Birdee tradutor Inglês
69 parallel translation
Arkadaşın Birdee'yi çağıralım.
Let's bring out Birdee.
Hadi buraya gel!
Give Birdee a hand.
Merhaba Birdee.
Hi, Birdee.
Birdee, yanında oturan kişinin sesini tanıyor musun?
Do you recognize the voice of the person sitting next to you?
Merhaba Birdee. Connie!
- Hi, Birdee.
Birdee, Connie senin en iyi arkadaşın mı?
Hi! Birdee, Connie is your best friend?
Birdee...
- Birdee...
Connie seninle olan arkadaşlığını çok önemsediğini... ve seni çok sevdiğini bilmeni istiyor Birdee.
I... Your friendship is very important to Connie. She loves you very much, Birdee.
- Sana gelince Birdee...
- And Bird...
- İçmeye mi başladın? - Hayır, başlamadım.
- Birdee, you take up drinkin'?
Birdee, televizyonda çok güzel görünüyordun.
Birdee, you looked so beautiful on that TV.
- Pekala, kes şunu Birdee Teyze. - Bilmiyorum.
- Well, stop that, Aunt Birdee.
- Vay vay vay. - Şu bizim Birdee Calvert değil mi?
Well, well, well, if it ain't Birdee Calvert.
- Pruitt. Birdee Pruitt.
- It's Pruitt.
Birdee, Birdee, Birdee.
Birdee, Birdee, Birdee.
Kesinlikle iyi kokuyor.
Ha ha! It sure smells good, doesn't it, Birdee?
Neden verandaya çıkmıyorsun? Birdee de sana buzlu çay getirir.
Go out on the porch, and Birdee will bring you some iced tea.
Seni görmek çok güzeldi Birdee.
Great to see you, Birdee.
Birdee!
Birdee!
Birdee, kes artık.
Birdee, stop it!
Birdee Calvert!
Birdee Calvert!
Birdee! İçeri gel.
Birdee, come on in.
Aynı eski Birdee.
Same old Birdee.
Birdee Calvert.
- Birdee Calvert!
Bu Birdee Calvert değil mi?
Well, if it isn't Birdee Calvert.
Şey, eğer yanan filmi bize ödetecek olursa... - en azından yarısını senden keserim. - Özür dilerim.
Well, if she sends a bill, I'll have to dock you, Birdee, for at least half.
O sıralar sana abayı yakmıştım Birdee.
I was over the moon for you back then, Birdee.
Sakin ol Birdee.
Relax, Birdee.
Birdee Calvert.
Birdee Calvert.
- Birdee Pruitt!
Birdee? Birdee Pruitt?
Hadi Birdee.
Come on, now. Come on, Birdee.
Her şey değil Birdee.
Not everything, Birdee.
Hadi Birdee.
Oh, come on, Birdee.
Birdee, burası asla kaba bir ev olmadı.
Birdee, this has never been a rude house.
- Merhaba Birdee. nasıl gidiyor?
- Hey, what's goin'on? - Hey, Justin.
- Birdee, lisede değiliz.
- Birdee, this ain't high school.
- Biliyor musun Birdee... sen çok...
- I'm sorry. - You know, Birdee... You used to be so...
"İşte Birdee Calvert geliyor."
"Here comes that Birdee Calvert."
Kahretsin Birdee!
Damn, Birdee!
Beni şaşırtıyorsun Birdee.
You just amaze me, Birdee.
Birdee Teyze!
Aunt Birdee, help! Please?
Merhaba Birdee.
Hello, Birdee.
- Ben ısmarlıyorum Birdee.
It's on me.
Birdee. Yani kuş, bu nasıl bir isim...
I mean, "Birdee." What kind of name is... what...
Birdee, Birdee, Birdee!
Birdee. Birdee. Birdee!
- Birdee, sakin ol.
- Take it easy, Birdee.
Birdee, kapıyı kilitle.
Birdee, lock the door.
- Benim adım Birdee Teyze.
- My name is Aunt Birdee.
Pardon.
Birdee Pruitt. - Sorry.
- Birdee...
- Birdee...
- Bunlar iyi Birdee.
You just smile These are good.