Andreas tradutor Inglês
461 parallel translation
Örneğin, kabuktaki bir kırık olan Kaliforniya'daki büyük San Andreas Fay Hattı Dünya'nın yüzeyini muazzam büyüklükte bir mesafe boyunca keser.
For example, the great San Andreas Fault of California, a break in the crust, that cuts the surface of the Earth along a very great distance.
Profesör Peter Andreas Hansen'in teorisi, onaylanmış görünüyor.
Professor Peter Andreas Hansen's theory seems to be confirmed.
Bunu sevmedim, Andreas.
I don't like that, Andreas.
Burası iyi bir ülke, Andreas.
This is a good country, Andreas.
- Andreas.
- Andreas.
Andreas.
Andrew.
Petros... Andreas...
Peter...
Sağ tarafındaki resimde olan adamın adı Andreas Solowiechek Komünist Ticaret Delegasyon'un Birleşik Devletler'deki temsilcisi.
The man in the photo on your right is Andreas Solowiechek, a member of a Communist trade delegation to the US.
Uşağım, Andreas.
My manservant, Andreas.
Andreas'a soru sormanız boşuna.
Questions are wasted on Andreas.
Bay Andreas Paskalis, kendisi uşak rolleri alanında uzmandır.
Mr. Andreas Paskalis, who has made a specialty of servants'roles.
Adı Andreas Winkelman ve kendisi 48 yaşında.
His name is Andreas Winkelman, and he is 48.
Oğlumuz doğduğunda, Andreas bankada hesap açmıştı.
Andreas deposited money when the boy was born.
Max, bir oyuncu olarak Andreas Winkelman hakkındaki kişisel görüşün nedir?
Max, as an actor, what is your personal view of Andreas Winkelman?
En içten dileklerimle, Andreas. "
Yours truly, Andreas. "
Benim için en önemli olan şeyde yanılmadım ; kocam Andreas ile birlikte olmamda...
I haven't failed in what has been most important for me... living together with my husband Andreas.
Andreas!
Andreas!
Andreas nasıl biriydi?
What sort of person was Andreas?
Geziyordum ve Andreas'a uğradım.
I was out for a walk and ran into Andreas.
Yüzüme bak Andreas.
Look at me, Andreas.
Andreas, polise köpeğini ne hâlde bulduğunu anlattı.
Andreas tells the police how he found his puppy.
Andreas'a arkadaşlık et.
Keep Andreas company.
Andreas?
Andreas?
Anna ve Andreas bir süredir birlikte yaşıyorlardı.
Anna and Andreas have been living together for a few months.
Anna bir çevirmendi, Andreas da Elis'in teklifini kabul etmişti.
She is a translator, and he has accepted Elis'proposal.
Sınavlarımı verdim ve öğretmenliğe başladım. Andreas da doçentliğe yükselmişti.
I passed my finals and got a teaching job, and Andreas became an associate professor.
Andreas bir kez sadakatsizlik yapmıştı.
Andreas was unfaithful once.
Pazar günü, Andreas öğle yemeğinden sonra biraz dinlenmişti.
On Sunday, Andreas took a nap after lunch.
Andreas, biraz içki içmiş olduğundan arabayı benim sürmemi istedi.
Andreas asked me to drive, as he'd had a couple of drinks.
Andreas arabayı kumanda etmeye çalıştı ama araba yoldan çıkıp bir taş duvara ve sonra da ağaçlara çarptı.
Andreas tried to take the wheel but the car shot off the road down into the ditch and smashed through a stone wall and into the trees.
" Sevgili Andreas, birkaç saat önce bazı insanlar geldiler.
" Dear Andreas. A few hours ago, some people came by.
" Sevgili Andreas, sana bu mektubu yazıyorum çünkü
" Dear Andreas, I'm writing this letter to you
Anna ve Andreas bir yıl boyunca güzel bir uyumluluk içerisinde yaşadı.
Anna and Andreas have lived a year in relative harmony.
Anna bir tercümanlık işi buldu. Andreas da, Elis için çalışmaya devam etti.
Anna got a translation job, and Andreas kept working for Elis.
Bu kez, kendisi gerçekten Andreas Winkelman idi.
This time they called him Andreas Winkelman.
Andreas ile evleneceksin ve huzur içinde yaşayacaksın.
You'll marry Andreas and live in peace.
- Andreas 32 kişi olduklarını söylüyor.
- Andreas says 32.
Sen ve Andreas'ın evlenme vakti.
It's about time you and Andreas were married.
Bunun için yeteri kadar büyüdü, değil mi Andreas?
It has been agreed long enough, Andreas?
- Andreas, ileriye devriye at.
- Andreas, patrol ahead.
Andreas ile evlen, O, iyi bir adam.
Marry Andreas, he's a good man.
Andreas bana yardım etti.
Andreas helped me.
Andreas.
Andreas.
Senin ve Andreas'ın burayı neden sevdiğini görebiliyorum.
I can see why you like it here, you and Andreas.
Burası Andreas'ın ailesinden kaldı.
This place was left Andreas by his parents.
Andreas'ın stresten uzak yaşamaya ihtiyacı var.
Andreas needs this relaxation.
Andreas, David'in ilgilendiğinden emin misin...
Andreas, are you sure David is interested...
Slaytları keyifle izliyorum Andreas.
I am enjoying these slides Andreas.
İdare edebilirim Andreas.
I can manage Andreas.
Andreas ve ben yatakta çok tutkulu olmasak da iyiydik.
Andreas and I always had it good together in bed, even if it wasn't so passionate.
Andreas'ı havaalanında karşılamak için söz verdim.
I promised to meet Andreas at the airport.