Слабые tradutor Turco
617 parallel translation
По их сюжету сильная нация поглощает слабые.
Güçlü ülkelerin küçük olanları ezip geçmesine destek oluyor.
люди слабые существа.
İşte bu yüzden insanlar oldukça zayıf varlıklardır.
Некогда, наши враги беспокоили и преследовали нас, время от времени... устраняя слабые элементы из Движения для нас.
Düşmanlarımız bizi üzdüler, zaman zaman bize zulüm ettiler... bizi Hareket'ten kopardılar.
- Только слабые, как котята.
Sadece yavru kedi gibi güçsüzler.
- Они такие худые и слабые.
Oldukça güçsüz görünüyorlar Gallegher.
Но вернувшись на землю, они бедные, слабые, беспомощные.
Ama yere indiklerinde, güçsüz, zavallı ve yardıma muhtaçtırlar. Çocuklar gibi sakar olurlar.
Меня всегда были неинтересны слабые люди.
İradesiz insanlara hiç ilgi duymadım!
С сильным человеком люди слабые.
Kuvvetli bir adamdan zayıf insanlar meydana geliyor.
У него были слабые руки и близорукие глаза.
Elleri zayıftı, gözleri miyoptu.
У них слабые головы и беспомощные тела.
Onların kafaları zayıf, vücutları ihmal edilmiş
Правда очень слабые.
Ama biraz zayıf
Доктор Шелдрейк говорит, что у меня очень слабые десны.
Dr. Sheldrake çok nazik diş etlerim olduğunu söyledi.
Слабые десны.
Nazik diş etleri.
Индивидуально они слабые.
Tek başlarına güçsüzler.
Нет, я вот что сделаю - буду постепенно втираться в доверие. Нащупаю все слабые места!
Yapmayı düşündüğüm şey bir tür, kendimi yavaş yavaş ifade etmek.
Во-первых, изучи врага, найди его слабые стороны.
Önce düşmanı incele. Zayıf noktayı bul.
Сэм продолжал весь вечер меня доставать, пытаясь нажать на воображаемые слабые места.
Sam akşam boyunca çalışıp durdu. Eminim aklında benim zayıf noktalarım vardı
Очень слабые. Возможно, выживший.
Zayıf ama sağ kalan birisi olabilir.
Слабые и невинные народы, поселения которых, похоже, всегда на пути у захватчиков.
- Efendim? Zayıf durumdaki masumlar, hep işgal rotalarında yerleşmişlerdir.
Очень слабые, очень редкие. Похоже на 60-70 тел...
60 ya da 70 bedenden geldiği izlenimindeyiz.
Мы должны послать одного человека, чтобы определить слабые места.
Hassas noktalarını tespit için birini yollayabiliriz.
У него слабые лодыжки.
Ayak bilekleri naziktir.
Отпечатки внешних клавиш более слабые.
Dış tarafta bastığı tuşlar, kağıda daha zayıf yansımış.
Вы слабые создания, предназначенные для нашего удовольствия
Sizi güdülmüş, zavallı yaratıklar, alınyazınızda bizlere zevk vermek varmış.
Сила может оказывать сильное влияние на слабые умы.
Sonumuz geldi sanmıştım. Güç zayıf bilinçlere karşı çok etkilidir.
Боюсь у нас в руках слишком слабые карты, капитан.
Kozlarımız çok zayıf.
Вулканы сегодня просто слабые подобия тех, которые доминировали над миром в начале его истории.
Eski tarihlerde dünyaya hükmeden yanardağlarla karşılaştırıldığında bugünkü yanardağlar zayıf dürtüklemelere benzer.
Как морская пена по волнам космоса плывут бесчисленные слабые огоньки света.
Uzaydaki bu isiklar tipki denizdeki dalgalarin, köpükleri gibi dagilmis durumda.
Слабые радиоволны здесь собирают, фокусируют объединяют и усиливают, а затем преобразуют в изображения туманностей, галактик и квазаров.
Zayıf radyo dalgaları algılanıp birleştirilip düzenlenerek galaksi ve kuasarların görüntülerine dönüşüyorlar.
Может быть, слабые звезды, черные дыры, массивные нейтрино, или некая темная материя, еще неизвестная на Земле?
Silik yıldızlar mı, karadelikler mi, yoksa dev nötronlar mı ya da bilmediğimiz türde egzotik bir kara madde yapılaşması mı?
Я не знаю, не слушаю наше радио, у меня слишком слабые нервы.
Radyo dinlemediğim için bilmiyorum, kulaklarımı acıtıyor.
Он подавал слабые признаки жизни и постоянно кричал от боли.
Son nefesini verirken, dayanılmaz acılar çektiğini söylemiş.
Мне не нужны больные, уставшие или слабые, понятно?
- Hastalık, yorgunluk, gevşeklik istemiyorum, tamam mı?
Но вскоре охотники выбили всех здоровых и жирных животных и остались только больные и слабые.
Ama zaman içinde sağlıklı ve besili olanların hepsi avlanmış sadece zayıf ve hastalıklı olanlar kalmış.
≈ сть слабые импульсы.
Zayıf sinyal.
У всех есть слабые места. Да ладно?
Herkesin bir zayıf noktası vardır.
В нашем мире нет ни любви, ни чувств а слабые становятся жертвами сильных.
Bizim dünyamızdaki geçerli tek kural, güçlülerin zayıfları ezmesidir. Asiller, bu şekilde alt sınıftaki insanları kontrol eder.
Сигналы слабые, но они живы.
Sinyalleri çok zayıf ama ölmemişler.
Скала всегда видит в противнике слабые места.
Hem rakiple dalga geçiyor.
"... жестоко мучает свои слабые жертвы... " "... женщин. "
"kurbanların en zararsızına işkence eder : kadınlara."
Живя среди них я лучше узнаю их, их сильные и слабые стороны.
Onların arasında yaşayarak, onları tanıyacağım, güçlü ve zayıf noktalarını öğreneceğim.
Мсье де Вальмон, бывают слабые женщины, но, поверьте, есть и те, кто хранит верность!
Mösyö de Valmont, biliyorum bazı kadınlar zayıf olabilir fakat bana inanın, daima sadık olan kadınlar da vardır.
Ты должен знать сильные и слабые стороны каждого солдата.
Her askerin güçlü ve zayıf yönlerini bilmelisin.
Слабые шансы.
Çok düşük bir ihtimal.
Доктор Фарбер, образы очень слабые.
Doktor Farber. Bellek geri dönüş oranı çok düşük.
Волны слишком слабые.
Beyin dalgaları çok zayıf.
Да... слабые следы.
Evet, nitro izleri var.
Они постоянно ищут в заборе слабые места или лазейки.
Sistematik bir şekilde tellerin sağlamlığını kontrol ediyorlar. Unutmuyorlar.
Королевство распадется на две слабые части.
Ve kardeşin kardeşi öldürdüğü söylentisi yayılacak.
У меня были слабые места несколько лет назад.
Bir kaç yıl önce zayıf noktalarım vardı.
Мир, где слабые становятся жертвами сильных?
Ata Tanrı böyle şeyler yapmazdı.