English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ B ] / Başarabiliriz

Başarabiliriz tradutor Inglês

986 parallel translation
Birlikte başarabiliriz.
The two of us can do it.
Bizi daha büyük şeyler bekliyor, bunu başarabiliriz de.
We've got bigger time to follow, and we can do it, too.
Acele edersek başarabiliriz.
We can make it if we hurry.
Hala başarabiliriz tatlım.
But we can still do it, honey.
Arabayı bizim emrimize verdirebilirsek başarabiliriz.
If we can bluff them into giving us that car, we'll make it.
Sanırım artık Meade'den bilgi sızdırmayı başarabiliriz.
I think now we'll be able to get some information from Mr. Meade.
Yaşı küçük ama, kazandığı ile geçinmeyi başarabiliriz.
She's young, but with what she can make, we ought to be able to make out.
- Başarabiliriz.
- We could make it.
Ama bu işi ancak bu şekilde başarabiliriz.
But that's the only way we're gonna get it done.
Ancak böyle başarabiliriz.
That's the only way it'll work.
Sanırım başarabiliriz!
I think we can make it!
Bunu başarabiliriz canım.
We can make it, honey.
Başarabiliriz.
We can make it.
Bud, bunu cidden başarabiliriz.
Oh, Bud, we could really make it.
Bence yürüyerek ya da at binerek başarabiliriz ama fikrimi sorarsanız, tahıl arabasıyla başaramayız.
I think we can make it on foot or on horseback but my opinion is, the grain wagon can't make it.
Yolların hepsi kaybolmuş, Elder, ama sanırım başarabiliriz.
The whole trail's all washed out, elder, but I think we can make it.
- Tabii ki başarabiliriz.
Do it? Of course we can do it.
Onların yardımı olmadan da başarabiliriz.
We can do fine without their help.
Belki.. belki de başarabiliriz.
Maybe, uh... Maybe we can.
Haydi hayatım, acele edersek halen başarabiliriz.
Come on, honey, if we hurry we can still make it.
Evet, başarabiliriz.
Yes, we can.
"Hala zaman var, ve biz başarabiliriz!"
"There's still time, and we can do it!"
Benimle işbirliği yaparsanız, bunu başarabiliriz.
If you'll work with me, we'll be able to do it.
Yalnızca bir kaç gün için, eminim iyi başarabiliriz.
It's only for a few days, and I'm sure we could manage quite nicely.
Bu bataklıktan çıkarsak, başarabiliriz.
If we hit high ground, we could still make it. Come on.
- Yine de başarabiliriz derim.
I still think we could do it.
- Başarabiliriz mi?
"We" could do it?
Dünyada olduğu gibi sevgi dolu bir kalple... imkansızı başarabiliriz... bu içimizdedir.
Just as in the world we can do impossible things... with a glad heart for a loved one... so it is with us.
- Hayır... Hayır, hala başarabiliriz.
- No... no, we can still make it.
Bunu ancak kabuğumuzdan çıkıp başkalarını da seversek başarabiliriz.
We take a chance when we open up and love another person.
Burada başardığımız şeyi... bütün dünyada başarabiliriz!
What we have done here could be done the whole world over.
En azından onu başarabiliriz.
It seems we'll accomplish at least that much.
- Başarabiliriz.
- We might make it.
Umarım dokuz kişiyi de kurtarmayı başarabiliriz.
Let's hope it`s a stitch in time that saves nine.
Belki sabah başarabiliriz kahvaltılarını yaparlarken.
Yeah, might manage it in the morning, while they're having their breakfast.
Bunu kendimizde başarabiliriz, beyler!
We will make it anyway, gentlemen!
Sizin gözlerinizle, Komiser, olağanüstü şeyler başarabiliriz.
With eyes like yours, you'd be a fantastic medium.
Bunu birlikte başarabiliriz!
You just stick with me and we'll do it!
Siz olmadan da başarabiliriz, Bay Summers.
We can do without you, Mr. Summers.
Sadece şu andan itibaren emirleri direk vereceğim ve hala hedeflerimizi başarabiliriz.
Only from now on, I'll give you the orders directly and we can still achieve our goals.
Önce Juarez'in altınlarını bulmalıyız ve yardım edersen başarabiliriz.
We must find the gold of Juarez, and we can do it if you help us. Riza and his men don't mean anything to us now.
- Başarabiliriz.
- We can make it.
Siz yanımızdayken, bunu başarabiliriz.
With you along, We could make it.
Güçlüsün, yücesin eminim ki birlikte başarabiliriz.
You're strong, big, with you I'm sure I'd pull it off.
Başarabiliriz sanmıştım.
I thought we were going to make it.
Gerçekten başarabiliriz sanmıştım.
I really thought we were going to make it.
Bakın, işimiz çok zor ve ancak ekip olarak birlikte çalışırsak başarabiliriz.
Now, it's a very difficult job and the only way to get through it is, we all work together as a team.
Başarabiliriz!
We're gonna make it!
- Başarabiliriz!
Three!
Kïzmak yerine uçmaya vakit harcasa, bir seyler basarabiliriz.
If he spent less energy being bitter and more on flying, we might get action.
Kolayca basarabiliriz.
We should make that real easy.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]