Başlık tradutor Inglês
3,954 parallel translation
Saldırganlar başlık takıyordu ve tek bildiğimiz kullandıkları aracın modeli.
The shooters were wearing hoodies, and all we got is a make and model on the vehicle.
Tamam, başlık şöyle : "CIA çalışanının Langley bombacısı ile bir bağı var."
All right, now, the headline is "CIA Officer Linked to Langley Bomber."
... Sevgili bulma işleri bayağı bir kesat "Ortaçağ rol yapma oyununa" başlamak ve bakiren için başlık ödemek istemiyorsan boş boş dolaşmayı bırakmalısın.
The dating scene is pretty dry right now. So... unless you want to engage in some 16th-century role-play and joust for your maiden, I suggest you quit moping.
Danny'nin öldüğü gece ayaktaydım pencereden bakıyordum, yolun aşağısına ve uzakta bir adam gördüm koyu kıyafetli, başlıklı.
The night of Danny's death, I was up... I was looking out the window, down the road, and I saw a man in the distance - dark clothes, hat.
- Özür dilerim Lexi. Başlık sıkıştı ve... - Tak şunu.
Sorry, Lexi, the head got stuck and...
Evet, üç başlık, kesinlikle ben kazandım.
Yes! Three titles. I totally win.
Beach Boys'un başlık kızı, altı harfli.
Beach boys title girl, six letters.
Görüntüler, Reynosa, Meksika'daki bir başlık kamerasıyla çekilmiş.
Video is helmet cam footage from Reynosa, Mexico.
Evet. Kırmızı bir başlık giyiyor olabilir.
Yeah, he might have been wearing a red hoodie.
Yüzü yani, başlık değil.
His face, not the hoodie.
Eğer onu terk edersen, geline başlık parasının iki katını ödemek zorundasın.
If you leave her you have to pay the bride dowry times two.
Şöyle başlık atalım :
Let's play with it :
- Çok kötü bir başlık.
Oh, it's a terrible title.
Başlık askeri tatbikat oyunlarına atıf.
The title refers to war games.
Bir megatonluk stratejik nükleer başlık Seoul'da patlarsa yaklaşık 10 ile 12 milyon arasında insan hayatını kaybeder.
Hypothetically, if a one megaton level strategic nuclear warhead... were detonated in Seoul, about 10 to 12 million people would be killed.
Güzel başlık değil mi?
Very good title, no?
Başlıklı'nın kız arkadaşı geri döndü.
I'm busy. The Hood's girlfriend is back.
ve şimdi sen ortaya çıkıp, beni suçlamaya başlıyorsun...
And now you show up here, and you start accusing...
Bütün kızlara söyledim, beş dakika sonra başlıyoruz.
I've told all the girls we start in five minutes.
Kalpten konuşunca insanlar anlamaya başlıyor. Kırk, elli kişiden yirmisi bana hak veriyor.
It takes time to convince people to join us.
Asıl önemli olan nedir diye düşünmeye başlıyorsun.. .. asıl kıymetli olan nedir diye..
You start thinking about what's important, what really matters.
Psikopat katil ortaya çıkıyor ve herkesi vurmaya başlıyor.
A psycho killer bursts in and starts shooting everyone. Ptshoo, ptshoo, ptshoo!
Evet artık önünüze çıkan engelleri, saçma sorunları birlikte aşmaya başlıyorsunuz.
It does? You're learning how to navigate through the lumps and the bumps and the flaky parts, and the... swollen sections, filled with fluids, just beggin'to be lanced. Yes.
Ama yavaş da olsa, zamanla her şey değişiyor. Artık eskisi gibi toy olmuyorsun. Masallara inanmamaya başlıyorsun.
But... then slowly, over time, everything changes, and you're no longer this young thing and you don't believe in fairy tales and "perfect" isn't in your vocabulary.
Tam üçüncüye gelmişken, başta beslediğim acıkıyor. Sonra da senkronize halde bezlerini pisletmeye başlıyorlar.
By the time I get to the last one, the first one is hungry and crying again, and they've started- - they've started this crazy synchronized pooping.
İyi kısımları bitirdik, şimdi kötüleri başlıyor.
