Başka ne tradutor Inglês
16,940 parallel translation
Benim için başka ne sürprizlerin var?
What other surprises have you got for me?
Başka ne?
What else?
48 saat içinde hikâyeyi ayarlamaktan başka ne yapacaklardı?
What else are they going to do, given 48 hours to get their stories straight?
Başka ne yapabilirim bilmiyorum. Düğün planlayıcı istifa etti.
The wedding planner quit.
Başka ne söylemiş?
What else has he told her?
Başka ne anladınız?
And what else did you perceived?
Kutsal Babamız, hakkımda başka ne biliyorsunuz?
Your Holiness, what else do you know about me?
Hakkımda başka ne biliyorsunuz, Kutsal Babamız?
And what else do you know about me, Holy Father?
Bilinecek başka ne var?
What else is there to know?
Başka ne diyebilirim?
Then, I, I couldn't say...
Başka ne gördün?
- All right. What else did you see?
- Başka ne yaptın?
- What else did you make?
- Başka ne için istiyorsun peki?
- Why else then?
Başka ne yaptın?
What else did you do?
Ve çölden başka ne çıkarsa.
And whatever else comes out of the desert.
Başka ne var?
So what else is there?
- Başka ne dedim?
What else did I say?
Başka ne tavsiye edersin?
What other advice you got for me?
Başka ne yapabiliriz ki?
I mean, what else are we supposed to do?
Babam her şeyi düzenli şekilde bırakmış. Vergiler ve diğer başka ne varsa.
My father left everything in order, the taxes and all of that.
Başka ne yapacağımı bilmiyorum.
I don't know what else to do.
- Başka ne harikadır biliyor musun?
- You know what else is great?
- Başka ne yapmak istersin?
What else you wanna do?
Başka ne yapabileceğimi bilmiyorum.
I didn't know what else to do.
Başka ne yapabilirim bilmiyorum.
I didn't know what to do. I...
Fakat bu, başka ne sakladığınız konusunda beni şüphelendirir.
But it makes me wonder what else you're hiding.
Başka ne oldu?
Well, what else has happened? Oh, um...
Başka ne var?
What else?
- Öyle ama başka ne yapabiliriz?
It is, but what can we do?
Yani, başka ne diyebilirsin ki?
I mean, what else do you call that?
Çavuş, uzman çavuş, başka ne vardı?
What was it... Master Sergeant, Sergeant First Class... something like that.
Başka ne seçeneğin vardı?
What choice did you have?
Başka ne ölümlü yeteneklerim var görmek için mükemmel bir zaman.
It's the perfect opportunity to see what other mortal qualities I have.
Başka ne istiyorsun?
What else do you want?
Hadi artık, başka ne gizliyorsun?
So come on, what else are you hiding?
Başka ne icat ettin Cat?
What else did you invent, cat?
Gece yarılarında uyanıp, yapabileceğin başka ne vardı diye düşünmeye son verebilirsin.
You can stop waking up in the middle of the night and wondering what else you could have done.
Daha başka ne terslik olabilir?
Oh, my god. What else can go wrong?
- Başka ne var ki?
What else is there?
Başka ne var?
- What else?
Elimizde silah zoruyla bir içki dükkanını soyarkenki görüntün olduğunu düşünürsek sence başka ne gibi bir yardıma ihtiyacımız var ki?
Considering that we have a video of you holding up a liquor store at gunpoint, what further help do you think we need?
Başka ne var?
What else is there?
Sana hikâyenin ne olduğunu başka biri söyleyemez.
Nobody else gets to tell you what your story is.
Başka yapacak ne var?
What else is there to do?
Ne utanç verici ama.. .. başka seçeneğimiz yoktu.
What a shame, but there was no other choice.
Ne istediğini söylesen de başka bir anlaşma yapsak?
Why don't you just tell me what you want and maybe we can strike another deal?
Matt'in başından her ne geçiyorsa şu an için hayatında başka birisine yer açacak imkanı veya isteği yok.
Whatever is going on with Matt, he's... he's either not capable or... or not willing to make room for anything else in his life... right now.
Ne, sırf başka bir menajerle görüştüm diye mi?
What, because I took one meeting with another agency?
- Ne? Bence para başka bir yere gitti.
I think the money went elsewhere.
Malcolm da güvenilirliğiyle nam salmış biri zaten. Başka ne seçeneğim var?
What choice do I have?
Ne yazık ki, Steph, Emile'in bilinen dostları listemiz 12 yıl eskiye dayanıyor. Sen bir şey hatırlayabilirsen başka tabii.
Unless you can recall something.