Невозможное tradutor Turco
338 parallel translation
- Мы не можем совершить невозможное.
- İmkansızı başaramayız.
Дамы и господа, сейчас на ваших глазах случится невозможное.
Bayanlar ve baylar böylesine imkansız birşeyi kendi gözlerinizle gördünüz.
- Знаю. Я сделаю невозможное.
İmkansızı başaracağım.
Я тщательно продумал всё невозможное и возможное.
Her türlü alternatifi göz önünde bulundurdum, imkansız olanları bile.
Генерал разозлился, когда невозможное наступление провалилось. Он приказал артиллерии стрелять по своим.
Yönettiği imkansız saldırının başarısızlığı ile kendini kaybeden general... topçularına kendi adamlarına ateş açmasını emreder.
Боунз, я хочу, чтобы вы проверяли и невозможное.
Mümkün olmayanın da kontrol edilmesini istiyorum.
Мы все-таки совершили невозможное.
Hem sonra olasılıkları bile aştık.
О, нет, нет, мистер Спок. Мы не свершили невозможное.
Hayır, olasılıkları aşmadık.
Позвольте высказать невозможное пожелание?
- İzninizle, olması imkansız bir dilek tutmak isterim.
Той средней точкой, которая не существовала во времени, то, что мы понимаем, как невозможное измерить, и каких-то десять миллиардов лет тому, по крайней мере, произошел взрыв.
Zaman kavramı o tekil durumda yoktur. Bunu ölçemiyoruz ama algılayabiliyoruz. Yaklaşık on milyar yıl önce en azından noktanın patladığını düşünüyoruz.
" рудности дл € — улана - пуст € к, невозможное - вызов.
Onun için zor diye bir şey yoktur, imkansızsa biraz zaman alır.
Лонгиний, сделай так, чтобы невозможное случилось, и оно станет возможным.
Gerçekleşen her şey mümkündür, Longinus. İmkansızı gerçekleştirirsen, her şey mümkün olur.
Происшествие, невозможное за 100 лет, возможно, будет неизбежным за 100 миллионов лет.
100 yıl içinde olması neredeyse olanaksız olan bir olayın 100 milyon yıl içinde gerçekleşmesi kaçınılmaz olabilir.
С помощью этого инструмента мы побеждаем невозможное.
Bu araçla imkânsızın üstesinden gelebiliriz.
Со времени первого выхода этих серий свершилось невозможное.
Bu serinin ilk yolcululuğundan bu yana birçok imkansız şey gerçekleşti.
Когда Вы отбросите все невозможное, то, что остается каким бы невероятным оно не было, и есть правда.
İmkansız olanı ihtimal olarak ortadan kaldırdığınızda geriye kalan ne kadar olanaksız görünse de gerçeğin ta kendisidir.
Да. Вы понимаете, что невозможное в нашем деле, это то, что цепь убийств не имеет смысла!
Bu vakadaki imkansız olan ihtimaller cinayet zinciri ile bağlantısı olmadığı anlamına gelmez.
Когда вы отбросили все невозможное, все, что осталось, невероятное, должно быть правдой.
İmkansız olanı ihtimal olarak ortadan kaldırdığınızda geriye kalan ne kadar olanaksız görünse de gerçeğin ta kendisidir.
* Смотрите, я видела, что невозможное свершилось прежде * Может быть, Бог желал, чтобы это случилось ещё раз * Я чувствую себя подобно поезду на опасном пути
* Bak, daha önce imkansızın gerçekleştiğini gördüm * belkide bir kere daha gerçekleşmesi tanrının isteğidir * yanlış bir hatta giden bir tren gibi hissettiğim için * durmanın ya da geri gitmenin imkanı yok * tıpkı bir tepeden aşağı yuvarlanırken hız kazanan
Он должен сделать невозможное.
İmkânsızı başarması gerekiyor.
Сделала невозможное!
Onların tozunu attırdın.
Но когда нет выбора, невозможное дается легко.
Ama seçimini yaptığında, imkansızlıklar bile kolay geliyor.
Может быть, вы сможете сделать невозможное.
- Belki imkansızı başarabilirsiniz.
Невозможное всегда доставляет мне удовольствие.
- İmkansız şeyler hep hoşuma gider.
Это когда Бог делает невозможное возможным.
Tanrı imkansızı mümkün kılarsa.
Барт, невозможное - возможно.
Werner, uçan bir sincap ol! Bart, imkansız da imkanlıdır.
Пока, в конце концов, не случилось невозможное.
İmkansız olan oluncaya dek.
Адвокатам удалось почти невозможное - создать хорошее впечатление об их профессии.
Bir çok insanın imkansız olduğunu düşündüğü şeyler yaptılar. Avukatlığa, iyi bir isim kazandırdılar.
И поверь в невозможное.
İmkânsız görünene inan.
Невозможное достижение.
İmkansız olan.
Они обещают невозможное.
İmkânsız bir şeyi vaat edemem.
Этому галлу удалось невозможное.
Bu Galyalı'nın yaptıkları inanılmaz.
Сегодня мы сделали невозможное.
Bugün olağanüstü birşey yaptık.
Невозможное случается.
Bazı büyüler gerçektir.
Заставим его сделать что-нибудь невозможное, чтобы знать, что он не лжет.
Böyle imkansız bir gösteri gibi
Как будто это невозможное дело.
İmkansızmış gibi davranıyorsun.
Это доказывает, что невозможное иногда возможно.
İşte bu olay, imkansızın, imkanlı olabileceğini kanıtlıyor.
Как же было совершено это казалось бы невозможное преступление.
Görünüşte imkansız olan bu cinayet nasıl işlenmişti?
Ты преодолеваешь огонь, и воду, и медные трубы, от которых обычные дети бежали бы со вcех ног, и ты фактически делаешь невозможное и попадаешь туда.
Sıradan çocukların kaldıramayacağı şeylerle yüzleştin. Sonunda imkânsızı başardın ve kabul edildin.
Есть такая теория : вселенная и время бесконечны, значит, любое событие неизбежно, даже невозможное.
Bir teoriye göre, sonsuz bir evren ve zamanda, her şey gerçekleşecektir.
А вы, наш Лонг-Лонг-Лонгфелло... вы - тот, чья превосходная речь... и прекрасная душа совершили невозможное ·
Ve sen, Long-Longfellow tüm bunların gerçekleşmesini sen sağladın o güzel sözcüklerin ve güzel ruhunla.
Ты сделал невозможное для своей карьеры.
- Kariyerin için imkansızı başardın.
Но кое-что нам известно кое-что невозможное, дамы и господа :
Gerçekten bildiğimiz ve imkânsız olan tek şey, hanımlar, beyler :
Невозможное здесь.
Asıl imkânsızlık şurada :
Мы сделали невозможное, и это делает нас сильными надо только немножко потерпеть
İmkansız olanı başardık, bu da bizi güçlü kıldı.
- — ожалею. ¬ ы просите невозможное.
- Üzgünüm. İmkansız bir şey istiyorsunuz.
Случилось невозможное.
İmkansız gerçekleşti.
- Почему невозможное?
- Niçin imkansız?
Мы сделали невозможное.
İmkansızı başardık, tam zamanında 48 arabayı da topladık.
Наш президент сделает все возможное и невозможное.
Gerçekten.
- Невозможное рождение чтобы сделать другое возможным.
- İmkansızı gerçekleştirmek için imkansız bir doğum.