.
Yok yok, bu hayaleti defetmek için telâş etmeyeceğim çünkü içimdeki yeni heyecan bana yeni bir iletişim yöntemi gösterdi :
- Знаешь, крича на студентов, я понял, как это скучно видеть день за днем одну и ту же болезнь.
Stajyerlere bağırmak her gün aynı hastalıklarla karşılaşmanın ne kadar monoton olduğunu anlamamı sağladı.
Он только что выскочил из моего шкафа, крича, что вы кого-то убили моим кислородным баллоном.
Evet.Tuvaletimden fırladı ve sizin bir adamı benim oksijen tankımla öldürdüğünüzü söyledi
Большой чувак зашёл, крича чёрт-знает-о-чём.
Çam yarması içeri girip bağırıyordu. Ne diyordu Allah bilir?
А потом, знаешь, опустился ему на грудь и стал буквально мочить его прямо по лицу снова и снова, крича изо всех сил :
Ve sonra da adamın göğsüne oturdu ve yumruklamaya başladı. Suratına defalarca yumruk attı. Ciğerlerinin üstünde çığlıklar attı...
"Корчащийся отставной полковник Джонсон у постамента снаружи Фортнума и Масона, крича,'нациcтский подстрекатель', потому что.." И я цитирую,
Malulen emekli Albay Johnson'dışarıda Fortnum ve Mason'ın... "Nazi yanlısı" diye bağırması. Çünkü, alıntı yapıyorum ;...
Вы сеяли панику, крича "пожар"?
Paniğe yol açması için "yangın"
Он пришел сюда крича о сути любви бывшей в том кейсе а затем свалил отсюда, вот и все что я знаю, ясно?
Buraya geldi ve çantanın içinde aşkın anlamını bulduğu gibi bir şeyler söyledi sonra da bastı gitti, bütün bildiğim bu, tamam mı?
- И она, плачущая, как будто она знала, что её удел - заурядность, и жизнь без любви, фактически падающая на пути, крича на весь мир о любви, признаться в которой было выше её сил...
Başka kimseyi sevmemesi... İtiraf etmeye hiçbir zaman cesaret edemediği o aşkın peşine düşmesi...
Это произошло где-то около 22 : 20 сегодня, вечеринка шла полным ходом. Скарлетт бежала по балкону, Хватаясь за горло и крича.
Akşam 22.20 civarında, partinin en hareketli zamanında, Scarlett boğazını tutarak ve çığlık atarak balkona doğru koşar ve kenardan düşerek ölür.
Люди бегали, крича.
İnsanlar bağırıyordu ve koşuyorlardı.
Кидайтесь с криком в бой, крича : "За нас Господь, Англия и Св. Георг!".
Bu ceza dolayısıyla, Harry, İngiltere ve St. George için Tanrı'ya yalvarırım.
На самом деле, я вероятно буду слишком занят крича, чтобы помочь ему вообще.
Kendine güvenin oldukça işe yaradığı anlardan biri bu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]