Ben artık gideyim tradutor Inglês
448 parallel translation
Neyse, ben artık gideyim babalık.
Well, I guess I'll be on my way, Pa.
Ben artık gideyim.
I must be getting along.
Ben artık gideyim.
I'll be leaving you now.
Ben artık gideyim mi?
I go now?
Ben artık gideyim.
I better go now.
Ben artık gideyim.
I should be leaving.
Ben artık gideyim.
Here's where I leave you.
Ben artık gideyim.
Well, I'll leave you too alone.
Önemli değil, ben artık gideyim.
No, I'll leave you alone now.
Ben artık gideyim, Arthur.
I'll be going now, Arthur.
Ben artık gideyim.
Well, I'll excuse myself.
"Eh, ben artık gideyim" dedim.
"Well," I said, "I best be goin'."
Eh, ben artık gideyim.
Well, I'll be getting along.
Don Corleone, ben artık gideyim. Çünkü sen meşgulsündür.
Don Corleone, I'm going to leave you now, because I know you're busy.
Ben artık gideyim Peter.
I'd better be going, Peter.
Ben artık gideyim, geç oldu.
Let me get going.
Ben artık gideyim.
Well, I've got to run along myself.
Ben artık gideyim.
Beauty, it is better that I go away.
Ben artık gideyim...
I'll be on my way now...
Ben de artık gideyim.
Well, I must be going.
Ben artık takımlarımı toplamaya gideyim.
Well, I will get my gear and rigging.
- Ben de gideyim artık, baban rahat etsin.
I'd better be going so he can get to bed.
Ben gideyim artık.
I'm leaving now.
Ben gideyim artık.
I guess I'd better get going.
Ben gideyim artık.
Well, I'll be getting along.
Hadi ben gideyim artık.
- Well, I'll be on my way.
Ben de gideyim artık.
I'll be leaving.
Ben artık eve gideyim.
I LIKE TO TAKE A WALK ON WARM EVENINGS.
Şey! Ben artık bankaya gideyim.
Alright, I'm off to the bank.
Ben de gideyim artık.
I've got to be going.
Ben gideyim artık. Bir ara görüşürüz.
So, um, I'll be running along... and, uh, I'll see you sometime, eh?
- Ben gideyim artık.
- I've got to go.
Ben gideyim artık.
I'm off.
Güzel, Ben gideyim artık.
Oh well, I'll be getting along, then.
Geç oldu, ben gideyim artık.
It's late. I'll be going.
Yok, ben en iyisi gideyim artık.
No, I'd best be on my way.
Ben artık eve gideyim de Şabat sofracığımı hazırlayayım.
I have to go home now to prepare my poor Sabbath meal.
Tim, ben artık gideyim.
Tim, I'll be moving off now.
Ben gideyim artık.
I'd better be going now.
Ben gideyim artık.
I'm going now.
Ben de artık gideyim.
Well, and I'll be going.
- Ben gideyim artık.
- I'll leave you.
Ben gideyim artık!
I've leaned out, I'll quit
Neyse, ben gideyim artık.
Well, I'll be going now.
Ben gideyim artık.
I must leave now.
Pekala, artık ben gideyim.
Good one, I leave you.
Ben gideyim artık.
Well, I'll be going.
En iyisi ben gideyim artık.
I'd better be going, now.
Artık ben gideyim.
We say goodbye here.
- Neyse ben de gideyim artık. - Evet.
Well, I guess I'll knock off too, OK?
Neyse artık, ben gideyim.
I guess I'll get goin'.
artık gideyim 16
gideyim 67
gideyim mi 42
ben anlarım 24
ben açım 59
ben aşık oldum 24
ben anladım 28
ben anlamadım 23
ben annen 33
ben acıktım 70
gideyim 67
gideyim mi 42
ben anlarım 24
ben açım 59
ben aşık oldum 24
ben anladım 28
ben anlamadım 23
ben annen 33
ben acıktım 70
ben asla 80
ben anlamam 20
ben alıyorum 23
ben alayım 73
ben anlıyorum 29
ben aptal değilim 98
ben aldım 62
ben alırım 306
ben amerika 34
ben aç değilim 36
ben anlamam 20
ben alıyorum 23
ben alayım 73
ben anlıyorum 29
ben aptal değilim 98
ben aldım 62
ben alırım 306
ben amerika 34
ben aç değilim 36
ben annesiyim 25
ben ayrılıyorum 34
ben avukatım 47
ben ararım 37
ben aptalım 23
ben açarım 103
ben aslında 36
ben almayayım 60
ben aşağı iniyorum 25
ben almadım 46
ben ayrılıyorum 34
ben avukatım 47
ben ararım 37
ben aptalım 23
ben açarım 103
ben aslında 36
ben almayayım 60
ben aşağı iniyorum 25
ben almadım 46