Ah canım tradutor Inglês
1,249 parallel translation
Ah canım.
Oh, honey.
Ah canım.
- Oh, my.
Ah canım.
Oh, dear.
Ah canım, maalesef uçuşa kapalı bölgedesin.
Oh, dear. I'm afraid you're in a no-fly zone.
O andan itibaren, bir gün onun gibi bir şövalye olmak istediğimin farkına varmıştım. Ah canım!
And from that moment on, I knew someday I wanted to be a knight like him.
Ah canım.
- Oh, dear.
Ah canım.
Oh, honey
Ah canım. Kötü oldum şimdi.
Oh, honey that makes me feel bad
- Ah canım, sende Ö.S var.
Oh, dear. I think you may have a touch of S.C.S.
Ah, canım, bu ne büyük bir felaket...
Oh, dear, what a terrible calamity...
- Ah benim canım bebeğim!
! - O'my dear baby!
Ah, canımı acıtıyor.
Ah, that hurts.
Ah, hayır, hayır canım, gülmüyorum.
Ah, no, no my dear, I'm not laughing.
- Bunu kimseye söyleyemezsin. - Ah, Aman tanrım.
- You can't talk to anyone about this.
Canım Manjula'ma sevgimi ispat etmek için yedi şans.
Ah. Seven chances to prove my love for sweet Manjula.
Bir saniye, not defterimi çıkarıp bu yeni türü sınıflayayım.
Ah! Let me get out my notepad so I can classify this new species!
Ah, tamam. Ona artık ihtiyacımız olmadığı kesin.
We certainly can't afford him anymore.
Ah! Sopalar ve taşlar canımı yakabilir ama kelimeler bana asla zarar veremez.
Ah, sticks and stones may break my bones, but words will never harm me.
- Ah, hayır, hayır yok canım.
- do something with- - - Oh. no-no-no. honey. no.
Ah hayır ama eminim sen çok daha iyilerini bulabilirsin... çok şey öğrenebilirsin.
No, but I'm sure there are some really good ones. Where you can learn a lot.
Ahım şahım değil, ama burada benimle kalabilirsiniz.
I know it's not much, but you can stay here with me.
Ah ben eğer sen hayatta eminim.
Oh I'm sure you'll survive if you can.
Canımı yaktın.
Ah, you hurt me.
Ah, canım, dünya üzerinde alçakgönüllük diye bir şey kalmamış.
Ah, my dear, there is no more humility in the world.
Ah işte burdasın, canım!
Oh, there you are, darling!
Ah, canım tırnaklarım!
Oh, my precious nails!
Gunther, bunu ödeyemem, çünkü çalışmıyorum. Bu yüzden bazı lüksleri kısmam gerekiyor. Hesap ödemek gibi.
Ah, Gunther, I can't pay for this right now because I'm not working, so I've had to cut down on some luxuries like uh, paying'for stuff.
Ah, dostum, bu seçmelerde bazılarının canına okuyacağım.
Oh, man, am I gonna kick some ass at these auditions.
Ah, bunu yaptığıma inanamıyorum.
Oh, I can't believe I'm doing this.
Ah, canım, sevgili çocuk!
Oh, you dear, dear boy!
- Ah, hadi canım!
You didn't! - I did.
Sanırım yarınki menüde olursun Ah, tabi, senden daha leziz birşey bulursan o başka Şu Zebra, mesela, ya da arkadaşlarından birileri.
I think you're on tomorrow's menu unless, of course, you can come up with a morsel tastier than yourself like this Zebra, perhaps, or... some of her friends.
Hasiktir, can alıcı bölümü anlattım.
Ah shit, i just told you the punchline.
Ah. Rosemary'nin kime benzediğini şimdi anladım.
Wow. I can see where Rosemary gets her figure.
Shura, buraya canım.
Ah, Shura, dear, here...
Yapma canım. Önemli değil.
Ah, come on now.
Serbest Yazılımın yararları fazlaydı ama desteğin maliyeti fazlaydı ve ah, yöneticileri kızdırıyordu ve bu yüzden temel fikir, benim fikrim bir model yapabilirsek 2 ye 4 kez destek olabilirdi.
The benefits of Free Software were tremendous but the cost of supporting it internally uh, and made managers very very nervous and so the fundamental idea I had was if we can build a model that could deliver two to four times the support
Ah, canım
DANA.
En güzel kısmı da ne biliyor musun her parçası bir unutulmaz anımızı hatırlatıyor evlendiğimizden bu yana ah, canım
THAT'S LIKE REAL GOLD BUT WHITE. A-AND YOU KNOW THE BEST PART OF IT IS - - IT'S EACH CHARM REPRESENTS SOME MEMORABLE EVENT
Ah, bütün gün boyunca ayak takımıyla uğraşıp duruyorum.
Ah, I can sling scum pall day long.
Ah, tatlım, bu hiç çocuk sahibi olmayacağımız anlamına gelmez.
Oh, honey, it doesn't mean that we can't ever have children.
Peki onu arayacak mısın? Ah ah. Eğer onunla karşılaşırsam,
I could be the Messiah and walk on water, and he'd still say "Why can't you fly?"
Ah, hayır... tek bir şansımız var, başarısızlıkla sonuçlanmasına izin veremem, ayrıca yol kamplarının hemen yakınına çıkıyor olmalı
Ah, no... we only get one chance, I can't have it go wrong, and it needs to land right near their camps
Ah, ama sana şimdi de yardım edebilirim!
Oh, but I can help you now!
Luxan'ı da yanında götür.... ah, ki, ben de bunun tadını çıkarayım
Take the Luxan with you... ah, so I can... enjoy this
" Aktif otomatik imha kodu iptal edilebilir... önceden belirlenmiş üç... artefakttan biri yardımıyla,
" Active self-destruct code can be voided... with one of three... ah, ss.
"Sana... ihtiyacımız var". " Ah, ve bu arada... sakıncası yoksa ellerini duvara dayayıp bacaklarınızı açabilir misiniz... ki ben de mivonklarınızı rahatça tekmeleyebileyim?
"We... need you". " Oh, and by the way... would you mind putting your hands against the wall and spreading your legs... so I can kick you up the mivonks?
çok ama çok karşı koyulamaz olabilir. bir çok kadın hayranım vardı.
Transference can be very, very powerful. I remember back in my days of private practise, ah, I did have my share of female adulation.
Bunu hesapladığımıza göre, şaşırma kısmını kısa kesip işimize geri dönebilir miyiz?
She had her when she was 16. We've done the math. Can we'ooh'and'ah'about this quickly and get to work?
Günaydın canımın içi.
Ah, good morning, sunshine.
Ah, ne? Yani partide dolanıp "hepsi uyar" diyen adamla mı?
I took him to the Korean market and told him, "Ok, you can get up to, like two pounds of salad,"
canım 2922
canim 19
canım benim 155
canımın içi 23
canım kızım 16
canım arkadaşım 16
canım istemiyor 59
canım acıyor 40
canım yanıyor 88
canımı sıkma 19
canim 19
canım benim 155
canımın içi 23
canım kızım 16
canım arkadaşım 16
canım istemiyor 59
canım acıyor 40
canım yanıyor 88
canımı sıkma 19