English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russo → Turco / [ К ] / Кричит

Кричит tradutor Turco

986 parallel translation
Ранее в Сибири... ( Неразборчиво кричит )
Siberia'nın önceki bölümlerinde... - Kaplan!
Она кричит как женщина.
Bir kadın gibi inler.
Одно название кричит о деньгах.
Oralarda büyük paralar söz konusu.
- Кричит, как сумасшедший.
Rahatsızlığı aklen sanırsam. Her zaman kötü bir ruh hali içinde. Abi Zhang, sen...
- Пусть кричит.
- Bırak bağırsın.
Но Элисия снова кричит : "На помощь", и он понимает : она в опасности.
Alathea bağırmaya devam eder ve birden onun tehlikede olduğunu anlar.
Женщина кричит на улице...
Dışarıda bir kadın var.
А, у него дурной характер. Он угрюмый, и мало с кем общается. [Кричит]
- O kaba ve sinirli bir adam, daima kendini düşünür.
В любом случае, кто-то снаружи наверное услышал что он кричит, потому что когда я уезжал, к дверям шли полицейские.
Neyse, etraftaki birileri Hessler'in çığlığını duymuş olabilir. Çünkü, ben kaçarken, akabinde kapıda dikilen bir polis gördüm.
- И что она кричит?
- Ne diyor?
и мне кричит : " Здесь Кларенс, лживый, вероломный Кларенс,
O da haykırdı : " Clarence gelmiş! Dönek, düzenbaz, riyakâr Clarence Tewksbury'de, savaş alanında beni hançerleyen sendin.
Потому что он всё ещё кричит... И пианино играло и играло, пока он горел и кричал.
Adamcağız hâlâ bağırıyor alevler içinde bağırırken piyano sesi hiç durmuyor.
Я знаю, что ты полон энергии, но "папочка" никогда не кричит.
Ed, kendine güvendiğini biliyorum, ama sosyetenin yaşlı erkekleri seslerini asla yükseltmezler.
Нет, кричит.
Bu adam yükseltir.
Проснется папа, мама кричит, слезы, скандал, вызов на дуэль и все прочее.
Kız korkudan titriyor olacak ve herşeyi unutacak. Onu bununla sar yoksa kürkü için eve geri döner.
Всё, буквально всё в этой комнате просто кричит, что он виновен.
Mahkemedeki her şey, ama her şey onun suçlu olduğunu kanıtlıyor.
Если она кричит, значит, ты ей что-то сделал.
Ona bir şey yaptın ki bağırıyor.
Он язвы расковыривает, руки кусает, жилы себе ногтями раздирает, кричит на всю округу.
Daha sonra ellerini ısırdılar... damarlarını açana kadar kaşıdılar... ve acı içinde çığlık attılar.
Слышишь, как она кричит и просит о помощи?
Oh, tabi ya. Sen onun imdat çığlını duyuyormusun?
Когда он так кричит, Бог знает, что может случиться!
O ne zaman bağırarak savaş narası atarsa, ne yapacağını Allah bilir!
Люська кричит, что он меня спас!
Lyusya benim hayatımı kurtardı.
Иногда, мы по ночам слышали, как она кричит.
Bazı geceler, çığlık attığını duyardık.
Ну, тем вечером... я пришел из леса с вязанкой дров... и услышал, как Мэйелла кричит, как только я добрался до забора.
O gece... biraz yakacak odunla korudan geliyordum... Çite yaklaştığımda Mayella'nın bağırdığını duydum.
Старик туг на ухо и страж ему кричит изо всех сил :
Yaşlılıktan adamın kulakları sağırlaştığı için kapıcı bağırır :
Знаете, м Такер... А? ( КРИЧИТ )
Biliyorsunuz Bay Tucker...
Не кричите! Он всегда так кричит по утрам.
Sabahları hep böyle bağırır.
А в детской глупая птичка кричит, высунув клювик : "ку-ку".
Ve yukarıda çocuk odasında Küçük gülünç bir kuş Ansızın çıkıverip guguk diyor
Несчастный калека, который громко кричит, чтобы никто не догадался, как он напуган.
Zavallı sakat, korktuğunu belli etmemek için bol keseden atıyorsun.
Представь, как я, загорелый, бегу по пляжу, потом иду купаться, и кто-то кричит : "Эй, Рыльце!"
Düşünsene, yanık tenli bir adam, plajda..... yüzüyor falan..... sonra biri ona : "Hey, Ratso!" diye bağırıyor.
Каждое утро свет кричит мне, что пора вставать.
Güneş, uyanayım diye çığlık atar gibi yolluyor ışığını.
Почему он все время кричит "нет"?
Neden hayır deyip duruyor?
Кричит каждую пятницу и воскресенье ровно в 12 ночи. Все в порядке.
Cuma ve Pazar geceleri, tam gece yarısında bağırır.
Я уже третий год здесь, и он постоянно кричит все время, пока я здесь.
Ben bile kim olduğunu bilmiyorum... Ben üçüncü yılımdayım ve geldiğim günden beri bağırıyor...
Боюсь что да, Tива. А почему малыш так кричит?
Bebek neden ses çıkartıyor?
Да, всё ещё кричит.
İstifasıyla dosya sona erer.
Я хочу слышать, как негодяй кричит от боли.
- Sakın ona acıma!
- Посмотрю, кто-нибудь кричит.
- Kimse bağırıyor mu diye bakacağım.
Так почему же она так кричит, хотел бы я знать?
Öyleyse neden bağırıp duruyor, bilmek istiyorum.
И бабушка очень добра ко мне, она на меня не кричит, и мне не нужно бояться в бабушкиной комнате.
Büyükannem bana gerçekten iyi davranıyor. Bana hiç bağırmıyor. Büyükannemin odasındayken hiçbir şeyden korkmak zorunda değilim.
Он кричит свое возмущение прямо мне в ухо.
Düşünceler birbirine sağlamca eklenmeli.
- Что он кричит?
Ne oldu buna?
Это не она кричит? Нет, что вы!
Daha birkaç saat baba olamazsın.
Самые трогательные эпизоды, когда ребёнок... скандалит, бежит, кричит.
Aklına yatsın. Mutluluk mizansenleri istemiyoruz.
( Она кричит ) Рауль!
- Raoul!
Ч ƒа, и кричит!
Evet, ve bağırmakla!
Звучит, как будто он кричит на меня.
Bana bağırıyor gibi geldi.
Спрашивали : "Кто кричит так?" "Это немой".
"Sağır ve dilsiz olan!"
Кто это там кричит?
Yaşlılarla beraber yukarı çıkmayı reddediyor, biz de onu odaya kapattık. Kim bağırıyor böyle?
— Милитина говорит... Кричит...
Militina dedi ki, bağırdı.
Это кричит французский вице-консул?
İstifasını sunar.
( кричит ) Твоя любовь! Спорим, что ты на неё запал.
Aşkından deli oldun herhalde.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]