Огне tradutor Turco
1,066 parallel translation
Суп и рыба на маленьком огне.
Çorba ve balık turtası ateşte.
Планета в огне!
Gezegen yanıyor!
Но вы покажите мне больницу в огне и людей на костылях, прыгающих с крыши, и я счастливый парень.
Vergi pazarlıkları umrumda değil! Papa'nın hangi ülkede olduğunu bilmek istemiyorum!
- Домик в огне.
- Kulübe yanıyor.
Есть что-то пугающее и волнующее в огне.
Yangının, korkunç ve heyecan verici bir yanı var.
- Ну, я потерял их всех в огне!
- Puroların hepsi yangında gitti!
Однажды.. был пожар и я оказался в огне.
Bir defasında bir yangının ortasında kalmıştım.
- Я был так груб к вам, а вы спасли мне жизнь а могли бы оставить поджариваться в огне как блинчик.
Hepinize kaba davrandım. Ve beni bir krep gibi kızarmama izin vermek yerine hayatımı kurtardınız.
Жарят на огне каштаны Что это
Kestaneler pişiyor ateşte Bu da ne?
Знаете, все мы как вот эти овощи, в одном котле, варимся на жарком огне.
Aslında bizler sadece kavonozdaki su gibiyiz. yanan ateşle ısınıp sıcaklaşan
Я не могу объяснить природу ночных огней.
Sence onlar neydi? Ne olduklarını açıklayamıyorum diye onların UFO olduklarına inanacak değilim.
Нога в огне!
- Ayağım tutuştu!
Улица в огне
Caddeler ateş altında.
Роберт и Рене они погибли в огне.
Robert ve Rene yanarak ölmüşler.
Гореть вам в огне!
Galiba eğlenceli olacak.
Они томились в темницах, подвергались пыткам на огне, в них вонзали стрелы, их прибивали к кресту.
Zindanlarda zayıf düşmüşler, yakılmışlar oklarla delinmişler ve çarmıha gerilmişlerdi.
Крики и вопли приговоренной жертвы на огне звучали как рёв быка.
Kızgın demirde işkence edilen kurbanın haykırışları ve feryatları bir öküzün böğürmesine benzerdi.
Твои внутренности в огне.
Bağırsakların yanıyor.
Это конечный результат всех ярких огней... всей роскоши, всего шампанского... всех бесплатных номеров, всех шлюх и выпивки.
Bütün bu parlak ışıkların, ücretsiz seyahatlerin... şampanyanın, bedava otel süitlerinin... onca kadının ve onca içki aleminin getirisi budur.
А я между ним и мамой, как меж двух огней.
Bir de başımda annem... tam köşeye sıkıştım.
Город огней.
Işıklar şehri.
Вчера вечером в столице был фестиваль огней.
Dün gece başkentte ışık festivali vardı.
- Что-то по этому телику все время какую-то воду показывают. - Им нужно сделать шоу об огне.
- Suyla ilgili şeyler gösteriyorlar. - Ateşle ilgili şeylere de ihtiyaç var.
В свете этих мерцающих огней мы будем любить вечно.
Kullanılacak insan olma şerefi Kime nasip olacak bakalım?
Итак, Вомек, ты стоишь меж двух огней.
Evet Womack, Kaya ile zor bir seçim arasında kaldın.
Их лошади были в огне!
Atları yanıyordu.
Пусть они все сгорят в огне.
Ateşler her şeyi tüketsin.
Дайте мне это и безопасность моих людей и пусть галактика сгорит в огне. мне все равно.
Bana bunu ve halkımın güvenliğini garanti edin galaksinin geri kalanını da yok edin. Artık umurumda değil.
[ "Меж двух огней" ] На мой взгляд, мы должны были [ "Меж двух огней" ] увести Первого министра с подиума, как только получили информацию.
Bana kalırsa, bilgi bize ulaşır ulaşmaz Başbakanı kürsüden indirmemiz lazımdı.
Самцы выдают серии долгих, протяженных, мужских огней...
Erkeklerin uzun. sert. erkeksi ışığı var.
Не точно установить мир в огне, ты, Джеки?
Varlığın dünyayı pek değiştirmedi Jackie öyle değil mi?
Я весь в огне.
İçimde alevler yükseliyor.
Ты вся в огне насчет ребенка.
Şu hâline bak. Bebek için yanıp kavruluyorsun.
Сейчас я просто между двух огней.
Tahmin ediyorum ki şeytanların ve derin mavi bir denizin ortasında kaldım.
А в завершение всего,.. ... я потеряла одну из моих фальшивых сисек... в огне грилля.
Ve bunu üstüne sahte göğüslerimden birini ızgara ateşinde kaybettim
Судно в огне!
Yük gemisi yanıyor!
Вы хотите, чтобы я вывел ребят из укрытия при таком огне? !
Bu hengamede, adamları siperden çıkarmamı mı bekliyorsunuz?
Он меня спас от ужасной смерти в огне.
Angel beni alevlerin içinde korkunç bir şekilde ölmekten kurtardı.
Варите на медленном огне, не кипятите.
Kısık ateşte tut, kaynamasın.
Но представь гораздо больше огней меньше кирпичей и цветы и свечи.
Daha fazla aydınlatma, daha az tuğla, çiçekler ve mumlarla hayal et.
Ну там, Орел такой и небо в огне и прочее.
Orasında bir kartal dövmesi olduğunu ve onun kocaman olduğunu herkes biliyor.
Просто Счастливого Рождества, и я бы хотел собственноручно пожарить ваши каштаны на открытом огне.
Başka bir şey? Sadece mutlu Noeller. Kestanelerinizi şahsen açık ateşte kızartmak isterdim.
Когда у меня была страховка, я мог под автобус попасть или сгореть в огне
Sigortam olduğunda otobüs bana çarpabilirdi ya da yanabilirdim, anlıyor musun?
Ты погибнешь в адском огне.
Cehennem ateşinde yanarak öleceksiniz.
Затем оставить кипеть на 45 минут на медленном огне. "
Sonra altını kısın ve 45 dakika kaynatmaya bırakın. "
В огне.
Yangında öldü.
Я покажу тебе мир, полный прекрасных мерцающих огней
Sana dünyayı gösterebilirim.
Я хочу видеть машины в огне.
En çok sevdiğim şey ne biliyor musunuz?
В огне.
Alevler içerisinde.
Амбар в огне!
Ambar yanıyor!
Теперь тебе придётся повременить с горением в огне. Мне жаль.
Üzgünüm, dostum.