English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russo → Turco / [ Н ] / Не поеду

Не поеду tradutor Turco

1,261 parallel translation
Что значит я никуда не поеду?
- Ne demek çıkmıyorsun?
Я не поеду!
Ben gelmeyeceğim!
- Я не поеду.
- Ama ben istemiyorum.
- И я не поеду.
- Ben de istemiyorum.
- Я никуда не поеду!
- Ben gelmiyorum!
Джон, я не поеду. Мы едем во Владикавказ, ты договариваешься с КГБ...
John, hayır, ben gelmiyorum Vladikavkaz'a gidiyoruz.
- Я не поеду домой.
- Seninle eve gelmiyorum.
- И в Таиланд я не поеду.
- Ve ben Tayland'a gitmem.
Я не поеду в автобусе со стаей сомнительных гитаристов.
O ve şüpheli gitaristleriyle aynı minibüste gitmem.
Я не поеду.
Gelmeyeceğim.
Нет, в тысячный раз, я не поеду с тобой в Лос-Анджелес на лето.
On bininci kez hayır. Yazı seninle birlikte Los Angeles'ta geçirmeyeceğim.
- Хочешь немного отстать и поехать на такси? - Иначе я вообще никуда не поеду.
- Arkalarından taksiyle gitmek ister misin?
Я никуда не поеду!
- Boş versene. Ben gitmem.
Но я и не говорил, что не поеду.
Gitmeyeceğimi de söylememiştim.
Но я хочу, чтобы ты знал, я ни за что не поеду без твоего благословения и одобрения.
Ama şunu bilmeni istiyorum. Senin iznin ve onayın olmadan asla gitmeyeceğim.
Я сказал тебе, что не поеду, если ты не согласен, и я действительно имел это в виду.
Senin onayın olmadan gitmeyeceğimi söylerken bunda ciddiydim.
Потому что я не поеду.
Çünkü gitmiyorum.
Я в Калабасис не поеду, там такие пробки.
Bu trafikte Calabasas'a gidecek değilim.
Нет, я не поеду в Америку!
Hayır. Amerika'ya gitmiyorum.
Я знаю, что она этого хочет, но к нему не поеду. Мама не умрет.
Ama oraya gidemem annem ölmeyecek.
- Не поеду я с вами.
- Hayatta olmaz, sizinle yarışmam.
Провэн или Тимбукту, неважно, я не поеду.
Provins yada Timbuktu, ben seyahate çıkmıyorum artık.
Я ничего не имею против Провэна, я просто не поеду в Провэн.
Provins'le bir sorunum yok. Sadece Provins'e gitmek istemiyorum.
Я никуда не поеду.
Ben taşınmıyorum.
- Я не поеду.
- Taşınmıyorum.
Ради простого письма я не поеду в Ереван.
- Çok önemli!
Нет - не поеду.
- Hayir istemiyorum. Korkuyorum.
Я сказал не поеду!
Yürü! Istemiyorum, diyorum.
- Я не поеду
- Ben gitmiyorum.
И всё равно не поеду.
Malesef yok.
Я не поеду!
- Ben gitmiyorum! - Çok güzel bir okul hayatım.
- Нет, я сейчас никуда не поеду.
- Hayır, bisiklet gezisine gelemem.
У меня тут кое-кто в машине, и я никуда не поеду, пока не закончу с ней.
Arabada yanımda birisi var... ve onunla ilgilenmeden hiç bir yere gelmiyorum.
Я _ в этом _ не поеду.
Hm? Ben bu şeyi kullanmam.
Я хочу сказать, это мило и всё такое, но меня от этого озноб пробивает. Я не поеду в клинику.
İyi, güzel ama bir yerden sonra tüylerim ürpermeye başlıyor.
Я не поеду в Вермонт с этой Моникой.
Vermont'a bu Monica'yla gitmiyorum.
Я не поеду в эту дурацкую поездку!
Gitmediğim için suçlanmayacağım.
Раз уж такие деньги платим, без этих халатов я домой не поеду.
Ödediğimiz paraya karşılık bu bornozları eve götürüyorum.
- Что это значит я не поеду?
Gitmiyorum derken ne demek istiyorsun? Sadece...
я согласна, но € не поеду.
Bence de. Ama gelemeyeceğim.
"ак, подожди." то значит "€ не поеду"?
Bir dakika, ne demek gelemeyeceksin?
Я туда не поеду.
Ben oraya falan gitmiyorum.
Раз я туда не поеду, я хочу представить себе, как там.
Gidemesem bile hayal edebilirim.
- Я не поеду.
- Ben gitmiyorum.
Я без моей дочки не поеду.
Kızım olmadan gitmiyorum.
Я никуда не поеду.
Gitmiyorum Ray.
- Я поеду за тобой. Ничего им не говори без меня, хорошо?
Ben gelene kadar hiçbir şey söyleme.
Вы, ребят, не против, если я с вами поеду?
Sizinle gelmemin sakıncası var mı?
Я поеду с Нейтом в больницу а Дэвид снимет выпуск Клэр на камеру Робби и мы все вместе посмотрим.
Hastaneye Nate'le birlikte gideceğim. David, Claire'in mezuniyet gününü Robbie'nin kamerasıyla çekecek. Sonra hep birlikte seyrederiz.
Если ни у кого оружия не будет, я поеду домой к дочурке, Дик.
Silah çıkmazsa, küçük kızıma dönebilirim.
Я поеду к матери, позабочусь о ней.
Ben gidip annemle ilgilenirim. Buna ihtiyacı olacak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]