And the good part is over now and the bad part is starting, and I don't want you with me.
Artık eskisi gibi toy olmuyorsun. Masallara inanmamaya başlıyorsun. "Mükemmel" diye bir olgu sözlüğünde olmuyor artık.
You're not some young thing anymore and you no longer believe in fairy tales, and "perfect" isn't in your vocabulary.
Asıl önemli kısım başlıyor.
Here comes the money shot.
- Saçmalık! Bu maske benim için yün başlığın gördüğü işi görüyor.
This mask, it's my operational equivalent to a balaclava.
İnternette diyor ki, kızların ergenliği ilk reglle başlıyor.
The Internet said that girls begin puberty at their first menses.
İnsanlar çığlık atmaya başlıyor.
People start to scream.
Biyolojik açıdan, genç kızlar yetişkinliğe adım atarken bir kanama döngüsü başlıyor, hazır olsalar da olmasalar da.
Biologically speaking, young girls have a blood rite that initiates them into adulthood, whether they are ready for it or not.
Ben size başka bir başlık vereyim!
I have another headline for you- -
Gurur, arkadaşlık, dik başlılık, korku sebebi ne olursa olsun, yaralanmayı saklamak için bir neden değil.
Pride, friendship, stubbornness, fear... whatever the reason, it isn't good enough to hide an injury.
Okul haftaya başlıyor. Ben de annem ve babamla takılmaktan öyle sıkıldım ki. Anlarsın ya.
School doesn't start for a week, and I was just getting so bored hanging out with mom and dad, you know?
New York Üniversitesi'nde yeni bir oyun var. Oyuncular, seyircilerin içinden çıkıp oyuna başlıyorlar. Daha sonra da korkutucu...
Oh, there's that new play at NYU where the actors start in the audience, and then they kinda, like, creep out and scare...
Stajyerim olarak, başlıca görevin yaratıcılık sürecimi koruyup, desteklemek.
( Thuds, Opus coos )
O yalnızca 80 bas, bana 120 baslık lazım.
It's only got 80 basses and I need 120.
Ve Napolyon efendiye gelince artık savaşa başlıyoruz.
And about Napoleon, sir. Now there will be war.
Bir oğul yetiştirdiğinde ve bir erkek olduğunda onun güvende olduğuna inanmaya başlıyorsun kendinin de kalbinin kırılmayacağını düşünüyorsun.
When you raise a boy and he becomes a man, you start to believe that he is safe and that you are safe from heartbreak.
Artık yeni bir dönem başlıyor.
It's a brand new era.
Birazcık korkmaya başlıyorsun.
Start to freak out a little bit.
Tabii ki, bazı anneler için emzirme başlı başına bir bağımlılık olabilir.
Of course, for some mothers, breast-feeding can become an addiction unto itself.
Savaş başlığına bir ışık demeti atıyordu.
It shot a beam of light at the warhead.
Yolculuğumuz en güney batıdan... kıtanın en eski ve en garip köşesinden başlıyor.
Our journey starts in the far south west, in the oldest and strangest corner of the continent.
Yağmurun bereketi kısa sürede geçiyor... ve küelalar yeni sağanağı aramaya başlıyor.
All too soon, the bonanza brought by the rain is over, and the quelea head off in search of the next rare downpour.
- Artık başlıyoruz.
- We're in it now.
Sıkılmaya başlıyorum.
I'm getting a little bored.
Filizleri Roma sokaklarında, kıvrılmış yılanlar gibi yayılıyor. Vatikan'ın duvarlarından içeri giriyorlar. Orada çok başlı bir yılana dönüşüyorlar ve her bir kafa bir kardinal şapkası takıyor.
And its tendrils spread like writhing serpents through the streets of Rome, breaking inside the Vatican walls... where it becomes a many-headed hydra and each head wears a cardinal's hat.
Işık huzmesinin vurduğu bir yer bulup... güneşlenmeye başlıyor.
She finds a rare patch where a shaft of sunlight strikes the ground and she begins to bask.
- Kızlar çıkınca kayda başlıyoruz. - Tamam.
When the girls come out, we roll...