English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russo → Turco / [ С ] / Сделки

Сделки tradutor Turco

2,252 parallel translation
Ассоциации домовладельцев не нравятся небольшие сделки на стороне такие, как эта, так что это наш маленький секрет, хорошо?
Ev sahipleri birliği, bu tarz anlaşmaları sevmiyor, yani bu bizim küçük sırrımız olacak, tamam mı?
А заключать сделки с жизнью?
Ayrıca hayatının en iyi anlaşmasını yapmak ister misin?
Так как ты думаешь на счет сделки?
Öyleyse bizimle bir anlaşma yapmaya ne dersin?
Мы отказываемся от сделки.
Anlaşmadan vazgeçeriz.
Я дал инструкции мисс Вит для заключения сделки.
İşlemi tamamlamak için Bayan Wheet yetkilidir.
Я выполнил свою часть сделки.
Ben sözümü tuttum.
Ты выполнила свою часть сделки.
Anlaşmanın gereklerini yerine getirdin.
Ты нашёл какие-нибудь сделки на его имя?
Birden fazla satma raporu görüyor musun?
Я выполнил свою часть сделки.
Kendi tarafıma düşeni yaptım.
И тогда я решу, выполнили ли вы свою часть сделки.
Ondan sonra kendi tarafınıza düşeni yapıp yapmadığınıza karar vereceğim.
Границы и сделки устанавливались по взаимному согласию.
Sınırlar ve anlaşmalar karşılıklı oluştu.
Ты сказал, что Томас прибыл из Португалии ради заключения одной сделки.
Tomas'ın Portekiz'den bir ticaret anlaşmasını görüşmek için geldiğini söylemiştin.
Я могу предложить лучше, если ты откажешься от сделки сейчас же, и отправишь нам людей, вместо денег.
Size daha iyisini verebilirim... Eğer anlaşmayı bitiriseniz and eğer bize para yerine asker gönderirseniz.
Имя, в действительности, важная часть сделки.
Aslında satışın asıl önemli kısmı isim.
Я понимаю, что Конрад использовал тебя для сделки с Джеком Портером, что представляет проблему, потому что Джек необходим для достижения моей цели зачем?
Conrad'ın seni Jack Porter'ı halletmek için kullandığını biliyorum, bu bir problem meydana getiriyor, çünkü Jack amacımı gerçekleştirmem için hayati bir değere sahip.
Не хочу тебя расстраивать, но я нахожусь совершенно с другой стороны подобной сделки.
Neden? Grayson Malikanesi satılmakta.
И я рассчитываю просмотреть каждую строчку этой сделки...
Ve ben de anlaşmanın her satırını görmek istiyorum...
Ключи теряются, сделки срываются, ключи кладутся не туда.
Anahtarlar kaybolur, anlaşmalar suya düşebilir, anahtarlar yanlış yere konur.
Или отмена нашей предыдущей сделки?
Son anlaşmamızdan azat edilmeyi...
Для сделки, чтобы помочь Брайану выпутаться из этой истории.
İş anlaşması, sadece Brianın kendini bu pislikten çıkarabilmesi için.
А я думал, мы с ними порвали после сделки со "Среднезападным Фордом", из-за конфликта интересов.
Ben onları Midwest Regional Ford'u alınca menfaat çatışması yüzünden bıraktığımızı sanıyordum.
Давай скажем гипотетически, что у тебя в агентстве сделки с двумя конкурирующими компаниями.
Diyelim ki iki rakip hesabı bünyesinde bulunduran bir reklam ajansısın.
Лэрри, теперь это часть сделки с недвижимостью.
Larry, şu anda bir gayrımenkul alım-satımının ortasındayız.
Поэтому нам ни за что нельзя раскрывать им детали до окончания сделки. не говоря им ничего... в одном у нас преимущество.
O yüzden katiyen görüşme tamamlanmadan metodu veremeyiz. Evet ama hiçbir bilgi vermeden de onlarla görüşemeyiz. Bu noktada avantajlıyız.
