Упустила tradutor Turco
512 parallel translation
Я его упустила.
Onu kaybettim.
На твоем месте... я бы не упустила возможность увидеть, как ранний червячок ловит птичку.
Yerinde olsaydım erken öten horozun akıbetini kaçırmazdım.
Я всех упустила.
Kaçırdım.
Он у меня был, но я упустила его.
Bulmuştum. Ama vazgeçtim.
И, вроде, ничего не упустила.
Bir şey yitirdiğimi sanmıyorum.
Ты упустила богатого муча
Zengin bir kocayı kaçırdın.
Я что-то упустила?
Bir şey unuttum mu?
Ой, упустила.
Bunu ıskaladım.
Не будь все ради Сэма, я бы упустила это. Что бы там ни было.
Sam olmasaydı aşkı öğrenemezdim.
Ты упустила свой шанс.
Şansın vardı kaltak. Ben senin son şansındım.
- Айрис упустила прекрасный танец. - Ага.
- Iris çok güzel bir dansı kaçırmış.
Мелин, ты упустила свой шанс, половина города была бы рада наподдать Визер.
Hayatının şansını kaçırdın. Chinquapin'in yarısı Ouiser'ı pataklamak için köpek dişini verirdi.
Что еще я упустила?
Kaçırdığım başka ne var?
Но ты его упустила!
Sana bu evle birlikte teklif etti ve sen de reddettin.
Она упустила юношеские годы, а теперь наверстывает.
Ergenlik yıllarını kaybetti ama şimdi buldu.
- Она упустила его.
- Kadın onu kaybediyor, Lou.
Ну, капельки твоя мама как-то упустила из виду
Annen, çikolata taneciklerinden hiç bahsetmemişti.
Ты упустила суть. Клинт Иствуд не хочет быть парикмахером.
Beni yanlış anladın sen, ben Clint Eastwood bir kuaför parçası olmaz dedim.
Я ничего не упустила?
Unuttuğum bir şey var mı?
Или может быть просто ты немного волнуешься что, возможно упустила свой шанс?
Yoksa treni kaçırdım diye üzüldüğünden mi böyle konuşuyorsun?
Думаешь, я упустила бы отличную возможность, потому что ты струсил?
Sadece sen ürktün diye böyle bir fırsatı kaçıracağımı mı sandın?
- Я дважды почти упустила это.
Neredeyse iki kez kaybediyordum.
Ты упустила отличную возможность.
Gerçek şu ki, koskoca bir fırsatı kaçırmışsın.
- Пульсирует. Я упустила Итана.
Ethan'ı kaybettim.
Жалко, что я упустила.
Üzgünüm bunu kaçırdım.
Я что-то упустила?
- Bir şeyi mi atlıyorum?
Ты его упустила.
onu kaybettin.
Ты упустила свой шанс.
Sen şansını kaçırdın.
- Нашла такого классного парня и упустила его сквозь пальцы.
Yani öyle harika bir çocuk kapmış ama parmaklarının arasından kaydırıveriyor.
Я что-то упустила?
Bilmediğim bir şey mi var?
И где-то там был Бен и я упустила его.
Ve Ben, o evde bir yerlerdeydi ve Onu kaçırdım.
Я упустила самого классного парня Сан-Франциско.
San Francisco'daki en iyi avı kaçırdım.
Я не смогла найти никаких кнопок или переключателей, поэтому, если только я чего-то не упустила, оно должно активироваться рукоятками.
Pekala, herhangi bir düğme ya da anahtar bulamadım o halde, eğer birşeyleri gözden kaçırmıyorsam, tutamaklarla çalışıyor.
Пенни, ты упустила Расселла.
Russell buradaydı.
Можешь сердиться за то, что я упустила меч... но, поверь, я смогу скоро вернуть его самостоятельно.
Kılıcı kaybettiğim için beni suçlayabilirsin. Ama güven bana, çok yakında kendi yöntemlerimle geri alacağım onu.
Может поможете вспомнить, что я упустила?
Unutmuş olabileceğim birşey aklınıza geliyor mu?
По крайней мере, я об этом не знала, но похоже, я многое упустила.
Bildiğim kadarıyla yoktu, daha öncesini ortaya çıkarmak zor olabilir.
Моя душа давно уже упустила спасение.
Benim ruhumu kurtarmak için çok geç artık.
- Но я упустила одного.
- Ama birini kaçırdım.
У меня был шанс спереть пару полотенец из отеля, а я его упустила.
Otelden havlu çalma fırsatım vardı ama kaçırdım.
Что ж, ты только что упустила свой шанс познакомиться с Бобом.
Bob ile çıkma şansını da teptin artık!
Я упустила свой шанс стать чемпионом.
Ben şansımı kaybettim.
Ты упустила свой шанс.
Fırsatı kaçırdın.
Она упустила тягач.
Kahrolası çekiciyi kaçırdı.
Ты упустила нашего козлика - при деться убедить этих придурков занять его место.
Yemimizi kaybetmemize sebep olduğuna göre ufaklıkla şişkoyu onun yerini almaya ikna etmen gerekiyor.
Что тут страшного? Она ведь упустила целый пласт твой жизни.
Onun senin hayatında bilmediği koca bir bölüm var.
Клэр полагает, что так как она младший ребенок в семье она, возможно, упустила тот период, когда ваша семья была счастлива.
Claire, en küçük evlat olduğundan ailenin daha mutlu olduğu bir zaman dilimini kaçırdığını düşünüyor.
Возможно, ты упустила какую-то деталь рассказывая нам это в прошлые 10 раз.
Son on keresinde kaçırmış olduğun bir şey vardır belki.
Может Джинни уже немного и упустила время, но я всё равно уверен, что она могла найти себе и в тысячу раз лучше.
Belki Jeannie'nin evlenme çağı biraz geçti. Ama yine de bundan çok daha iyisini yapabilirdi.
- Нашла такого классного парня и упустила его сквозь пальцы.
Onun gibi harika bir erkek buldu ve parmaklarının arasından kayıp gitmesine izin verdi.
Поверь, ты многое упустила.
Seni çok özlüyoruz.