English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russo → Turco / [ К ] / Кричали

Кричали tradutor Turco

397 parallel translation
Вы оба так кричали, что мне некуда было деваться.
İkiniz de avazınız çıktığı kadar bağırıyordunuz, duymamak ne mümkün.
Каждую субботу они отправлялись в город напиться, а на обратном пути сворачивали к нам на лужайку и кричали под моими окнами :
Cumartesi geceleri sarhoş olmak için kasabaya iner ve dönüşte de, sendeleye sendeleye çimenlerime dalar ve seslenirlerdi :
Ну, а они кричали?
- Bağırdılar mı peki?
Ветер завывал, люди кричали. " Мне страшно, - воскликнул Иона.
Rüzgâr sesleri ve insan feryatları arasında haykırdı Yunus :
-... они кричали.
- Çığlıklar attılar.
Оставим все это. Кричали или нет, какая разница?
Bunu unutalım, lütfen.
Женщины русские женщины были тогда бесподобны обыкновенная холодность их исчезла, восторг их был истинно упоителен, когда встречая победителей кричали они и в воздух чепчики бросали
Rus kadınlar muhteşem olmuş. Onlar çok mutlu. Onlar kazananları karşıladı.
Они кричали о победе по всей Европе молились о победе одному Богу.
Avrupa'nın her yerinde zafer bekleniyor zafer için aynı Tanrıya dua ediliyordu.
Жгли, кричали, причиняли людям боль.
İnsanları yaktınız, onlara bağırdınız, canlarını acıttınız.
Кричали, делали больно, жгли.
Bağırmak, can yakmak, yakmak.
Даже за 60, ей кричали "Ура", услышав ее псевдоним
# Eski Folies Bergére korosu üyesi Ve bir zamanların güzellik kraliçesi #
Вы боролись за глоток кислорода? Кричали, чтобы вас отпустили?
Oradan çıkmak için bağırıyordun?
Кричали совы и тряслась земля.
Kimine göre toprak titriyormuş.
Простите, мисс, это вы кричали?
Özür dilerim, bayan... Az önce çığlık atmadınız mı?
Вы громко кричали.
Çok yüksek sesle bağırdınız.
Я не привык, чтобы на меня кричали.
Bana bağırılmasına alışık değilim.
И я вернулся в мир, а в аэропорту стояли люди и кричали на меня, называли детоубийцей и подонком.
Dünyaya geri döndüğümde, havalimanında protesto ile karşılandım. Yüzüme tükürüp, bana çocuk katili, cani dediler.
* И когда люди видели его рыбку, они кричали! *
* Onu gördüklerinde, balık çırpınıyordu *
И они кричали веселясь
"Ve neşeyle bağırdılar"
И пока остальные кричали "Жги, детка, жги", он говорил о любви мире и понимании.
Diğer insanlar "Yan bebek yan" derken o aşk, barış ve anlayıştan... söz ediyordu.
Зрители кричали мне "Гиллули."
Bana "Gillooly" diye bağırıyorlar.
Мы так кричали, что вы не могли нас не услышать.
* Enerji su gibidir... * ne gürültücüler! Bizi duymuş olmanız gerek Ngok Usta!
Ну, мы вроде на него кричали, и отослали в его комнату и заставляли извиниться перед сестрой.
Şey, ona biraz bağırdık ve odasına gönderdik kız kardeşine özür dilemesi için zorladık
Все кричали и галдели.
Herkes bağırıp çağırıyordu.
Все кричали : "Убийца, вор!"
Herkes bağırıyordu : "Katil, Hırsız!"
Утонченное прекрасное лицо и такое тело, от одного вида которого в комнате плавились бутерброды с сыром и нежные груди, которые, как казалось, кричали тебе :
O muhteşem yüz. Odanın öbür ucundaki peyniri eritebilecek bir vücut. Ve şöyle diyen göğüsler...
Они кричали :
Yüksek sesle haykırdılar,
Они поднялись, призвали на помощь других, кричали.
Savaş çığIıklarıyla diğerlerini kışkırtmaya çalıştılar.
Спасибо, что не кричали на меня.
Bana bağırmadığınız için teşekkürler.
Все бежали и громко кричали.
Herkes kaçıştı ve bağırıştı.
Что, что бы вы кричали, если бы были атеистом?
Siz ateistin yerinde olsanız, nasıl bağırırdınız?
- Вы кричали?
- AğIıyor musun?
Они кричали и корчились от боли и прыгали на верную смерть, чтобы избавится от этого.
Kıvranıyor, çığlık atıyor ve kaçayım derken ölümlerine atlıyorlardı.
Где ты теперь, Царь Иудейский, кричали они, когда он корчился в агонии.
"Neredesin, Yahudilerin Kralı?" O'nu can çekişirken dahi düelloya davet ettiler.
Они кричали и орали друг на друга все время... утром, днем и ночью.
Günün her saati birbirlerine bağırıp çağırıyorlardı. Sabah, akşam, gece.
Те, кто тихо недолюбливали его... Теперь кричали свои издевательские реплики... С самых высоких крыш.
Şimdiye kadar sessizce onu sevmeyenler artık çatılardan bağırarak alay ediyorlardı.
Вы так кричали.
Bağırdığını duydum.
Соседи слышали, как они кричали друг на друга... где-то в течение двух часов.
Komşular birbirlerine bağırdıklarını duymuşlar. İki saat kadar. Bu, normal bir şeymiş.
Женщины на улице кричали о деньгах,
Dışarıdaki kadınlar masraflarla ilgili bir şey söyledi.
Кричали. Пусть никогда не повторится такое.
Çığlık atıyor, çırpınıyor, kımıldayamıyorlardı.
Они, думаю, опять ссорились, скандалили, кричали, дрались.
Yine kavga etmiş olmalılar. Birbirlerine bir şeyler fırlatmış olmalılar. Birbirlerini itmiş olmalılar.
Люди кричали... умирали. Вы как-то...
Biz buraya 5 parsek uzakta bulunan bir sarı cüce sistemindeki
Печально то, что если бы мы смотрели фильм, то обе кричали бы девушке пойти на свидание с парнем.
Asıl acıklı olan... bu bir film olsa ikimiz de kadının adamla çıkmasını desteklerdik.
кричали они.
'dediler.
Те кричали от удовольствия.
Kandınlar bunun iyi bir cansızlık olduğunu bilirler ve... zevkle çığlık atarlar.
Кричали, хлопали в ладоши.
Sevindiler ve alkışladılar.
Я слышал, как вы кричали : "ЛЮк, помоги мне!".
Sen ne duydun? "Luke, yardım et" diye bağırdığını duydum.
Они провели тут всю ночь, громко спорили и кричали.
Çocuk da varmış. Dün gece, sabaha kadar buradaymışlar. Bağırış çağırış olmuş.
И люди кричали :
ve herkes bağırıyordu :
Может ты заметила что-то странное, может шумели или кричали?
Bir ses ya da herhangi bir şey?
Был сильный ветер, люди кричали и плакали.
Ve çığlıklar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]