Может, ты хотел пересмотреть условия вашей сделки, но все пошло наперекосяк.
Belki de anlaşmanın şartlarını yeniden onunla görüşmek istedin, olaylar tersine döndü.
Ну значит условия сделки изменились.
Anlaşma değişti.
А ты уверен, что выполнишь свою часть сделки?
Peki sen anlaşma sona erdiğinde sözünü tutacağından emin misin?
Аманда не выполнила свою часть сделки...
Amanda verdiği sözü tutmadı.
Ах, да. После нашей первой сделки.
Aa doğru ilk görüşmemiz için.
Все сделки между правящей партией и местными организациями проходили через него. которого подпускают к королю.
Yerli ve yabancı tüm oluşumlarla kurulan iletişim ondan geçerdi. Yerine başkası konamayacağı için Kral'ın yakınında bulunmasına izin verilen tek insandı.
Заключает сделки со всеми.
Herkesle anlaşması var.
Он отказался от сделки с Велчем из комиссии по ценным бумагам
Teklifi geri çevirdi, SPK ile anlaşmasında Welch'e güvendi.
Я не помню такой сделки, у вас есть молоко?
O işlemi anımsayamadım, sütünüz var mıydı?
Нам надо найти недавние сделки по продажам... Совершённые Юревичом.
Şuan yakın zamanda Yureyovich'in yaptığı konut dışı gayrimenkul alımına bakıyoruz.
¬ ы подставл € ете мен €. Ќе выполн € ете свою часть сделки.
Verdiğin sözü tutmadın, beni ortada bıraktın.
Я куплю 50 сейчас и 500 после того, как Омар посмотрит мне в глаза и скажет, что не убьет меня из-за этой сделки.
Şimdi 50 alırım, eğer ki Omar gözümün içine bakıp bu anlaşma yüzünden beni öldürmeyeceğini söylerse 500 daha alırım.
Ну, без этой сделки нам конец.
Peki, bu anlaşmayı yapmasaydık, bitmiştik.
В интересах суда заключались сделки, а Эдриан всегда выходил сухим из воды. И одно из дел оказалось под грифом
Adaletin çıkarları doğrultusunda pazarlıkları yapıp hep aynı şekilde paçayı kurtaran Adrian şöyle dursun bu eylemlerden bir tanesi şu şekilde adlandırılmış gibi duruyordu :
Рэкс? - Сделки не будет.
Anlaşmayı kabul etmiyoruz.
У нас был уговор. Я свою часть сделки выполнил.
Bir anlaşma yaptık ve ben üzerime düşeni yaptım.
Говорил же тебе. Скажи им, что мы меняем условия сделки.
Sana bunu olacağını, işlerin değişeceğini söylemiştim.
Я познакомился с ним во время одной сделки по тяжелой технике.
Ağır makinelerle ilgili bir iş yaparken onunla tanıştım.
Некоторые сделки вышли удачными.
Bazı işler yolunda gitti.
Твоя жена была частью сделки, как и многие до нее.
Karın benim için sadece bir işti... ondan önceki pek çok kişi gibi.
- Нет траха - нет сделки.
- Sevişme olmayacağına göre? Boku yedik.
Бобби нужна похожая на неё девушка для секс-сделки.
Bobby bir seks anlaşması için benden bu kızın benzerini bulmamı istedi. - Birini bulursam, programım için 200,000 verecek. - Eee?
Она отказалась от сделки.
Onun bu anlaşmayla bir ilgisi yok.
Да, но ведь ты нарушаешь наше соглашение, меняешь условия сделки.
seviyordum ama sen anlaşmamızı değiştiriyorsun. anlaşmamızı bozuyorsun.
A, нет сделки, потому что нет людей.
- Anlaşma yok çünkü öyle adamlar yok.
Никакой сделки.
Anlaşma falan yok.
Он часть сделки.
O da anlaşmada var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]