Пустяки tradutor Turco
794 parallel translation
А, это пустяки.
Bu bir şey değil.
- Это пустяки.
- Zor değildi.
- Пустяки?
- Ne diyorsunuz?
Пустяки.
Bir şeyi yok.
— Да пустяки, мистер Купер.
- Önemli değil, Bay Cooper.
Пустяки, Барк.
Önemli değil, Bark.
- Пустяки.
- Önemli değil.
Это перышки [пустяки].
Hepsi tüydü.
Да уж, очень дорогие перышки [пустяки].
Evet, oldukça pahalı tüyler.
- Пустяки.
- Haydi.
Пустяки. Пустяки.
- Ne saçmalık.
Очень тебе обязан. Пустяки.
Çok memnun oldum.
- Моя дорогая, это сущие пустяки.
- Affetmek mi sevgilim? O kadar da ciddi bir şey değil.
- Да нет, пустяки, велосипед.
Sadece bir bisiklet.
Пустяки по сравнению с тем, что потерял Доббси.
Dobbsie'nin kaybettiğine kıyasla çok değil.
Пустяки.
Önemli değil.
Пустяки, главное вовремя увидеть и...
Ben bir şey yapmadım. * Bimbo. Bütün iş gözlerde ve kaslarda.
Послушай, мы не можем сейчас тратить время на пустяки.
Dinle, boşa harcayacak hiç zamanım yok.
Я точно знаю, что у вас на уме, и это сущие пустяки.
Ben sizin aklınızdan geçeni biliyorum. Çok anlamsız.
- Ничего серьёзного, так, пустяки...
Önemli bir şey değil.
Это такие пустяки. Мне было не тяжело.
Her köşebaşında bir tanesine rastlarsınız.
- Пустяки.
- Bir şey demedim.
о похоти сказал и о насильях над горожанами, о казнях страшных за пустяки ; о том, что он ублюдок, что не похож он вовсе на отца ;
Şehvetinin nasıl doymak bilmez olduğunu, şehirdeki kadınları nasıl kirlettiğini, en ufak bir hatada bile ne kadar acımasız olduğunu, kendi gayri meşruluğunu, babanız Fransa'dayken annenizin ona gebe kaldığını, zaten görünüşte de Düke hiç benzemediğini, hepsini söyledim.
Пустяки, пустяки, пустяки. Все уладится.
Yok bir şey, sen git hadi.
Всё это пустяки, пошли.
Zavallı çocuk!
Пустяки.
Bir şey değil.
Ничего, это пустяки.
Ama önemli değil.
Это пустяки, мэм.
Madam, hiç önemli değil.
А, пустяки, ерунда.
" Bu bir şey değildi canım
Пустяки.
- Önemli değil. - Başlayalım mı?
- Нравятся пустяки?
- Yoksa başka eğlencelerin mi vardı?
Я сильная, отец. Это пустяки.
Ben güçlüyüm baba.
Пустяки.
Bu çok azdı.
Мы ничуть не обиделись, это все пустяки. А вообще вам не следовало сердиться, это наш кузен, он с Северного полюса.
O, sadece Kuzey Kutbu'ndan gelen kuzeniydi.
Вас обоих. Пустяки, главное, чтобы ребеночек родился здоровым.
Sadece sağlıklı bir bebek doğur yeter.
- Пустяки.
- Bu hiçbir şey.
... это пустяки.
Bu daha hiç bir şey.
Я знаю,.. ... это кажется смешным, но это не пустяки.
Bir kere güler, ama bu komik değil.
Так, пустяки. Но что же?
İyi ama ne?
— Пустяки... — Как вы?
- Yok bir şey...
— Пустяки, уже лучше.
- Nasılsınız? - Yok bir şey, şimdi daha iyiyim.
Нет, пустяки.
Hayır, hayır, bir şey getirme.
Зачемвдаватьсяв пустяки такие. Напрасно в сделанное углубляться. Сойдешь с ума.
Bu işlere böyle aklını takmak insanı delirtir.
Разве не помнишь? Я не запоминаю всякие пустяки и не собираюсь за них отвечать.
Herbir aptalca hareketi hatırlamıyorum, hatırlatılmak da istemiyorum.
Пустяки.
Bir şey yok.
Пустяки.
Bir kurşun "Atış yapmak yasaktır" levhasına,
Ладно, это пустяки.
Üzülme.
- Да, пустяки.
Eline bir bakayım.
Мардж, оставим эти пустяки. Это вы помешали мне туда поехать.
Beni ondan uzak tutan sendin.
Для Филиппа это пустяки.
kendini beğenmiş.
Не те пустяки, которыми я обычно занимаюсь.
Genel olarak ilgilendiğim işlere pek benzemiyor.